YURTHABER

Bize Ulaşın BİZE ULAŞIN

"Kürtajın Aile Planlama Yöntemi Olarak Kullanılması Cahilliği Gösterir"

Gaziantep Üniversitesi Tıp Fakültesi akademisyenlerinden Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Doç. Dr. Fatma Bahar Cebesoy,...

Gaziantep Üniversitesi Tıp Fakültesi akademisyenlerinden Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Doç. Dr. Fatma Bahar Cebesoy, kürtajın aile planlaması yöntemi olarak kullanılmaması ve teşvik edilmemesi gerektiğini belirterek, "Kürtajın bu amaçla kullanımı toplumun modern ve gelişmişliğini değil bu konudaki derin bilgisizliğini, tabiri caizse cahilliğini gösterir." dedi.

Cebesoy, son günlerde ülke gündeminde de tartışma konusu olan kürtaj ve sezaryen ile ilgili değerlendirmede bulundu. Özellikle anne karnında canlılığın ne zaman başladığı sorusunun gündeme geldiğini belirten Cebesoy, "Aslına bakılırsa canlılık sperm yumurtayı döllediği andan itibaren vardır. Oluşan tek hücreli bu yapı devamlı gelişme, değişme kapasitesinde olduğuna göre, canlılığı olan bir yapıdır. Genel anlamda bakıldığında canlılık hatalı olarak kalp atımı ile özdeşleştirilmektedir. Ne var ki bu çok erken dönemlerde henüz kalp görülecek kadar embriyo büyümemiştir. Ama büyümesine müsaade edilirse kalp gelişimi olacak ve atım görülecektir." diye konuştu.

Kürtajın, bir çok komplikasyon riski olan işlem olduğunu anımsatan Cebesoy, "Bunlardan bazıları kanama, rahim delinmesi, enfeksiyon, ölümdür. Geç dönemde ki komplikasyonları ise rahim içinde yapışıklıklar ve bunun neden olduğu, tekrar gebe kalamama, adet düzensizlikleri olarak sayılabilir. Bu noktada kürtaja bakıldığında tıbbi gereklilik durumları dışında yapılması oldukça sakıncalı gibi görünmektedir. Kesinlikle aile planlaması yöntemi olarak kullanılmamalı ve teşvik edilmemelidir. Zira aile planlaması için bir çok ve etkili yöntem mevcuttur. Kürtajın bu amaçla kullanımı toplumun modern ve gelişmişliğini değil bu konudaki derin bilgisizliğini tabiri caizse cahilliğini gösterir. Hukuki olarak bakıldığında ise, kürtajın tam olarak yasaklanması değil ‘ tıbbi gerekliliklerin olduğu durumlarda uygulanması ile sınırlanması’ şeklindeki kanuni düzenlemeler uygun olabilir." değerlendirmesinde bulundu.

SEZERYAN HİÇBİR ŞEKİLDE NORMAL DOĞUMA ÜSTÜNLÜK GÖSTEREMEZ

Sezaryen ile ilgili görüşlerini de açıklayan Cebesoy, yapılan çalışmalarda, bu yöntemin hiçbir şekilde normal doğuma üstünlüğünün gösterilemediğini kaydetti. Buna rağmen sık uygulanmasının iki sebebinin bulunduğunu dile getiren Cebesoy, "Birincisi, günümüzde bayanların normal doğum fikrine kendilerini alıştırmayıp, ürkmeleri ve birtakım genital estetik kaygılarıdır. İkinci ve bence daha önemli sebep ise, kadın doğum hekimlerinin içerisinde bulundukları zor durum, kanuni yaptırımlar ve hasta-hasta yakınlarının önlenemez agresif, hekim hayatını tehdit edici tutumlarıdır. Düşünülenin aksine, kesinlikle hekimler maddi kaygılarla sezaryen yapmamaktadır." ifadelerini kullandı.

Normal doğum ile sezaryen ücretlendirmesinin farklı olmadığına vurgu yapan Cebesoy, şunları söyledi: "Zira zannımca, sezaryen ücretlendirmesi çok çok azaltılsa bile sayının azalmayacağı bir gerçektir. Sezaryen sayılarını azaltmak için yapılacak şey ücretlendirmesi ile oynamak değil, doktorlara uygulanan kanuni yaptırımlara yeni düzenlemeler getirmektir. Normal doğum eylemi sürecinde kesinlikle daha önceden ön görülemeyecek nedenlerle oluşabilecek, anne ve bebek ölümünü de içeren, olumsuzluklar vardır. Aslında bunların çoğu doğum eylemi ile değil gebelikle ilgili durumlardır. Ne var ki normal doğum sonrasında bu durumlar ortaya çıktığında, ilgili hekime ciddi hesap sorulmakta, tazminat davaları açılmakta hatta canına kastedilmektedir ve ‘neden sezaryen yapmadın?’ diye sorulmaktadır. Kimse bir kadın doğum hekimine ‘niye normal doğurtmadın?’ diye sormamakta, ‘niye sezaryen yapmadın?’ diye sormaktadır. O halde hekimlerin hastalarını normal doğuma teşvik edebilmeleri için, doğum eyleminde olabilecek ve önlenemez bazı komplikasyonlarla ilgili kanuni düzenlemeler de yenilikler ve düzeltmeler yapılmalıdır. Unutmamalı ki hiçbir hekim hastasına zarar vermek için, bebek yada anne zarar görsün diye müdahale etmez. Bu konuda hekimlerin de insan, anne, baba olduğu, bir hayat mücadelesi içinde oldukları, bu devletin korumasına ve kollamasına ihtiyacı olan vatandaşlar olduğu unutulmamalıdır. Eğer bunlar düşünülmezse yakında bu ülkede kimsenin hekim olmayı tercih etmeyeceği bir gerçektir.

Anadolu Ajansı ve İHA tarafından yayınlanan yurt haberleri Mynet.com editörlerinin hiçbir müdahalesi olmadan, sözkonusu ajansların yayınladığı şekliyle mynet sayfalarında yer almaktadır. Yazım hatası, hatalı bilgi ve örtülü reklam yer alan haberlerin hukuki muhatabı, haberi servis eden ajanslardır. Haberle ilgili şikayetleriniz için bize ulaşabilirsiniz

En Çok Aranan Haberler