YURTHABER

Bize Ulaşın BİZE ULAŞIN

Prostat Kanserinde Tanı Ve Tedavi

Her kanser türünde olduğu gibi prostat kanserinde de erken teşhis çok önemli. Gelişen tıp teknikleri...

Prostat Kanserinde Tanı Ve Tedavi

Her kanser türünde olduğu gibi prostat kanserinde de erken teşhis çok önemli. Gelişen tıp teknikleri sayesinde tanısı erken konulan prostat kanseri giderek bir kabus olmaktan çıkıyor.

Medical Park Samsun Hastanesi doktorlarından Üroloji Uzmanı Opr. Dr. Abdullah Açıkgöz, “prostat kanserinin tanı ve tedavisi” hakkında bilgi verdi. Dr. Açıkgöz, “Prostat, erkekte idrar kesesinin altında bulunan küçük bir salgı bezidir. Normal prostat ağırlığı yaklaşık 18-20 gram kadardır. Prostat salgı bezinin görevi, meniyi oluşturan sıvının bir bölümünü (yaklaşık yüzde 10-20) salgılamaktır. Bu salgının içinde bulunan maddeler özellikle spermlerin vajinal ortamda enfeksiyonla karşılaşmasını önlemekte ve meninin 20-30 dakika içinde akışkan hale gelmesine neden olmaktadır. Ayrıca prostat içindeki, mesane boynunda olan, istemsiz olarak kasılan iç büzük boşalma sırasında kasılmakta ve meninin dışarı doğru atılmasına ve idrar torbasına geri kaçmamasına neden olmaktadır” dedi.

PROSTAT KANSERİNİN KLİNİK BELİRTİLERİ

Prostat kanserinin tipik erken belirtilerinin olmadığını söyleyen Opr. Dr. Açıkgöz, “Prostat kanserinin başlangıç aşamasında hasta ilk önce herhangi bir şey fark etmez. Bu hastalık ancak nispeten geç bir zamanda rahatsızlıklara yol açar. İdrar yaparken zorluklar ve idrar torbasını boşaltmada rahatsızlıklar gibi, prostatın habis olmayan iyi cins büyümesi (prostat hipertrofisi) hallerinde sık sık rastlanan belirtiler, kanserde, ancak ilerlemiş dönemde ortaya çıkar ve hastanın hastalıktan tamamen kurtulma olanağı mümkün olmayabilir. Habis tümör, sıklıkla prostat bezin dış kesimlerinde oluşur ve ancak tümör oldukça büyüdükten sonra idrar borusunu daraltarak belirtilere yol açar. Bölgesel ağrılar ile idrara veya meniye kan karışması halleri de, ilerlemiş safhada tespit edilebilirler. Bu belirtiler, genellikle tümörün artık prostatın yanındaki diğer dokulara sıçradığının belirtisidir” diye konuştu.

Dr. Açıkgöz, “Siyatik ağrıları ve kemik ağrıları, kalça kemiklerinde, bel kemiğinin alt kesimlerinde veya iskeletin diğer kesimlerinde oluşan kardeş tümörlerden (metastaz) kaynaklanabilir. Çünkü ilerlemiş safhadaki prostat kanserlerinin yüzde 60 kadarı kemiklerde metastaz oluşturur. Bunlar bazı hallerde tümörün sebep olduğu ilk ağrılardır” bilgilerine yer verdi.

ERKEN TEŞHİS İMKANLARI

“Hastalık ne kadar erken teşhis edilirse, o kadar iyi tedavi edilebilir” diyen Opr. Dr. Abdullah Açıkgöz, “Teşhis anında kanser sadece prostatta sınırlı ise, kanser hastalığından tamamen iyileşme şansı çok yüksektir. Bu nedenle hiçbir işeme şikayeti olmasa bile erkeklerin 50 yaşından itibaren yılda bir kez prostat kanseri değerlendirmesi açısından doktora başvurması önerilmektedir. Amaç hastalığın prostatın içinde sınırlı iken, yani hiçbir klinik belirtisinin olmadığı dönemde tespit edilmesidir. Bu aşamada elimizde iki basit ve az ağrı verici muayene metodu vardır: Prostat muayenesi ve kanda PSA denilen bir maddenin ölçümü” şeklinde konuştu.

