YURTHABER

Bize Ulaşın BİZE ULAŞIN

Put taşlamak!

Hâl beyanı...

Hafta sonlarında hafif ve kısa yazılar yazmak, Bakü deyimiyle, “yahşı maslahattır”... Hoşuma gitmiyor desem yalan söylemiş olurum!..

İlle de fikir yazısı diye oturacak olsanız...

Her şeyden önce bir fikriniz olacak, bu bir.

Sonra o fikri, onlarca çuval lâfla anlatmaya kalkmak yerine, anlaşılabilirlik arz eden bir lisân-ı hâl ile özetlemeye çalışacaksınız, bu iki.

Bunun için de edebî bilginizin yanısıra bir de yazma kabiliyetiniz olacak, bu da üç!..

Bunların üçü de fakir de yok! Ne yapalım, kısmetimize düşenle idare ediyoruz!

Ha, diyeceksiniz ki; “bu dediklerinize sahip olmayan niceleri var ki, 20-30 yıldır kaptıkları köşelerde her gün fitne-i fel körüklüyorlar!”

Ben de size, “çok haklısınız” diyeceğim!..

***

Efendim...

Biz yazsak ne olur, yazmazsak ne olur?

Yazmazsak hiçbir şey olmaz! Ne maddî, ne de manevî kaybımız olur. Çünkü beleşe yazılan yazılardır bunlar. Para yerine, bol bol düşman kazandırıyor!

Gerçi, takdir edenlerin sayısı onlardan kat kat fazaldır, ama gene de ciğeri beş kapik etmez birtakım itin kopuğun küfürleri de cabası!..

E, yazıyoruz da ne oluyor?

Çok bir şey olduğu yok!

Sadece...

Hakk’a, inanca, vatana ve millete ve de hürriyete bağlılığımızı ikrar etmiş oluyoruz!

Sabir’in dediği gibi...

“Çalkalandıkça, bulandıkça zaman nehre(yayık) gibi,

Yağı yağ üste çıkar, ayranı ayranlık olur.

Kim ki insanı sever: Âşığ-ı hürriyet olur,

Evet, hürriyet olan yerde de insanlık olur!”

Her şeyden evvel insan olmaya çalışıyoruz...

Vicdanımızın sesini yazıyoruz. Hak ve adalet arıyoruz, zâlimlerin zulmüne boyun eğmiyoruz!

Birilerinin tıklım tıklım doldurduğu kümesteki tavuğuna kışa kışa diyoruz...

E bunlar da bize, ahir ömümüzde huzur veriyor işte, hepsi o kadar...

Tevfik Fiket’in sözlerinden yola çıkarak, biraz daha açıklamaya çalışacak olursak:

”Beşerin böyle dalâletleri var

Putunu kendi yapar, kendi tapar!”

Demiş ya hani?!

Hani biz de putları yıkıyorduk ya güya?!

Hani orada, burada, şurada...

Bir türlü yıkılamayan, atadan oğula geçen veya birilerinin yerine yeni dikilen o putları taşlıyoruz işte!

Daha ne olsun?!

Halbuki, taşlamak yerine putperestlik etsek, Allah ve resulu yerine durmadan bir putun adını zikretsek, medhiyeler düzüp önünde diz çöksek...

Sırtımızı bir hanedana dayasak, her gün onların muarızlarına sövsek...

Belki bize de bir kıç oturumluk yer açarlardı...

Kim bilir! Belki daha da fazlası olurdu, bakarsınız sayısız dünya nimetine konardık!..

Övgülere mazhar olur, mâlikânelere terfi ederdik...

Tapındığınız putun kimisi münzevî bir hayat adı altında kırk kişilik hizmetliyle kâşânelerde yaşadıktan gayrı...

Kimisi beytülmalı taladığı hâlde bir ulusun liderliğini yapıyor ve zerrece utanmıyorsa...

Size niye gam olsundu ki?!

***

Sabir ile bitirelim...

“Efsus!.. Sâd efsus sana ey güzel İslâm!

Kimler sana gör şimdi tarafdar olacaktır?!

Başı saçlı, ayağı çekmeli vır-vır konuşanlar,

Güya dinin kadrin bilip, mü'min-i dindar olacaktır!..”

cahitkilic54@mynet.com

Anadolu Ajansı ve İHA tarafından yayınlanan yurt haberleri Mynet.com editörlerinin hiçbir müdahalesi olmadan, sözkonusu ajansların yayınladığı şekliyle mynet sayfalarında yer almaktadır. Yazım hatası, hatalı bilgi ve örtülü reklam yer alan haberlerin hukuki muhatabı, haberi servis eden ajanslardır. Haberle ilgili şikayetleriniz için bize ulaşabilirsiniz

En Çok Aranan Haberler