OFM Antalya Hastanesi KBB-Baş ve Boyun Cerrahisi Uzmanı Prof. Dr. Alper Tunga Derin, çocuk ve yetişkinlerde işitme kaybı hakkında önemli bilgilendirmelerde bulundu. Çocukluk döneminde baş gösteren işitme kaybının, dil gelişimi ve konuşma bozukluklarına sebep olduğunu aktaran Derin, “Çocuklarda işitme kaybı çok önemli bir konudur. Aileler, çocuklarının işitme performansına çok dikkat etmeli” diye konuştu.
Çocuklarda meydana gelen işitme kaybı sorunlarının, okul başarısını doğrudan etkilediğine vurgu yapan Derin, “2 yaşından önce varsa çocukların işitme kaybının saptanması hayati öneme haizdir. Eğer çocuklarda 2 yaşından önce işitme kaybı varlığı açısından taranıp, varlığı ve yokluğu değerlendirilip, varsa iyileştirme programına alınmazsa dil gelişiminde ciddi sorunlar olur. Dil gelişiminde sorun olursa, çocuğun çok ciddi bir şekilde konuşma fonksiyonları zarar görür. Bilişsel yetenekleri, sonraki hayatında okul başarıları, üniversite hayatları riske girer” ifadelerini kullandı.
Derin, 2008 yılından bu yana ülkemizde doğan her çocuğun, doğumdan hastaneden taburcu olana kadar işitme tarama programına alındığını da hatırlattı. Bu sayede çocuklarda işitme kaybının erken saptandığını dile getiren Derin, “Çocuklarda işitme kaybının birçok sebebi var. Bu sorun doğuştan gelen sebeplerle ortaya çıkabilir, anne karnındaki viral enfeksiyonların neticesinde ortaya çıkabilir. İşitme kaybı, bazen akraba evliliklerinin getirdiği genetik sebeplerle, bazen de çocukların kendine ait genetik defektlerden dolayı olabiliyor. Çocukların doğduktan sonra geçirdiği enfeksiyonlar, bazen değişik gerekçelerle kullanılan ilaçların kendisi işitme kaybına yol açabilir. Bazen çocuklarda işitme kaybı hiçbir belirti göstermez. 5 yaşına kadar çocukların en az %80’i en az bir kez orta kulak iltihabı yaşanır. Ama doğru tedavi edilirse rahat çözüme ulaşılır. Doğru tedavi edilmeyen hastalarda bu hastalık kronikleşebiliyor. Bu durum çocuklarda işitme kaybına neden oluyor. Ağrı, ateş ve kulaktan akıntı gibi belirtiler olmadan, sadece kulakta sıvı toplanması ile oluşan hastalık, çocukta sadece duymada azalma şeklinde kendini gösterebilir. Çocukların bunu kendi kendine fark etmeleri kolay değil. Burada ailelere çok önemli görevler düşüyor. Öğretmenlere çok önemli görevler düşüyor” diye konuştu.
Derin, işitme kaybının belirti ve tedavileri hakkında da bilgiler verdi. Sık tekrarlanan kulak ağrıları, sıkça yaşanan kulak enfeksiyonları, belli sesleri duymada ve sesin yönünü tayin etmede güçlük çekilmesi, sözel yönergeleri yerine getirmede problemlerin yaşanması, yüksek şiddetteki seslere verilen tepki, gürültülü ortamlarda konuşanı anlamada güçlük yaşanması, televizyon, radyo gibi yüksek sesle ve yakından dinlenilmesi, dil konuşma gelişiminin yaşıtlarından geri seyretmesi, konuşmanın çok yüksek ya da düşük şiddetli olması, monoton konuşması, konuşurken bazı seslerin atlanması, kısa süreli dikkat ve zayıf kelime hafızası gibi durumlarda mutlaka uzman bir hekime başvurulması gerektiğini aktaran Derin, “Gündelik hayatta cep telefonu kulaklığı kullanan gençleri görüyorum. Çok yüksek seviyede ses, akut dönemde ve uzun dönemde olumsuz etkiler meydana getirir. Devamlı yüksek sese maruz kalmak, kalıcı, geriye dönüşümü olmayan sorunlar ortaya çıkabilir. İlerleyen dönemde yaşa bağlı olarak çınlama, uğultu gibi sorunlara yol açabilir. Kulaklık kullanmak istiyorsanız duyacak şekilde ayarlamalısınız" mesajını verdi.
Derin, “Annenin hamilelik döneminde zararlı maddeler (sigara, alkol, uyuşturucu) ve ağır ilaçlar kullanması, ailede işitme engelli bireyin bulunması ve genetik (kalıtım) yolla çocuğa geçmesi, bebeğin kulağının bölümlerinden herhangi birinin gelişmemiş olması, annenin hamilelik esnasında ağır hastalıklar geçirmesi ve hamilelik döneminde beslenme eksiklikleri doğacak çocukta işitme kaybına neden olabilir” dedi.
Derin, bazı işitme kaybı tiplerinin normale döndürülebilirken, bazıları döndürülemez olduğunu söyledi.