AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, kendisinin imam hatip okulu mezunu bir Başbakan olduğunu belirterek, "Ama beni bir imam hatip okulu mezunu olarak üniversiteye almadılar. Bana 'gideceksin bir de lise bitireceksin' dediler. Bize hendek atlattılar. Neler yaptılar neler. Buna rağmen yine hazmedemiyorlar. İsteseniz de istemeseniz de bu millet, Anadolu, sahip çıkıyor ve bunu bile bile oylarını veriyor" dedi.
Partisinin TBMM Grup toplantısında konuşan Erdoğan, 8 yıllık kesintisiz eğitimin, Türkiye, çocuklar ve ekonomi için "felaket olduğunu" ifade etti.
Erdoğan, "28 Şubat mimarlarının zihniyeti, maalesef genç nesiller üzerinde, eğitim sistemi üzerinde çok ağır bir tahribata neden olmuştur. Kademeli eğitimle 28 Şubat'ın son izini de siliyor, eğitimi modern ihtiyaçlara cevap veren, Türkiye'nin ve ekonominin gerçekleriyle örtüşen bir yapıya kavuşturuyoruz. Bu düzenlemeyi tamamen bilimsel bir çerçevede gerçekleştiriyoruz" diye konuştu.
Milli Eğitim şuralarında yapılan istişarelerin, araştırmaların, raporların, gelişmiş ülkelerdeki modellerin ışığında düzenlemeyi gerçekleştirdiklerini ifade eden Erdoğan, "Biz bir kez daha söylüyorum: Elitlerin, patronların, jakobenlerin taleplerini değil, milletin talepleri doğrultusunda bir adım atıyoruz" dedi.
Hem 28 Şubat'ı eleştiriyormuş gibi yapmak, hem de kademeli eğitime karşı çıkmanın, çok büyük bir tutarsızlık olduğunu vurgulayan Erdoğan, "Ben TÜSİAD'a şöyle bir hafif yollama yaptım, rahatsız oldular. Ben onların eleştirisinden filan rahatsız olmuyorum ki... Biz Zeka Baloğlu'nu iyi biliriz. Zekai Baloğlu'na o raporu hazırlatan TÜSİAD, aynı TÜSİAD değil mi? O raporda da yine imam hatiplerin YÖK ile ilişiği yok muydu? Niye rahatsız oluyorsunuz? Herhalde Sayın Başkan'ın bu rapordan haberi yok. O raporu bir daha okurlarsa, buradaki Başbakan'ın ne demek istediği ortaya çıkar" diye konuştu.
Erdoğan, kendisinin imam hatip mezunu bir başbakan olduğunu söyledi. Milletvekillerinin yoğun alkışlarıyla karşılaşan Erdoğan, "Ama beni bir imam hatip okulu mezunu olarak üniversiteye almadılar. Bana dediler ki 'gideceksin bir de lise bitireceksin.' O dönemlerdeki bütün arkadaşlarımız biz gittik bir de lise bitirdik. Liseyi bitirdikten sonra biz üniversitelere girebildik. Bize hendek atlattılar be... Neler yaptılar neler. Buna rağmen yine hazmedemiyorlar. İsteseniz de istemeseniz de bu millet; Anadolu, işte sahip çıkıyor ve bunu bile bile oylarını veriyor. 21,5 milyon oy böyle geldi" dedi.
Halk arasında herhangi bir ayrımcılık yapmadıklarını ifade eden Erdoğan, 75 milyonu kucakladıklarını, 75 milyona efendi olmak için gelmediklerini, onların hizmetkarı olmak geldiklerini söyleyerek yola çıktıklarını kaydetti. "Bunu yaptık, bunu yapıyoruz" diyen Erdoğan, konuşmasın şöyle sürdürdü:
"Fakat ben yine de TÜSİAD'ı tebrik ediyorum. Çünkü TÜSİAD tutarlı davranıyor. 15 yıl önce nerede duruyorsa bugün de orada duruyor. Ama geçmişiyle her fırsatta övünen CHP'ye tavsiyemiz; eğilmeden, bükülmeden, esnemeden ve çark etmeden ne söyleyeceğini açık açık söyle. Manevra yapma, omurgalı bir duruş sergile. Bir taraftan öyle, bir taraftan böyle deme. İşte bak yanındakiler ikna odalarının mucitleri, bir taraftan Danıştay'a gidiyor. Niye, 4 4 4'ü ortadan kaldırmak için, bunun önünü kesmek için. Olur ya belki tutar diye. Geçen gün de Danıştay bunların birini reddetti. Şimdi yine takip edecekler, edebilirler. Ama ben inanıyorum ki TBMM, artık yasayla bu işin noktasını koyacak ve bitirecektir."
