Bölükbaşı, Antalya Sanayici ve İşadamları Derneği (ANSİAD) tarafından, 'Seçimlere Gidilen Bir süreçte Türkiye'nin İç ve Dış Politika Gündemi'' adıyla düzenlenen toplantıya katıldı.
Türkiye'de 1 Mart tezkeresinin reddedilmesi ve ABD'nin, Irak'ı işgal etmesi sonrasında ortaya çıkan siyasi gelişmelere yönelik süreci hatırlatan Bölükbaşı, 1 Mart tezkeresinin kabul edilmemesiyle, Türkiye'nin, Kuzey Irak'taki üç kırmızı çizgisinin 'ayaklar altına' alındığını öne sürdü.
Türkiye'nin, AK Parti iktidarları döneminde kötü yöneltildiğini ileri süren Bölükbaşı, ''Türkiye 9 yıldır bu hükümet tarafından yönetilmektedir. Her alanda ağır tahribatların yol açtığı bir dönem olmuştur. Bu iktidar tahribatın ağırlaştığı bir döneme gitmektedir. Türkiye iç ve dış politika ve gündemi çok hızlı değişmekte ve anlaşılmaz hale gelmektedir'' diye konuştu.
''Demokratik açılım'' ile ilgili eleştirilerini de sürdüren Bölükbaşı, ''demokratik açılım'' ile PKK'nın taleplerinin aynı olduğunu iddia etti.Bölükbaşı, şöyle konuştu:
''AK Parti bu açılımı ilerletme imkanı bulursa, ne yapacağını anlayabilmek için Habur rezaletini hatırlamak tek başına yeterlidir. 19 Ekim 2009 tarihinde Habur'da yaşananlar, ister 'PKK açılımı' deyin, isterse demokratik açılım deyin, bu Sayın Başbakanın açılımının aynasıdır. Bir nevi turnusol kağıdıdır. Sayın Başbakan bu açılımı ilerletme imkanı bulursa, Türk milli kimliğini değiştirerek bunun yerine anayasal vatandaşlık ve 'Türkiyeli'lik temelinde yeni bir kimlik tanımı yapmaktır. PKK'nın talebi de zaten budur. İkinci husus da, Kürtçe'nin statü kazanmasıdır. Mahalli yönetimlerde iki dilli hizmet çerçevesinde Kürtçe'ye yeni bir statü verilmesi ve zaman içinde Türk milli eğitim sistemi içine Kürtçe'nin sokulmasının sağlanmasıdır. PKK'nın amacı da budur. Sayın Başbakanın, 'PKK açılımının' sonucunda bu olacaktır. Üçüncü husus ise Türkiye'de merkezi yönetimin, merkeziyetçi sistemin ağır ve hantal olması bahanesiyle mahalli idarelere yetki devri adı altında eyaletler sistemine geçişin, hukuki ve siyasi alt yapısının hazırlanmasıdır. PKK'nın istediği budur. Sayın Başbakan'ın, 'PKK açılımı' ile yapılmak istenen de budur. Dördüncü husus da, teröristlere genel siyasi af getirilmesidir. Lider kadrosunun bir üçüncü ülkeye siyasi sürgüne gönderilmesi, İmralı canisinin tutukluluk koşullarının iyileştirilmesi, şartların uygun olduğu bir zamanda ev hapsi uygulamasına geçilmesi ve nihayetinde de tamamen serbest bırakılması ve Türkiye'de siyaset yapmasının önün açılmasıdır. PKK'nın dört talebi budur.''
Bölükbaşı, bugün Türkiye'nin terör örgütü PKK'nın siyasallaştığı, etnik bölücülüğün hak talebi olarak bir meşru zemini kazandığı, terör örgütü elebaşı Abdullah Öcalan'ın siyasi çözüm süreçlerinde meşru muhatap olarak kabul edildiği ve Türkiye'nin bölünme modellerinin demokratikleşme ambalajları içinde pazarlanmaya çalışıldığı karanlık bir dönemden geçtiğini savundu.
Türkiye'nin geleceğiyle ilgili büyük endişe duyduklarını ve ülkenin çok hayati bir yol ayrımına geldiğini ifade eden Bölükbaşı, şunları kaydetti:
''60 gün sonra Türk milletinin önüne gelecek seçim sandığı, sadece önümüzdeki 4 yıl Türkiye'yi yönetecek siyasi kadroları belirlemeyecek, çok çok ötesinde Türkiye'nin gelecekte hangi yöne gitmesini istediğinizi, çocuklarınızın nasıl bir Türkiye'de yaşamasını istediğinizi, seçim sandığı başında tecelli edecek idarenizle sizin belirleyeceğiniz bir tarihi dönüm noktası olacaktır. 12 Haziran, Türkiye'nin milli birliği ve varlığının bölündüğü, bir tehlikeye atılmasının önlenmesi veya bu sürecinin önünün açılması açısından tarihi bir dönüm noktasıdır.''
Konuşmaların ardından ANSİAD eski Başkanı Mehmet Hacı Arifoğlu, MHP Genel Başkan Yardımcısı Bölükbaşı'na plaket verdi.
Anadolu Ajansı ve İHA tarafından yayınlanan yurt haberleri Mynet.com editörlerinin hiçbir müdahalesi olmadan, sözkonusu ajansların yayınladığı şekliyle mynet sayfalarında yer almaktadır. Yazım hatası, hatalı bilgi ve örtülü reklam yer alan haberlerin hukuki muhatabı, haberi servis eden ajanslardır. Haberle ilgili şikayetleriniz için bize ulaşabilirsiniz