Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu (HSYK) 1. Daire Başkanı İbrahim Okur, dava sürelerinin uzun sürdüğüne dikkat çekerek, “Yasalarda sorun yok, uygulamada sorun var. Bu da iş yükünden kaynaklanıyor. Bunu eritebilirsek tutukluluk süreleri sorun olmaktan çıkacaktır.” dedi.
HSYK 1. Daire Başkanı İbrahim Okur, Yargıtay’ın işleyişine yönelik meslek içi eğitim programı çıkışında gazetecilerin sorularını cevapladı. HSYK’nın, Yargıtay’da biriken 1 milyon 266 bin dosyanın çözümü için daha önce 125, peşinden ise 190 tetkik hakimi görevlendirdiğini hatırlatan Okur, “Yargıtay bunun yeterli olmadığını, dosyaların eritilebilmesi için ilave kadrolara ihtiyacı olduğunu söyledi. İlave tetkik hakimi atanması halinde kürsüdeki hizmetin aksama ihtimali olduğunu değerlendirerek hizmet içi eğitim kursu ile bunu çözmeye çalıştık.” ifadesini kullandı. Bu kapsamda 234 hakim ve savcının bugün hizmet içi eğitime başladığını hatırlatan Okur, “Bunlar hem Yargıtay’daki işleyişi öğrenecekler hem de Yargıtay’daki dosyaların eritilmesine tetkik hakim gibi katkıda bulunacaklar.” diye konuştu.
İstekli olanların sürelerinin uzatılacağını ifade eden Okur, “Bir yıl boyunca bunu devam ettirmeyi planlıyoruz. Yargıtay bu şekilde elindeki dosyaları, hukuk dosyalarını 1,5 yıl içinde; ceza dosyalarını 2 -3 yıl içinde eritebileceğini ifade etti. Bu dosyalar eridikten sonra biz adaletin hızlanabileceğine inanıyoruz. Bu birikim olduğu sürece, kürsü ne kadar hızlı çalışırsa çalışsın, Yargıtay’da dosyalar bekleyeceği için yargının hızlanması mümkün olmayacak.” dedi.
HSYK, Adalet Akademisi ve Yargıtay’ın bu birikimi eritmek üzere işbirliği yaptığını aktaran Okur, “İnşallah bunun olumlu sonuçlarını önümüzdeki günlerde alacağız.” ifadesini kullandı.
"YASALARDA SORUN YOK, UYGULAMADA SORUN VAR"
Davaların hızlandırılmasının tutukluluk sürelerine nasıl yansıyacağı konusunda bir soru üzerine Okur, şunları söyledi: “Tutukluluk süreleri evet uzun ülkemizde, fakat yargılamalar uzun sürüyor. Kanunlarda tek celsede karar verme zorunluluğu var. Dosyalar iyi hazırlanamadığı için, davalar yeterince hazırlık yapılmadan açıldığı için, mahkemeler yargılamayı uzun sürede tamamlayabiliyorlar. Burada alacakları eğitim sonucunda arkadaşlarımız daha seri yargılama yapabileceklerdir, diye düşünüyoruz. Yasalarda zorun yok, uygulamada zorun var. Bu da iş yükünden kaynaklanıyor. Bunu eritebilirsek, tutukluluk süreleri zaten sorun olmaktan çıkacaktır.”
"GERİDE KALAN ARKADAŞLARIMIZDAN FEDAKARLIK İSTİYORUZ"
Bir gazetecinin, 'Bu 234 hakimin geldikleri yerlerdeki işler ne olacak?' şeklindeki sözler üzerine Okur, “Oralarda en az bir hakim, savcının kalmasını sağladık. Genelde küçük yerlerden geliyor bu arkadaşlarımız. Geride kalan arkadaşlarımızdan fedakarlık istiyoruz. Orada kalan arkadaşlarımız geçici olarak bu arkadaşlarımızın yerine bakacaklar. Bir sonraki grupta da talip olurlarsa onları getireceğiz. Bu bir nöbet değişimi. Oradaki hizmetleri de aksatmayacağız, gerekirse çevreden yetkili bulmak suretiyle takviye edeceğiz.” cevabını verdi.
Yargıtay’ın 200 tetkik hakimi talebi hatırlatarak, bunların atanıp atanmayacağı konusunda Okur, “Hayır, adli yargının kendi ihtiyaçları var. Şu anda adli yargıda açıklarımız var o yüzden böyle bir yöntemi gündeme getirdik.” şeklinde konuştu.
Deniz Feneri soruşturmasındaki köstebek iddiaları ile ilgili bir soru üzerine Okur, “Halen HSYK’nın görevden aldığı savcılar ifadesi kullanılıyor. HSYK’nın burada görevden alması söz konusu değil. Soruşturma dosyasında ne var onu da bilmiyoruz. Yürümekte olan bir dosya var. Burada başsavcılık iş bölümü gereğince kendi takdirini kullanmıştır.” değerlendirmesini yaptı.
Anadolu Ajansı ve İHA tarafından yayınlanan yurt haberleri Mynet.com editörlerinin hiçbir müdahalesi olmadan, sözkonusu ajansların yayınladığı şekliyle mynet sayfalarında yer almaktadır. Yazım hatası, hatalı bilgi ve örtülü reklam yer alan haberlerin hukuki muhatabı, haberi servis eden ajanslardır. Haberle ilgili şikayetleriniz için bize ulaşabilirsiniz