Diyarbakır'ın Sur ilçesinde 1930'lu yıllarda tüm evlerde dokunan, geçen yıl modacı Cemil İpekçi'nin de tasarladığı koleksiyonunu bir defile ile tanıttığı geleneksel el sanatı puşi yoksul kadınların ellerinde yeniden hayat bulacak.
Yaklaşık 80 yıl önce hemen hemen her evden tezgah seslerinin yükseldiği Sur ilçesinde Diyarbakır'ın en özgün ve en çok bilinen, ancak kaybolmaya yüz tutmuş rengarenk el sanatlarından birisi ipekli dokumadan elde edilen puşiciliğin yeniden canlandırılarak yoksul kadınlara ekmek kapısı olması için Sur Kaymakamlığı harekete geçti.
Kaymakamlıkça SODES kapsamında hazırlanan ''İpekten Dokunuşlar'' projesi ile ihtiyaç sahibi 40 kadın restore edilen tarihi kilisede kurulan tezgahlarda ekonomik kazanca dönüştürecekleri puşinin hem eğitimine hem de üretimine başladı.
Sur ilçesinde yaşayan çoğu eğitimsiz ve eşleri işsiz yoksul kadın kursiyerler için kurulan tezgahlarda el emeği göz nuru ile dokudukları puşi hem kadınlar hem de ailelerinin geleceği için adeta umut oldu.
Sur ilçesi Kaymakamı Mustafa Kılıç, AA muhabirine yaptığı açıklamada, tarihi kaynaklarda; ''1930'lu yıllarda Diyarbakır'da 400'ün üzerinde dokuma atölyesi bulunduğu, daha çok Ermeni ve Süryani ailelerin evlerinde kurulan 4-15 tezgahın olduğu atölyelerde puşi üretimi yapıldığı, Urfakapı'dan Mardinkapı'ya kadar olan bölgedeki Sur boyunca her evden tezgah seslerinin yükseldiğinin'' belirtildiğini kaydetti.
Gayri müslimlerin 1950'li yıllarda batıya göç etmesiyle birlikte bu mesleğin icra edilemez hale geldiğini, özellikle 1958-1961 yılları arasında tezgahların kalkmaya başladığını ifade eden Kılıç, bu sanatın Diyarbakır'da doğduğu Sur ilçesinde yeniden yaşatılarak yoksul insanlara gelir kapısı olması için çalışma başlattıklarını belirtti.
Kılıç, Diyarbakır'ın en önemli ve kaybolmaya yüz tutmuş, rengarenk, el emeği, göz nuru ile dokunan geleneksel el sanatlarından olan ipek puşinin hak ettiği pazarı bulması ve bu alanda istihdam yaratılması için geçen yıl Diyarbakır Ticaret ve Sanayi Odası'nın (DTSO) Sosyal Destek Programı (SODES) çerçevesinde yürütüğü ''Silk Puşi Projesi''ne tasarım desteği veren Cemil İpekçi'nin puşiden tasarladığı 45 parçalık koleksiyonunu tarihi keçi burcunda defileyle tanıttığını hatırlatarak, ''Kaymakamlık olarak SODES kapsamında hazırladığımız ''İpekten Dokunuşlar'' projesini hayata geçirdik. Hazırladığımız bu projeyi aslına ve tarihi geçmişine uygun bir mekanda uygulama kararı aldık. Mülkiyeti Vakıflar Genel Müdürlüğü'ne ait olan ve restore edilerek kullanım hakkı bize devredilen eski bir kilisede bu projeyi uygulamaya başladık'' dedi.
-EVLERİNDE İŞ KURMALARI İÇİN DESTEK-
Düzenledikleri kursa yoğun bir talebin bulunduğunu, ancak proje kapsamında öncelikle 40 kursiyere eğitim imkanı verebildiklerini ifade eden Kılıç, bu mesleği tam anlamıyla öğrenen kursiyerlere evlerinde bu işi sürdürmeleri için gereken yardımlarda bulunacaklarını ifade etti.
Kursa katılan kadınlara puşi üretiminin en ince ayrıntısına kadar öğretildiğine, tezgahın maliyetinin 2 bin TL olduğunu belirten Kılıç, kadınların evlerinin uygun bir köşesine bu tezgahı kurarak geçmişte olduğu gibi bu üretimi gerçekleştirebileceklerini ifade etti.
Kılıç, kursiyerlere proje kapsamında her gün 15 TL ödeme yaptıklarını ve aile bütçelerine katkıda bulunduklarını kaydederek, ''Evlerinde üretim yapmaları için destek vereceğimiz kursiyerlerimizi batıdaki ünlü markalarla da buluşturmayı planlı planlıyoruz. Üretilen puşilerin mali değeri bir hayli yüksek. Diyarbakır Valisi Mustafa Toprak'ın talimatı ile Sur içinde Halk Eğitim Merkezi ve diğer kamu kurumlarınca düzenlenen kurslarda üretilen ürünlerin tarihi bir mekanda pazarlanması, halka ulaştırılması için bir çalışma başlatacağız'' şeklinde konuştu.
