Dokuz Eylül Üniversitesi (DEÜ) Genel Cerrahi Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof.Dr. Serdar Saydam, kadınlarda meme başı çekilmesinin meme kanseri belirtisi olabileceğini belirterek “Memeyi uyardığınızda meme başı dışarı çıkıyorsa bu yaşlılığa bağlı doğal bir durumdur. Ancak, memeyi uyardığınızda meme başı çıkmıyorsa, meme kanserinden şüphelenilmelidir” dedi.Dokuz Eylül Üniversitesi (DEÜ) Genel Cerrahi Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof.Dr. Serdar Saydam, meme kanserinin erken tanısı, meme muayenesi ve hastalığın belirtileri hakkında önemli açıklamalarda bulundu.Meme kanserinin bir çok belirtisi olduğunu anlatan Prof.Dr. Saydam, “Memede kitle, meme başı akıntıları meme kanseri belirtisi olabilir. Ancak her meme başı akıntısı kanser anlamına gelmez. Aynaya baktığında meme derisinde çekilme (tümör meme derisini çeker) varsa, meme kanseri tetkikleri yapılmalıdır. Kanser geliştiğinde meme başı içeri çekilebilir. Her meme başı çekilmesi kanser bulgusu değildir. Örneğin yaşlı kadınlarda meme dokusu azaldığı zaman meme başları içe çekilebilir. Ama memeyi ellediğinizde meme başı çıkar. Burada önemli olan şudur; meme başı çökük olduğunda meme uyarıldığında çıkmıyorsa, kanserden şüphelenilmelidir. Diğer bir belirti meme derisinin portakal kabuğu görüntüsü olabilir. Bu durum meme kanserinin ileri olgu olduğunu gösterir” diye konuştu."ELLE MUAYENE VE TARAMA TETKİKLERİ BİRBİRLERİNİ TAMAMLAR"Erken tanı için elle muayene ve tetkik olmak üzere iki yöntem bulunduğunu belirten Prof.Dr Saydam, her iki seçeneğin de birbirini tamamladığını ifade etti. Normalde elle muayene ve tarama tetkiklerine 40 yaşından sonra başlanıldığını anlatan Saydam, şunları söyledi: “Tetkikte mamografi ve ultrason altın standarttır. Meme dokusu yoğunsa, lezyonlarda üst tetkik için MR’a başvurabiliyoruz. Mamografinin kanseri yakalayabilme olasılığı yüzde 90. Küçük kireçlenme odakları meme kanserinin erken belirtisi olabilir. Bu her kireçlenme meme kanserine yol açacağı anlamına gelmez. Örneğin elinize bir kitle geliyor, mamografi çektirmişsiniz. Filme bakıldığında, ’Bir şey yok’ deniyor. Şüphelenip parça alıyorsunuz, mamografinin yanlış okunduğunu düşünüyorsunuz. Bir daha mamografiye bakıyorsunuz. Hiçbir kanser bulgusu gözükmüyor. Yani radara yakalanmayan hayalet uçak gibi. O yüzden meme kanserini erken tanıyabilmek için elle muayene ve tetkikler birlikte yapılmalı. Birbirine alternatif değildir. Birinin kaçırdığını diğeri yakalayabilir. Meme büyükse küçük tümörlerin elimize gelmesi mümkün değildir. O zaman radyoloji tetkikler sayesinde küçük tümörleri yakalayabiliriz.”Prof.Dr. Saydam, elle muayenenin meme kanserinin erken tanısında çok önemli olduğunu belirterek sözlerini şöyle sürdürdü: “Kadınlar kendi memelerini muayene ettiklerinde, memelerinde oluşabilecek değişiklikleri bir çok doktordan daha önce fark edebilir. ‘Elimde kitle var’ diyerek gelen kadınlara muayenede öncelik tanıyoruz. Kadınlar, doktorlarına ‘Mememde yeni bir şey buldum’ diyerek kitlenin olduğu bölgeyi elleriyle göstermeli. Tümörün deri yüzeyine yakın yerleştiği durumlarda meme kanseri elle muayene ile erken evrede yakalanabilir. Kadınları, iki dönemi ortasında muayene yaparız. Biz onlara meme muayenesi yaparken kist mi, yağ bezesi mi, kanser mi diye tanı koymalarını beklemiyoruz. Memelerinde bir değişiklik var mı yok mu, onu anlamalarını bekliyoruz. Karaciğer, dalak birbirine benzer ama kadınların memeleri birbirlerine benzemez. Meme dokusu ne kadar genç ise bir çok şişlik hisseder. Ama bu normal meme yapısıdır. Memesini tanırsa farklı bir yapı oluştuğunda kadın fark eder ve doktora başvurur. Adet görüyorsa iki adetin ortası, görmüyorsa ayda bir meme muayenesi yeterli olacaktır.”“’YA BİR ŞEY BULURSAM’ KORKUSU YERSİZ NASIL OLSA O KİTLE BULUNACAK”Meme kanserinde bir gün önce ameliyat olmanın tedavi açısından bir avantaj sağlamayacağını vurgulayan Saydam, şunları söyledi: “Meme kanseri hızlı büyüyen bir tümör değildir. Tümör bir hücreden 1 santimlik çapa 8 yılda gelir. Kitleyi 15 gün önce, 20 gün sonra fark etmek arasında hiçbir fark yoktur. Hastalar müsterih olmalı. ‘Bir gün önce ameliyat olursam daha iyi olacağım’ gibi bir düşünce doğru değildir. Meme kanserinin yüzde 8 civarı genetik geçişlidir. Kadınlar, ’Ya bir şey bulursam’ diye korkuyor. O kitleyi nasılsa bulacaksın. Kadınlar kendi kendilerini muayene etmeyi öğrenirlerse lezyonları ufakken bile yakalayıp doktora erken başvurabilir. Elle muayene çok önemli.”MEME MUAYENESİ İÇİN KAMU SPOTU HAZIRLANMALISaydam, meme kanserinin erken yakalanması için yapılabilecek çalışmalar hakkında şu bilgileri aktardı:“Meme muayenesi eğitiminin hastaların en sık gittiği doktor veya sağlık merkezlerinde verilmeli. Örneğin aile hekiminde meme muayenesi öğretilebilir. Bu konuda eğitim verilen bir hemşire, kadınlara hem kısaca meme muayenesini anlatabilir hem de bu konuda hazırlanmış broşürlerden verebilir. Böylece daha yaygın bir kesime ulaşılabilir.”AİLEDE MEME KANSERİ ÖYKÜSÜ VARSA TARAMA 30 YAŞINDA BAŞLARAdet öncesi dönemde annesi veya kız kardeşinde meme kanseri öyküsü olan kadınların 30 yaşından sonra tarama programına alınması gerektiğini anlatan Prof.Dr. Saydam, sözlerini şöyle tamamladı:"Mamografi genç bir memede daha az bilgi verirken, ultrasonografi daha fazla bilgi verir. Meme yaşlanıp, meme dokusu azaldıkça mamografinin de değeri artar. Genç yaşlarda iki tetkiki birlikte yaparken, 60’lı yaşlarda sadece mamografiyle tanı konulabilir.”
Anadolu Ajansı ve İHA tarafından yayınlanan yurt haberleri Mynet.com editörlerinin hiçbir müdahalesi olmadan, sözkonusu ajansların yayınladığı şekliyle mynet sayfalarında yer almaktadır. Yazım hatası, hatalı bilgi ve örtülü reklam yer alan haberlerin hukuki muhatabı, haberi servis eden ajanslardır. Haberle ilgili şikayetleriniz için bize ulaşabilirsiniz