"BDP Ve PKK Silahın Pazarlığı Üzerinden Bir Konum Almamaya Dikkat Göstermeli"

Gazeteci-yazar Orhan Miroğlu, BDP'li ve PKK siyaseti etrafındaki bütün aktörlerin 'silahın pazarlığı' üzerinden bir konum almamaya dikkat göstermeleri gerektiğini söyledi. Miroğlu, Kürt tarafındaki aktörlerin "Öcalan'a ev hapsiyle" masaya oturmalarının gerçekçi olmadığının belirterek bu olabilecekse bile şuan bunun konuşulmaması gerektiğini vurguladı.

Cihan Haber Ajansı (Cihan) muhabirine konuşan Gazeteci-Yazar Orhan Miroğlu, teröristbaşı Abdullah Öcalan ile yapılan görüşmenin önemli bir girişim olduğunu ifade etti. 1999, Oslo süreci ve bunun üçüncü olacağını dile getiren Miroğlu, 99'un koşullarına, Oslo koşullarına bakıldığında hem Türkiye'nin hem de Ortadoğu'daki gelişmelerin böylesi bir siyasi iklimi daha elverişli kıldığını düşündüğünü kaydetti.

PKK'nın Oslo'da Silvan saldırısı ve Kürt-Şii ittifakıyla denklemin içinden çıkmak istediğini belirten Miroğlu, masadan ayrılmasının en önemli sebebinin bu olduğunu ifade etti. Bu sürecin aslında Öcalan tarafından da desteklendiğini anlatan Miroğlu, gelinen aşamada PKK-Şii ittifakının çatırdağını vurguladı. Bunun PKK'ya hiçbir faydasının olmadığını Öcalan ile örgütü yönetenlerin açık bir şekilde gördüğünü dile getiren Miroğlu, Esad'ın gitmesiyle birlikte PYD'nin Suriye'deki eski varlığını koruyamayacağının altını çizdi. Türkiye'deki demokratik zeminden ayrılıp umutlarını tamamen Ortadoğu'ya bağlayan özellikle de Suriye'ye bağlayan PKK'nın bu alanda denediği umudun da beklentilerin de boşa çıktığını söyledi.

"SURİYE'DE KABUL EDELİM YA DA ETMEYELİM PYD'NİN BİR GÜCÜ VAR"

Türkiye'nin asıl probleminin Suriye'deki PYD'nin silahlı veya silahsız olması olmadığına dikkat çeken Miroğlu, temel problemin "Suriye'de süreç başladığı zaman PKK'nın neden İran'daki silahlı mücadelesini durdurdu ama bütün ağırlığıyla yeni bir Devrimci Halk Savaşı stratejisini benimsediği" olduğunu ifade etti. Miroğlu, şöyle devam etti: "Kopma noktası bu olacak: Suriye PKK'nın aslında Avrupa ülkelerine gitmesi düşünülen üst düzey kadrolarının da belli bir süre bir plan çerçevesinde kalabilecekleri koşullara sahip aslında. Esad gittikten sonra Suriye'de elbette kabul edelim ya da etmeyelim PYD'nin bir gücü var. Bu gücün silahlı halde devam etmesini de Suriye devriminin müstakbel sahipleri diyelim rıza göstermeyecekler. Problem PKK'nın Suriye'deki silahlarının ne olacağı değil. Problem PKK'nın Devrimci Halk Savaşı adı altında ve uzun yıllara bağlı olarak yürütmek istediği ve birbuçuk iki yılını da geride bıraktığı problemdir."

"TÜRKİYE'DE ARTIK HAK TALEP ETMEK İÇİN SİLAHA GEREK YOK' ANLAYIŞI EGEMEN OLMALI"

"Devlet Öcalan üzerinden PKK'yı silahsızlandıracak" gibi bir korkunun pompalanmaya çalışıldığını belirten Miroğlu, bunu yazıp çizenlerin hem açılım sürecinde hem de Oslo sürecinde olumlu bir katkı vermediklerinin altını çizdi. Sürece olumsuz baktıklarını hatırlatan Miroğlu, bugün aynı şeyi savunduklarını vurguladı.

Düşünsel zeminde "Türkiye'de artık hak talep etmek için silaha gerek yok" anlayışının egemen olmaması halinde, silah konusunda Kürtlerin psikolojisinde bir değişim yaşanmaması halinde sürecin bir çok zorluk barındıracağını belirten Miroğlu, Öcalan'ın merkeze alınmasını eskiden en çok Kandil ve BDP'nin savunduğunun unutulmamasını istedi.

Öcalan'ın hem PKK hem de BDP ile ilişki kurması bakımından bazı kanalların açık tutulmasını istediğini anlatan Miroğlu, bu talebin de yerinde olduğunu ifade etti. Hükümetin bunun farkında olduğunu ve Milli Güvenlik Kurulu'nun onayıyla BDP heyetinin İmralı'da 5 saat süren bir görüşmeyi sağladığını dile getiren Miroğlu, bunun bir ilk olduğunu ve devam edeceğinin de açık olduğunu kaydetti.

BDP'li ve PKK siyaseti etrafındaki bütün aktörlerin 'silahın pazarlığı' üzerinden bir konum almamaya dikkat göstermeleri" gerektiğini vurgulayan Miroğlu, "silahın pazarlığının değil Türkiye'de demokrasinin gelişmeye müsait bir süreci ifade ettiğini silah kullanmanın hiçbir biçimde gerekli olmadığını anlayışı" üzerinden ancak bir silahsızlanma programının hayata geçirilebileceğini düşündüğünü kaydetti.

Kürt tarafındaki aktörlerin "Öcalan'a ev hapsiyle" masaya oturmalarının gerçekçi olmadığının altını çizen Miroğlu, bu olabilecekse bile şuan bunun konuşulmaması gerektiğini vurguladı.