-KURSİYERLERE SOSYAL DESTEK-
Usta öğretici Refika Özer, 2 grup halinde 40 kadına okul disiplini ile müfredata dayalı puşi dokuma eğitimi verdiklerini söyledi.
Sur ilçesinin göçle gelen ailelerin ilk yerleşim yeri olduğunu vurgulayan Özer, kursiyerlerin genellikle daha önce eğitim almamış, göçle gelen, ekonomik sıkıntı yaşayan, eşleri tarafından terk edilen veya eşleri çalışmadığı için maddi yoksulluk yaşayan, şiddete uğrayan kadın profilinden oluştuğunu belirtti.
Özer, projenin bu kadınlar için adeta umut olduğunu ifade ederek, şöyle dedi:
''Kursa yoğun bir talep söz konusu. Hatta kapasitemiz dolduğu için kursa dahil edilmeyen kadınlar ağlayarak evlerine döndü. 40 kursiyer ile 2 aydan bu yana eğitimlerimiz sürüyor. Tezgah parçalarından ip sarmaya, dokuma tekniklerinden üretime kadar her aşama hakkında eğitim alıyorlar. Kursiyerlerimizin ürettiği ürünleri ünlü markalara pazarlanması de söz konusu. Bu nedenle kursiyerlerimiz titiz bir üretim gerçekleştiriyor. Bu kursun sürmesi onların hem bireysel hem de ekonomik özgürlüğü için son derece önemli. Öz güvenleri gelişen kadınlar kendi ayakları üzerinde durabilecek hale gelmenin heyecanını yaşıyor. Kurs bitiminde kendi evlerinde bu tezgahları kurup üretime geçebilecekler. Ailevi sorunları olan kursiyerlerimizin sorunlarını paylaşarak onlara sosyal destek de sunmaya çalışıyoruz. Problemlerini rahatlıkla bizimle paylaşabilecekleri bir ortam yarattık.''
-''ÜNLÜ MARKALARA PUŞİ DOKUYACAK OLMAK BİZİ HEYECANLANDIRIYOR''-
Kursiyerlerden 2 çocuk annesi Fatma Esen de (28), eşinin işsiz olduğunu, ekonomik yoksunluk nedeniyle evde zaman zaman sorunlar yaşadığını belirterek, kurs sayesinde aile içinde özlemini duydukları huzura kavuştuklarını söyledi.
Evinin kirasını ödeyecek imkanları dahi bulunmadığını anlatan Esen, ''İlk kez bir konuda eğitim alma imkanı buldum. Evden dışarı bile çıkamazken bu kurs sayesinde kendimize güvenimiz arttı. Puşi çocuklarımızın geleceği için umudumuz oldu. Bu sanatı yaşatmak ve gelire dönüştürmek konusunda kararlıyız. Ünlü markalara puşi dokuyacak olmak bizi heyecanlandırıyor'' dedi.
4 çocuk annesi G.A ise (30), eşinin iş bulamadığını, bu nedenle birikmiş kira borcunu ödeyemez hale geldiklerini ifade ederek, kurs sayesinde evine ekmek götürebilmenin mutluluğunu yaşadığını söyledi.
Ekonomik yoksunluk nedeniyle çocuklarına bakamaz hale geldiklerini belirten G.A, ''Komşularımızın yardımları ile yaşıyoruz. Astım hastasıyım elim ve ayağım özürlü. Babam alkol bağımlısı olduğu için bana bakamadı. Ben de kuma olarak evlendim. Eşim çalışmıyor. İlk eşinden olan çocukları kendi geçimlerini sağlıyor. Ancak bize ekmek bile getiren yok. Eşim bakamadığı için çocukları yetiştirme yurduna bırakmayı düşünüyor. Bu kursta aldığım eğitimi gelire dönüştürebilirsem çocuklarımı yetiştirme yurduna bırakmak zorunda kalmayacağım. Bu kurstan aldığım eğitim ile gelir elde edebilmek tek umudum'' şeklinde konuştu.
Anadolu Ajansı ve İHA tarafından yayınlanan yurt haberleri Mynet.com editörlerinin hiçbir müdahalesi olmadan, sözkonusu ajansların yayınladığı şekliyle mynet sayfalarında yer almaktadır. Yazım hatası, hatalı bilgi ve örtülü reklam yer alan haberlerin hukuki muhatabı, haberi servis eden ajanslardır. Haberle ilgili şikayetleriniz için bize ulaşabilirsiniz