"Oğluna kanser bulaştıracak diye gelinini sokağa atanlar var"

Kansere Karşı El Ele Federasyonu Marmara Bölge Temsilcisi ve Halkla İlişkiler Sorumlusu Nihal Akar, kanserin bulaşıcı olmadığını anlatamadıklarını belirtti. Akar, “Bu gün bile oğluna kanser bulaştıracak diye kanser hastası gelini sokağa atan kaynanalar var. Kanserde önyargıyı yenmek, kanseri yenmekten daha zor.” dedi.
Nihal Akar, Sakarya Sakva Tesisleri'nde düzenlediği basın toplantısında uzun yıllardır kanserin bulaşıcı olmadığına dair yapılan açıklamalar ve çalışmalara rağmen toplumdaki önyargıyı kıramadıklarını söyledi.
Kanser hastalarının bu yanlış inanış sebebiyle yalnızlığa ve çaresizliğe itildiğini ifade eden Akar, şu örneği verdi: “Sakarya’da oğluna kanser bulaştıracak diye kanser hastası olan gelinini sokağa atan kaynana var. Oğlu ve çevresi de ne yazık ki bu duruma sessiz kaldı. Zavallı kanser hastası gelini 10 gün biz misafir ettikten sonra bir yere yerleştirdik. Bu sadece bir örnek. Bu konuda sayısız örnek var. Kanser olan hasta ne yazık ki yalnız ve çaresizliğe itiliyor. Çevreden soyutlanıyor. ‘Kanser bana, çocuklarıma bulaşacak’ korkusuyla kanser hastasının yanına yaklaşılmıyor. Hasta bu tutum karşısında bir şey diyemiyor ama yıkılıyor, kendini suçlamaya başlıyor. Bu da hastalığın ilerlemesini ve tedaviyi güçleştiriyor. “
Bu güne kadar hiçbir kanser türünün bulaşıcı olduğunun görülmediğini, böyle bir şeyin olmadığının altını bir kez daha çizen Akar, kanser hastalarının en çok morale ihtiyacı olduğunu vurguladı.
Akar, şöyle konuştu: “ Başkanlığını yaptığım Sakarya Kanser Hastası Derneği’ne kayıtlı bir kanser hastası geldi. ‘Sizden hiçbir şey istemiyorum, sadece beni dinleyin, dertlerimi anlatayım yeter’ dedi. Ne yazık ki kanser hastalığına karşı önyargıları kıramadık. Önyargıyı yenmek, kanseri yenmekten daha zor hale geldi. Kanser hastasıyla yakından ilgilenmek, ona moral ve güç vermek en az ilaçlar kader tesirli. Bunu unutmamak gerekiyor.”

"KANSER HASTALARI ZOR DURUMDA"
Yine kamuoyunda kanser hastalarının her türlü gideri karşılandığına dair yanlış bir düşünce olduğuna dikkat çeken Akar, özellikle sosyal güvencesi olmayan ve yoksul hastaların büyük zorluklarla karşı karşıya kaldığını kaydetti.
Sosyal güvencesi olan hastaların bile 3 bin TL’yi bulan bazı ilaçları dışarıdan almak zorunda olduklarını hatırlatan Akar, “Bunun yanında yol parası bulamayıp tedaviye gidemeyen hastalarımız var. Daha önceki gün bir olaya şahit olduk. Beyin kanseri olan bir hasta yol parası olmadığı için İstanbul’dan Adapazarı’na dönemedi. Bize ulaştı ve 4,5 saat sonra bir araçla evine gelebildi. Çocuğunu okutamayan, bir ekmek bile alacak gücü olmayan hastalarımız var. Kaldı ki kanser hastalarının çok iyi beslenmesi gerekiyor. “ diye konuştu.
Sakarya Kanser Hastaları Derneği(KANSERDER)’nin Kansere Karşı El Ele Federasyonu’na üye bir dernek olduğunu ve 4 kişi ile federasyon yönetiminde temsil edildiğini vurgulayan Akar, “Sadece Sakarya’da 450 kanser hastasının üye olduğu derneğimizin bir binası ve bir ulaşım aracı bile yok. Yeterli destek görmüyoruz. Kanser hastalarımızın gelip çay içebileceği, dinleneceği tek katlı müstakil ve bahçeli bir yer talebimiz bu güne kadar karşılanmadı. Ayrıca hastaları hastaneye götürüp getirecek bir aracımız bile yok. Bazı hastalarımız İstanbul’a trenle hastaneye giriyor.“ şeklinde konuştu.