AK Parti Gaziantep Milletvekili Şamil Tayyar, Genelkurmay eski Başkanı Işık Koşaner’in terörle mücadele konusunda internete sızan itiraf niteliğindeki sözleri ile ilgili olarak, “Bu itirafları okuyunca, keşke Balyoz tutuklamaları nedeniyle değil de itiraflarına konu olan gerekçeler nedeniyle görevinden istifa etseydi, bence daha onurlu bir iş yapardı diye düşünüyorum.” dedi.
Gündemle ilgili bazı değerlendirmelerde bulunan Tayyar, Işık Koşaner’in internete sızan ve terörle mücadele konusundaki zaaflara değindiği konuşmaları hakkında konuştu. Açıklamaların hiç kimse için sürpriz olmadığını düşündüğünü dile getiren Tayyar, Koşaner’in Genelkurmay Başkanlığı makamına da nazlı bir şekilde geldiğini ifade etti. Tayyar, “Hatırlayın, tartışmalı şurada neredeyse görevi kabul etmeyecekti. Sayın Cumhurbaşkanı kendisini Çankaya Köşkü’ne davet etmiş, o görüşmeden sonra görevi kabul etmişti. Keşke, bu itirafları okuyunca Balyoz tutuklamaları nedeniyle değil de itiraflarına konu olan gerekçeler nedeniyle görevinden istifa etseydi, bence daha onurlu bir iş yapardı diye düşünüyorum. Kaldı ki kendisi Jandarma Genel Komutanlığı yapmış birisidir. Terörle mücadeleyi en iyi bilen isimlerden birisidir. Bu anlatımlara da baktığımızda çok ciddi sıkıntılar olduğu anlaşılıyor. Yani askerin terörle, teröristle mücadelede çok ciddi zaaflarının olduğu anlaşılıyor.” şeklinde konuştu.
"KOŞANER'İN KAFASI SÜREKLİ SİLİVRİ'DEYDİ, AYRILDIKTAN SONRA HAVA HAREKATININ BAŞLAMASI TESADÜFİ DEĞİL"
Böyle bir tablonun üzerinde görev yapmaya devam edip, Balyoz tutuklularının, tutukluluk sürelerine tepki koyarak istifa etmesinin anlaşılır olmadığını vurgulayan Tayyar, yeni dönemde, Koşaner görevinden ayrıldıktan sonra hava harekatının başlamasının da kendisine çok tesadüfi gibi gelmediğini anlattı.
Devletin ilgili birimlerinin, son bir yıldır çok ciddi istihbarat çalışmaları yaptığını hatırlatan Tayyar, “PKK’nın inlerine ilişkin, çok ciddi hazırlanmış, operasyon planları vardı. Ancak bu planların hayata geçirilebilmesi için Işık Koşaner’le konuşulduğunda gerekli olumlu tepkiyi alamadılar. Çünkü kafası sürekli Silivri’deydi. Silivri’yi Kabe gibi gören bir anlayışla bu mücadelenin yürütülmesi asla mümkün değildi. Onun için, bazen, ‘Hayır bildiğimiz şeyde şer, şer bildiğimiz şeyde hayır var’ denir. Dolayısıyla bu şuradaki son istifalar, teröristle mücadeleyi de daha anlamlı hale getirmiştir diye düşünüyorum. O nedenle de bu son yapılan son hava harekatını farklı bir yere koyuyorum. Bu hava harekatı, sivil otorite ile askerin en uyumlu olduğu bir atmosferde gerçekleştirildi. Ayrıca, şu ana kadar yapılan hava harekatları içerisinde en kapsamlısı ve en sonuç alıcı olanıdır. Çünkü geçmişte çok ciddi bir istihbarat akışı olmadan, bu bölgelere operasyonlar yapılıyordu. O nedenle de kamuoyunda taşları, dağları bombalayıp dönüyormuşuz gibi dalga konusu oluyordu. İlk kez bu kadar yaygın bir operasyon yapıldı. Vurulan yerlerin önemli kısmı PKK’nın çok gizli sığınakları, lojistik merkezleri. Bu yerlerin devlet tarafından bilindiğini düşünmüyorlarmış.