PSA (prostat spesifik antijen) prostat kanserine özel bir madde olmadığını vurgulayan Dr. Açıkgöz şöyle devam etti: “PSA, 19. kromozom üzerindeki genler tarafından kodlanan, yüzde 93’ü aminoasit ve yüzde 7’si karbonhidrattan oluşan tek zincirli, 237 aminoasit içeren kallikrein ailesi üyesi bir glikoproteindir. Kallikrein nomenklatüründe hK-3 olarak anılmaktadır. PSA, kimotripsine benzer şekilde serin proteaz aktivitesi taşımaktadır.19 PSA, prostatik duktal epitelyum ve prostatik asini hücrelerinde sentez edilir. PSA maddesi prostatın salgı bezlerinden salgılanır ve kanda da belirli bir seviyede bulunur. PSA'nın düşük olması o kişide kesin olarak prostat kanseri olmadığını göstermeyeceği gibi, yüksek olması da kesinlik bir şekilde kanser varlığının habercisi değildir. Ancak PSA değeri, muayene bulgularıyla birlikte prostat kanseri olasılığını göstermesi açısından önemlidir. PSA değerinde sınır 4 ng/ml olarak düşünülse bile, günümüzde birçok merkezde 2,5 ng/ml değerinin üstünde dikkatli davranılarak, alt değerlendirmeler ile prostat biyopsisi önerilebilmektedir. PSA sadece kanserli durumda değil, iyi huylu prostat büyümesinde de kanda yükselebilir. Ayrıca prostat üzerinde tahrişe yol açabilen prostat iltihabı, idrar yolu enfeksiyonu, prostat taşı, idrar yolundan sonda takılması da kanda PSA yükselmesine neden olabilir.”

PROSTAT İĞNE BİYOPSİSİ

Üroloji Uzmanı Opr. Dr. Abdullah Açıkgöz şu bilgileri verdi: “Prostat iğne biyopsisi, parmakla muayenede olduğu gibi, rektuma yerleştirilen bir ultrasonografi alıcısı yardımıyla elde edilen prostat görüntüsü rehberliğinde alınmaktadır. Biyopsi örnekleri bir iğne yardımı ile alınır. Bunun öncesine prostat etrafına yapılacak lokal (mevzi) anestezi ile işlem sırasında ağrı olmamaktadır. Prostat bezinin transrektal ultrasonografik görüntüsü altında, prostatın her iki kanadından 5 adet yani toplam 10 adet iğne ile biopsi örneği alınır. Ayrıca ultrasonografik görüntü altında görülen şüpheli bölgelerden de ayrıca numune alınabilir.”

“Erken evrede yakalanmış bir kanserde hastanın birkaç tedavi yönteminden birini seçmek gibi bir lüksü vardır. Hatta ileri yaşta, iyi seçilmiş olgularda hiçbir tedavi yapmayarak dikkatli bir izlem içinde olmakla yetinilebilir. Bu durum hastaya iyi anlatılmalıdır. Çünkü hasta kanserinin bulunması için gösterilen hassasiyetin tedavi için neden gösterilmediğini anlamakta zorluk çekebilir. Aktif tedavi seçenekleri ise radikal prostatektomi, radyoterapi ve brakiterapidir. Kryoterapi ve yüksek yoğunluğu odaklanmış ultrason (HIFU) şu an için yerleşmiş tedavi yöntemleri değildirler. Ama tedavi alternatifi olma yolunda araştırmalar yapılmaktadır.”

Dr. Açıkgöz sözlerini şöyle tamamladı: “Radikal prostatektomi, erken evre prostat kanserinde uzun dönem en iyi sonuçları verdiği gösterilmiş, özellikle işeme şikayetleri olanlar ve büyük prostatlılarda seçkin tedavi yöntemidir. Açık retopubik, açık perineal ya da laparoskopik/robotik yapılabilir. Hangi yöntemle yapılırsa yapılsın yapan kişinin bilgi ve becerisinin hastaya direkt yansıdığı özellikli bir operasyondur. 1.5-2 saat arası sürer. Hastanede 3-4 günlük bir süre geçer ve ortalama 8-9 gün kadar sondalı kalınır.”

Anadolu Ajansı ve İHA tarafından yayınlanan yurt haberleri Mynet.com editörlerinin hiçbir müdahalesi olmadan, sözkonusu ajansların yayınladığı şekliyle mynet sayfalarında yer almaktadır. Yazım hatası, hatalı bilgi ve örtülü reklam yer alan haberlerin hukuki muhatabı, haberi servis eden ajanslardır. Haberle ilgili şikayetleriniz için bize ulaşabilirsiniz

En Çok Aranan Haberler