Akil Adamlar İç Anadolu Grubu Temsilcisi Ahmet Taşgetiren, süreçte devletin Öcalan’ın çizgisine değil, Öcalan’ın devlet çizgisine doğru evrildiğini düşündüğünü söyledi. İnsanların değişmez olmadığını vurgulayan Taşgetiren, “Diyor ki Öcalan, 'İmralı tecridi benim zihnimde önemli değişimler yaşattı.' Ben şu anda Öcalan’ın geldiği noktanın Kandil ve BDP tarafından yeterince içselleştirilmediğini düşünüyorum." dedi.
Akil Adamlar İç Anadolu Grubu çözüm süreci ile ilgili sivil toplum kuruluşlarının temsilcileri ve kanaat önderleri ile fikir alışverişinde bulunmak üzere geldiği Eskişehir’de gazetecilerle bir araya geldi.
Grubun temsilcisi Ahmet Taşgetiren bu süreçte devletin Öcalan’ın çizgisine değil, Öcalan’ın devlet çizgisine doğru evrildiğini düşündüğünü vurguladı. Şu anda da devletin birtakım birimlerinin Öcalan ile gidip görüştüğünü hatırlatan Taşgetiren, insanların değişmez olmadığını ifade etti. Taşgetiren, şöyle konuştu: “Diyor ki Öcalan, 'İmralı tecridi benim zihnimde önemli değişimler yaşattı.' Niye Öcalan’ın değişmeyeceğini düşünüyoruz ki? Devletimizin değişeceğini düşünüyoruz. Ben şu anda Öcalan’ın geldiği noktanın Kandil ve BDP tarafından yeterince içselleştirilmediğini düşünüyorum. Şunu söyleyebilirsiniz: 'Öcalan’ın bulunduğu çizgi dosdoğru çizgi midir?' Hayır, onun da doğru olduğunu düşünmüyorum. Öcalan Nevruz konuşmasında, 'Biz bin yıldır İslam bayrağı altında yaşıyoruz. Türkler Kürtler olarak.' Bu Öcalan’ın çizgisi midir? Çıkış çizgisi değil. Geldiği nokta belki, buna da samimiyetle inanmıyordur. Ama o sözü söylemiştir. Söylenmiş söz, söylenmiş olarak kalıyor. Ben o yapının değiştiğini düşünüyorum. Süreç bence illegal, silahlı yapıdan arınmasıdır. Sürecin ana omurgası bu.”
KAPLAN: BU MESELE, ŞİMDİYE KADAR SİYASİ İRADEDEN YOKSUN, TAMAMEN GÜVENLİK GÜÇLERİNİN İNSAFINA BIRAKILMIŞTI
Akil Adamlar İç Anadolu Grubu Üyesi Hilal Kaplan da Devlet Bahçeli’nin liderliğindeki MHP’nin koalisyon olduğu dönemde İmralı'da bir komutan ile Öcalan arasında yaşananları aktararak, şimdi gelinen sürecin önemine dikkat çekti. Kaplan, şöyle dedi: “O dönem Devlet Bahçeli’nin koalisyon ortağı olduğu dönem. Terör örgütü PKK sınır dışına çekilmiş. Abdullah Öcalan’ın teslim edildiği dönemler. Tabi İmralı o zaman tamamen asker denetiminde. Siyasi irade diye bir şey yok. Komutan Öcalan’a gidip diyor ki, '500 militanını sınırın içinde bırak. Gün gelir lazım olur.' Bu gerçek bir olay. Bu mesele, şimdiye kadar siyasi iradeden yoksun, tamamen güvenlik güçlerimizin eline ve insafına bırakılmış durumda idi.”
Kaplan, şimdiye kadar PKK ile mücadelenin sadece dağı taşı bombalamak ve adam öldürmek olarak anlaşıldığını, bundan başka bir şey anlamadıklarını söyledi. Bu durumun mutlak gücün olduğu yerde o insanı yozlaştırdığını, derin çetelerin, odakların kök salmasına neden olduğunu, sorunu daha da içinden çıkılmaz bir hale getirdiğinin altını çizen Kaplan, sözlerini şöyle sürdürdü: “Halkı önemli hissettiren şeylerin başında geliyordu bu mücadele. Mesela devlet tarafından 20 yaşına kadar hiç adam yerine konmamış gençleri biz 'En büyük asker bizim asker' diyerek davul zurnalarla askere yolladık. Onların şehit olduğu haberini alınca bambaşka bir psikolojiye girdik, intikam söylemleri onun beraberinde geldi. Şimdi bir üçüncü yol denemeye çalışıyoruz.
Anadolu Ajansı ve İHA tarafından yayınlanan yurt haberleri Mynet.com editörlerinin hiçbir müdahalesi olmadan, sözkonusu ajansların yayınladığı şekliyle mynet sayfalarında yer almaktadır. Yazım hatası, hatalı bilgi ve örtülü reklam yer alan haberlerin hukuki muhatabı, haberi servis eden ajanslardır. Haberle ilgili şikayetleriniz için bize ulaşabilirsiniz