"Nikahsız yaşamayı özendiren diziler ruh ve beden sağlığını bozuyor"

Psikolog Ahmet Kurt, son yıllarda artan film ve dizilerde evlilik dışı ilişkilerin normalmiş gibi gösterildiğini ve özendirildiğini belirtiyor. Bu tür dizilerin toplumu, dini ve ahlaki yönden dejenerasyona uğrattığı gibi, psikolojik ve biyolojik sorunlara da yol açtığını vurgulayan Kurt, nikahsız yaşamanın giderek yaygınlaştığına dikkat çekiyor.
Ahmet Kurt’a göre, nikahsız yaşamayı özendiren unsurlar arasında televizyon dizi ve filmlerin etkisi ilk sırada yer alıyor. Karşılıklı güven ve sadakat hislerinden yoksun yaşanan nikahsız birlikteliklerin ahlaki değerleri dejenere ettiği gibi insanların hem psikolojik hem de biyolojik rahatsızlıklara yakalanmasına yol açıyor. Nikahsız, birlikte yaşayan insanların toplumun değerlerini karşılarına aldıkları için farkına varmasalar bile otonomik sinir sisteminin tahrip olduğunu ve stres yükünün arttığını ifade eden Kurt, "Bu durum baş ağrısı, migren, depresyon, mide spazmı hatta kalp krizine sebep oluyor. Kan şekeri, kan basıncı artıyor. Ayrıca stres yükünün verdiği olumsuzlukla ani ölümler bile görülebiliyor. Oysa güvenli, uzun süreli, kişilerin ve toplumun kabul edip onayladığı ilişkiler otonomik sinir sistemini olumlu yönde etkiliyor. Bunun yanında kişinin sağlığı ve huzurlu yaşamasına önemli katkıları bulunuyor. Ömrü uzuyor. ABD’de yapılan bir araştırmada da nikahsız yaşayanların vücut direncinin düştüğü ve daha çok hastalandığı ortaya çıkmıştı." bilgisini veriyor.

"DİZİLER EŞCİNSELLİĞİ ÖZENDİRİYOR"
Toplumumuzda nikahsız yaşama giderek yaygınlaştığını ve aile yapısını tehdit eder hale geldiğinin altını çizen Kurt, sadece nikahsız yaşama değil, eşcinsel ilişkilerin de özendirildiğini dile getiriyor. Türkiye’de izlenilen ve ilk 50’ye giren yerli ve yabancı komedi ağırlıklı dizilerin çoğunda eşcinsel bir karakter olduğunu belirten Kurt, "Diziler bu gay karakterin çevresinde döner. Dizideki bu karakterler genelde esprili, modern,herkesin saygı ve ilgi duyduğu kişi olarak yansıtılır, özenilecek kişi olarak gösterilir. Bunu izleyen bir erkek çocuğu bir genç bu karakterden etkilenmez mi? Elbette etkilenir. Böyle olursam bütün insanlar çevremde olur, bana ilgi gösterir diye düşünür. Ben iddia ediyorum böyle giderse Türkiye’de önümüzdeki yıllarda erkek erkeğe evlenme konusu konuşulmaya başlanacak." uyarısında bulunuyor.

"İLGİ GÖRECEK VE ÖRNEK ALINACAK AİLE DİZİLERİ YAPILMASI GEREKİR"
Bugün sunulan dizilerin bir çoğunun aile yapımıza, kendi kültürümüzü ve ahlaki değerlerimizi uygun olmadığını vurgulayan Kurt, ilgi görecek, örnek alınacak aile dizilerinin yapılması gerektiğini belirtiyor. Kurt, "Bizde kendi değerlerimizi özendirecek, aile yapısının güzelliklerini sergileyecek dizi ve filmler yapmalıyız. Bu tür filmleri ve yayınları yapanları alkışlamalıyız. Normal aile hayatının da ilgi çektiğini göstermeliyiz. Yine basın, yayın, dizi film yoluyla bu işler yapılacak. Aileyi koruma kanunu vardı. Ayrıca gayri ahlaki olan ve aile yapımıza uymayan program ve dizileri yayınlayan kanallara yönelik daha caydırıcı yasal düzenlemelerin yapılması var olanlarında uygulanması gerekir." diye konuşuyor.