Erdoğan, son 2 hafta içinde iki ayrı konunun istismar boyutuna taşındığına, abartılarak farklı yerlere çekildiğine, bir tahrik unsuru olarak kullanıldığına şahit olduklarını vurguladı.
Hocalı katliamını anma mitinginde açılan bazı pankartların, bu ülkenin, bu milletin hissiyatını değil, bazı gözü dönmüş ırkçıların zihniyetini yansıtan pankartlar olduğunu söylediğini hatırlatan Erdoğan, şöyle devam etti:
"Bir katliamı anma mitinginin 3-5 seviyesiz pankartın gölgesinde bırakılması haksızlıktır, insafsızlıktır. Onbinlerce kişinin katıldığı bir mitingte, böyle münasebetsiz pankartlar açılabiliyor, münasebetsiz sloganlar atılabiliyor. Güvenlik güçleri, adli makamlar. miting sonrasında bunlarla ilgili gereken işlemleri zaten yaptılar, yapıyorlar. Bu istisnai fotoğraf karelerinden yola çıkarak, bir kaç tane çekmek suretiyle, marjinal bazı kesimlerin ırkçı görüntülerinden yola çıkarak Türkiye'nin imajını zedelemeye de kimsenin hakkı yoktur.
Tabii ben burada bir şeyi daha öğrenmek istiyorum; Hocalı katliamında yüzlerce oradaki soydaşımızın, kardeşimizin katledilmesine acaba bu pankartlardan hareketle yola çıkanlar niçin onlara sahip çıkmıyorlar? Bir de bunu izah etsinler. Onlar katledilmedi mi, katledildi. Onlar da Ermeniler tarafından katledildi. Bunlara karşı niye bir duruş sergilemiyorsunuz? Orada onlar sizin kardeşiniz oluyor, Ee bizim de Hocalı'dakiler kardeşimiz. Aramızdaki fark bu..."
Erdoğan, Hocalı mitininde pankart hadisesi gibi Adıyaman'da yaşanan hadisenin de son derece sorumsuz bir biçimde kışkırtma vesilesi olarak kullanılmak istendiğini ifade ederek, "Adıyaman'da 25 evin kapısına işaretlemeler yapılmış. Bu evler çoğunlukla Alevi vatandaşımızın evi. Ama bunların içinde bir kaç tane de Alevi olmayanların evine de işaretlemeler yapılmış" dedi.
Emniyet ve istihbarat birimlerinin büyük bir hassasiyet ve titizlik içinde konunun üzerine gittiklerini belirten Erdoğan, şöyle konuştu:
"Ancak burada dikkat çekici olan şudur; bir CHP milletvekili çıkıyor, daha ilk anda olayın boyutları ortaya çıkmadan 200 evin kapasının işaretlendiğini iddia ediyor. CHP'li milletvekilleri meseliyi abartarak, farklı yerlere çekerek adeta buradan bir kışkırtma üretmek için ellerinden geleni yapıyor. Cumhuriyet Hayal Partisi dedim ye, hayallerinin sınırı yok. Meseleyi aldılar Kahramanmaraş, Çorum, Sivas olaylarına kadar götürdüler. Aynı şekilde medya, böyle hassas bir konuyu farklı yerlere çekerek bilerek veya bilmeyerek hassasiyetleri kaşıyor. Bu sorumlu bir davranış değildir. Olay daha soruşturma aşamasındayken, olayın boyutları netleşmeden, tüm Türkiye'deki Alevi vatandaşları galeyana getirecek, rahatsız edecek bir tutum sergilemek sorumsuzluktur, tahriktir, provokasyondur.
Biz belli bir kesimin, belli bir inancın, belli bir etnik unsurun iktidarı değiliz. Biz bu ülkedeki 75 milyonun iktidarıyız. Hepsinin hakkını, hukukunu, güvenliğini korumak bizim görevimiz. Şundan herkes emin olsun, böyle bir hadisenin önünde, bunların karşısına ilk önce biz dururuz. Bu ülkede ayrımcılığın karşısında dimdik durduğumuz gibi, bu tür tahrik ve kışkırtmaların karşısında dimdik dururuz. Bu olayın da üzerine karalılıkla gidiyoruz. İnşallah kısa sürede mesele tüm boyutlarıyla aydınlanacaktır."
Anadolu Ajansı ve İHA tarafından yayınlanan yurt haberleri Mynet.com editörlerinin hiçbir müdahalesi olmadan, sözkonusu ajansların yayınladığı şekliyle mynet sayfalarında yer almaktadır. Yazım hatası, hatalı bilgi ve örtülü reklam yer alan haberlerin hukuki muhatabı, haberi servis eden ajanslardır. Haberle ilgili şikayetleriniz için bize ulaşabilirsiniz