SALDIRILAR PKK İÇİN DE SÜRPRİZ OLDU
Bu yerlere yapılan saldırıların PKK için de büyük sürpriz olduğunu kaydeden Tayyar, büyük bir hasar verildiğini belirtti. Bunun sonuçlarını ileri dönemde fazlasıyla alacaklarının altını çizen Tayyar, “Bunun kalıcı olması için, bu operasyonların bir iki günle sınırlı kalmaması, yaklaşık 50-60 gün devam etmesi gerektiğini düşünüyorum. Çünkü bu, aynı zamanda psikolojik savaştır. Ondan sonra bölge kısmen temizlendikten sonra arzu ediliyorsa ve ihtiyaç duyuluyorsa ki olması gerektiğini düşünüyorum, bir kara harekatının altyapısı oluşturulmalıdır. Ama bunun için de 50-60 günlük operasyona ihtiyaç var diye düşünüyorum. Hiç kimse bunları yetersiz ve eksik görüp, yapılan mücadeleyi itibarsızlaştırmaya çalışmasın. Bu birkaç gündür devam eden operasyonlarda çok ciddi bir hasar verilmiştir. Aynı kararlılık devam ederse, ben PKK’ya çok ciddi bir darbe vurulacağını düşünüyorum. Ondan sonra yine uzunca süredir hükümetin üzerinde durduğu birlik ve kardeşlik projesinin de güçlü bir şekilde hayata geçirecek, başta yeni anayasa olmak üzere reformların da devreye sokulması gerektiğini düşünüyorum. Bunlar topyekûn yapıldığında ben inanıyorum ki hem Kürt meselesinin çözümünde, hem PKK sorununun çözümünde mesafe alırız diye düşünüyorum.” değerlendirmesinde bulundu.
"PKK, NE ÖCALAN NE DE KARAYILAN’IN TASFİYE EDECECEĞİ BİR ÖRGÜT OLMAKTAN ÇIKMIŞTIR"
Murat Karayılan’ın pozisyonu ile ilgili bilgi sahibi olmadığını da açıklayan Tayyar, şunları söyledi: “Bununla ilgili çok fazlaca tartışma konusu var. Ancak, Murat Karayılan üzerinden, PKK üzerinden İran’ın, Suriye’nin, İsrail’in, yine ilintili birçok ülkenin hesabının olduğunu düşünüyorum. Çünkü artık PKK ulusal bir örgüt değildir. PKK uluslararası, hatta çok uluslu bir şirketi andıran görüntüsü var. Onun için, ne Abdullah Öcalan’ın, ne Murat Karayılan’ın tek başına tasfiye edebileceği bir örgüt olmaktan çıkmıştır. Onun için, PKK bir iç sorun da değildir, uluslararası sorundur. Bu meselenin çözümü için Karayılan ve Öcalan’ın üzerindeki iradenin tasfiye olması gerekir. Son dönemde konjonktür olarak Türkiye’yi kendi içine kapatmak, Ortadoğu’daki gelişmelerdeki ağırlığını azaltmak, itibarsızlaştırmak için, gerek Suriye’nin, gerek kısmen İran’ın, doğrudan Suriye’nin katkısının olduğu aşikardır. PKK’nın son dönemde bu derece cüretkar olmasının sebebi de budur. İnşallah bu operasyonlarla arzu edilen sonuca ulaşıldığı zaman sadece PKK’ya değil, onun dış uzantılarına da ciddi bir darbe vurulacaktır." diye düşünüyorum.
"PKK'NIN YURT DIŞINDAKİ ÖNEMLİ İSİMLERİ YAKALANACAK"
MİT’in de yurt dışında ciddi bir takım operasyonlara başladığını duyduklarını ifade eden Tayyar, şunları söyledi: "Başta Rusya olmak üzere, bazı ülkelerde PKK’nın irtibat kaynağı olan çok önemli isimler de yakalanıp Türkiye’ye getirilirse, hiç kimse için sürpriz olmaz."
Son yaşanan süreçte BDP’nin yer aldığı konumla ilgili de konuşan Tayyar, BDP’nin zavallı bir parti olduğunu söyledi. Partinin, Kürt meselesinin çözüm sürecinde kendi üzerine düşen görevi yerine getiremediğini aktaran Tayyar, şöyle devam etti:
“Oysa kendilerine oy verenlerin beklentileri son derece yüksekti. Yeni anayasa konusunda çok talepkarlardı. Ama maalesef onlar çözümün meşru yeri olan, rejimin kalbi olan parlamentoda meselenin çözümüne dair aktif rol oynamaktansa tribünden izlemeyi ve şiddeti kutsamayı tercih ettiler. Onun için toplumda da karşılıkları kalmadı. Keşke, PKK’nın uzantısı olarak değil de halkın temsilcileri olarak sürece katılsalardı daha iyi olurdu. Gelinen noktada artık BDP üzerinden bu meseleyi konuşur olmaktan çıktık. Ama yine de çok geç kalınmış değil. Ekim ayında gelir yemin ederler, yaşanılanlardan ders çıkarırlarsa, hala yapabilecekleri bazı işler olduğunu düşünüyorum. Ama şu ana kadar bu konuda çok olumlu işaretler gelmedi.
Anadolu Ajansı ve İHA tarafından yayınlanan yurt haberleri Mynet.com editörlerinin hiçbir müdahalesi olmadan, sözkonusu ajansların yayınladığı şekliyle mynet sayfalarında yer almaktadır. Yazım hatası, hatalı bilgi ve örtülü reklam yer alan haberlerin hukuki muhatabı, haberi servis eden ajanslardır. Haberle ilgili şikayetleriniz için bize ulaşabilirsiniz