Psikolog İbiş: Şiddet içerikli görüntüler, topluma zarar veriyor

Antalya'nın Manavgat ilçesinde Aile Danışmanı Psikolog Ece Ergür İbiş, Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı olan eşi Jin. Opr. Dr. Mazlum İbiş ile birlikte toplumda şiddete mücadele faaliyetlerini kitap haline getirdi. İbiş, kitabı, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Fatma Şahin'le paylaşacağını söyledi.

Psikolog Ece Ergür İbiş, Özel Mavi Aile Danışmanlığı Merkezi'nde yaptığı açıklamada, eşi ile birlikte hazırladıkları kitapta toplumsal şiddet olaylarına genel hatlarıyla birlikte ele alarak çözüm önerileri sunduklarını söyledi. İbiş, son yıllarda toplumda kadın ve çocuklara yönelik şiddet olaylarının artmasına rağmen, çözüm bulma çalışmalarında da Avrupa Birliği (AB) standartlarını yakaladıklarını kaydetti. Kitap haline getirdikleri çalışmaların, toplumda şiddet ve toplumsal değişimi sağlayıcı, bireyi-aileyi koruma, güçlendirme ve şiddeti önleme ve alternatif çözüm önerilerinden oluştuğunun altını çizen İbiş, şiddetle mücadelede görsel ve yazılı medyaya çok büyük görevler düştüğünü söyledi.

Avrupa ülkelerinde hiç bir televizyon kanalında şiddet görüntüsünün yayınlanmadığına dikkat çeken İbiş, uzun yıllar kaldığı Avusturya Viyana'da televizyon kanallarında başta çizgi film olmak üzere hiç bir şiddet görüntüsüne rastlamadığını kaydetti. İbiş, "Medya toplum eğitiminde iki ucu keskin bıçak gibi. Elinde tuttuğunda yaptığına göre yararlı da olabilir, zararlı da. Özellikle görsel medyada şiddetin işleyiş biçimi ve gösterildiği saatler çok önemli. Reyting kaygısı üzerine şiddet içerikli programlar yapılmamalı ve yayınlanmamalı. Güney Kore'de görev yaptığı süre içinde gece geç saatlerde bir çizgi filminin yayınlandığını gördüm. Çizgi filmin niçin sabah saatlerinde yayınlanmadığını merak ettim. Öğrendim ki çizgi filmde şiddet sahneleri olduğu için yayının çocukların uyduğu bir saate koymuşlar. Toplumda şiddeti önlemede özellikle görsel medya bir okul görevi görebilir. Şiddet görüntüleri, toplumda şiddeti arttırıyor." diye konuştu.

İbiş, şiddetin temelinde ekonomik, sosyo-kültürel ve psikolojik sebeplerinin olduğunu ifade etti.