Prof.dr. Yusuf Ziya Kavakçı: İdeal Devlet Başkanının Asası Olmalı

Mutlu YUCA- Taner BAYAR/BOLU, Vuslat Platformu'nun Bolu Abant Tabiat Parkı'nda bulunan Abant Palace Otel'de düzenlendiği 'Ufuktaki Yeni Türkiye' konulu sempozyumunun ikinci gününde katılımcılar oturumlarda görüşlerini dile getirdi. Sabah oturumunda 'Yeni Türkiye'de yönetim biçimleri' başlıklı konu tartışıldı. TBMM Anayasa Komisyonu Başkanı Burhan Kuzu da ön sıralarda konuşmacıları dikkatle dinledi. Emekli Yargıtay üyesi Kamil Acar'ın başkanlığını yaptığı oturumda 1999 yılında milletvekili seçildikten sonra türbanlı olarak and içme törenine katılmak istemesi ardından TBMM'den çıkarılan Merve Kavakçı'nın babası Prof.Dr. Yusuf Ziya Kavakçı da 'İdeal bir başkan nasıl olmalı?' başlıklı konuda konuştu. İdeal devlet başkanının islama göre halife olduğunu vurgulayan Prof.Dr. Kavakçı, şöyle dedi:
"Çünkü; Adem baba halife olarak yaratılmış. Halife Allah'ın ahkamını yeryüzünde tatbik etmeye mükellef, bilmeye, yaymaya mükellef biri olarak tarif etmek mümkün olur. Bu görüşe sahip bir başkandan bahsediyoruz. Olması gereken bir başkandan bahsediyoruz. İdeal devlet başkanı hukuk konusunda hassas, anlayışlı, bilgili, aynı zamanda gereğini yapan bir kişi olması gerekiyor. Devlet başkanı mümkün olduğunca lider olacak, adil olacak ama ama etrafında kimler olacak? Şura olacak. Kim olacak onlar? En bilgililer, ulema, ihtiyar heyeti. Hatta kendisini bu makama getirebilecek ve bu makamdan alıp tahttan indirebilecek bilgili, tecrübeli ve alim bir heyet olması gerekiyor."
Kürsüye elinde baston ile çıkan Prof.Dr. Kavakçı, elindeki bastonu göstererek, "İdeal devlet başkanının asası olmalı. Yani kudret olacak" sözleri büyük alkış aldı.
EYÜP FATSA: HDP'NİN TÜRKİYE PARTİSİ OLMASI ÖNEMLİ BİR KAZANIM
Gazetecilerin sorularını yanıtlayan Ak Parti eski milletvekili Eyüp Fatsa ise HDP'nin Türkiye’nin tamamından oy istemesinin önemli bir kazanım olduğunu bildirirken, HDP'nin Türkiye'deki siyasi partilerden bir tanesi olduğunu söyledi. Fatsa, şöyle konuştu:
"İlk defa bölge sınırlarını, coğrafi sınırlarının dışına çıkmak suretiyle Türkiye'nin tamamından oy almak ve büyük Türkiye partisi olma iddiasını ortaya koydu. Bu açıdan baktığımız zaman önemli bir kazanım diye düşünüyorum. Artık yöresel siyasetin, lokal siyasetin terk edilerek Türkiye'nin tamamına yönelik, Türk halkının tamamını kucaklayan, tamamının meselelerine çözüm bulma noktasında siyasi partilerin bir atraksiyon ortaya koymaları önemlidir ve bunu önemsiyorum. Bütün kamuoyu yoklamalarına baktığımız zaman barajı aşabilir yada aşamaz gibi tereddütlü bir durum var. Bazı söylemler hepimizin hoşuna gitmese de sonuçta her söylemin bir alıcısı vardır. Her söylenen şeyin bir karşılığı vardır. Demokrasi çok sesliliktir. Çok sesliliğe, farklı görüşlere, düşüncelere, anlayışlara ve fikirlere insanlar tahammül edebildiği ve hoşgörü gösterebildiği ölçüde demokrat olabiliyor. Türk halkı da artık bu olgunluğa erişmiştir diye düşünüyorum. Ak Parti Türkiye’nin son 13 yılına damga vurmuş ve 4’üncü iktidarına yürüyen bir siyasi partidir. İktidar ve muhalefet partileri arasında bir kriter ortaya koymak gerekirse muhalefetin geçmiş seçimlerde olduğu gibi milleti heyecanlandıracak, millete ufuk çizebilecek, milleti gelecek adına heyecanlandırabilecek yeni bir düşünce ve fikir ortaya koyamadıklarını görüyoruz."