"12 Eylül" Davası

"12 Eylül Darbesi" davasına müdahil olma talebinde bulunan avukat Senih Özay, mahkemeye, "Anılarım, Ağzımı Hayra Açtığım Davalarım" isimli kitabı sundu.

2 Eylül askeri darbesinin mimarlarından dönemin Genelkurmay Başkanı, 7. Cumhurbaşkanı Kenan Evren ile emekli Hava Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Tahsin Şahinkaya'nın, "anayasal düzeni zorla değiştirmeye kalkmak" suçundan yargılandığı davanın ilk duruşması sona erdi.

Duruşmada müdahil olma talebinde bulunan avukat Senih Özay, mahkemeye, "Anılarım, Ağzımı Hayra Açtığım Davalarım" adlı kitabı sundu. Özay, kitabının incelenmesi ve mahkemeye sunduğu 622 dilekçeye ilişkin, "12 Eylül darbesiyle ben uzun yıllardır hesaplaşmaya çalışıyorum. Kenan Evren adını taşıyan sokakların isimlerinin değiştirilmesini istiyorum" dedi.

Kenan Evren ve arkadaşlarının yaptığı darbenin ortaya çıkarılması amacıyla ve ayrıca Amerika Birleşik Devletleri'nde bazı ülke subay ve görevlilerine darbe hazırlığı noktasında kurs verildiği yönünde bilgiye sahip olduğunu belirten Özay, "Bu konuların araştırılması için ABD Savunma Bakanlığı'na ve CIA Başkanlığı'na dahi dilekçe verdim. Beni muhatap almadılar ve 'talebiniz mantıksızdır' diyerek geri çevirdiler" diye konuştu.

"Kenan Evren'e en ağır ceza verilse dahi ben Cumhurbaşkanı'na ailemden de gizli olarak af başvurusunda bulunabilirim" diyen Özay, "Burada önemli olanın darbe zihniyetinin yargılanması olduğunu düşünüyorum. Diğer yandan sanıklar etkin pişmanlık hükmünden yararlanmak için talepte bulunabilirler. Bu yöndeki beyanlarının alınmasına da önem atfediyorum" ifadelerini kullandı.

KENDİSİNE İŞKENCE EDENLERİN İSİMLERİNİ AÇIKLADI

12 Eylül davasına müdahil olma talebinde bulunan darbe mağduru Fatsalı Hayati Bölükbaş ise, "Ben de 12 Eylül darbesi sonunda gözaltına alındım ve haksız yere işkence gördüm. Bana işkence yapan Mustafa Yayla, Yemen Türkan, Baki Merdan, Asteğmen Refik isimli subay ve astsubayların da yargılanmasını istiyorum. Kardeşim Alaattin Bölükbaş'ın öldürülmesine katıldıklarını düşündüğüm Yüzbaşı Ali, Yüzbaşı Bakir Merdan, bizzat tetiği çeken Asteğmen Refik'in de yargılanmasını istiyorum" dedi.

Bölükbaş, söz konusu kişilerin ise 12 Eylül döneminde Ordu'nun Fatsa ilçesi Çamaş Jandarma Karakolu'nda görevli kişiler olduğunu söyledi.

"12 EYLÜL BENİ BABASIZ BIRAKTI"

Müdahil olma talebinde bulunan Senem Gülbudak da, babası Abdullah Gülbudak'ın yasal bir öğretmen hareketinin lideri iken 12 Eylül'ün ardından gözaltına alınarak, yargılama sırasında tutulduğu cezaevinde hayatını kaybettiğini ifade etti. Gülbudak, "12 Eylül beni babasız bıraktı. Bu anlamda 12 Eylül'ün mağdurlarındanım" dedi.

"MAHKEME BİZLERİ SADECE MAĞDURLAR OLARAK DEĞİL, OLAYLARIN TANIĞI OLARAK GÖRMELİ"

Müdahil olma talebinde bulunan İsmail Duygulu ise, "Antalya Yetiştirme Yurdu'nda devletin koruması altında bulunduğu" yıllarda, 13 yaşında ortaokul 3. sınıftayken mağdur olmaya başladığını iddia etti. Kaç kez gözaltına alındığını hatırlamadığını belirten Duygulu, "4 defa çok esaslı işkence gördüm. Bu sebepten dolayı sağ ayağımda bir araz oluştu. Akciğerlerimde tüberküloz rahatsızlığı geçirdim ve tedavi altına alındım. En son işkencede kanama geçirdiğim için fazla üzerime gelmediler. Ben de bu sayede kurtuldum. Yaşadığım olaylar beni fiziken arızalandırdığı gibi ruhen de arızalandırdı" diye konuştu.

Mahkemenin kendisini sadece mağdur olarak değil, aynı zamanda 12 Eylül'de yaşanan olayların tanığı olarak da görmesi gerektiğini savunan Duygulu, "Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin adli yargısı artık bu dava örneğinde olduğu gibi hafızasını korumalıdır" dedi.

"SÖZLÜ OLARAK ANLATAMAYACAĞIM İŞKENCELERE MARUZ KALDIM"

Duruşmada günün son müdahil olma talebinde bulunan Nevin Aytek isimli vatandaş da, 12 Eylül döneminde üniversitede okurken gözaltına alındığını ifade ederek, "Sözlü olarak anlatamayacağım işkencelere maruz kaldım. Okulu bitirmem engellendi. Bu durumda gelecek için bir meslek sahibi de olamadım. Mağdurum" diye konuştu.