"Okulların Çok Mükemmel Eğitim Veriyorsa, Zaten Dershaneye Kimse Gitmez"

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Gaziantep Milletvekili Mehmet Şeker, dershanelerin kapatılmasına ilişkin taslağı eleştirdi. Bunun, ‘Özel hastaneleri kapatalım’ demeye benzediğini ifade eden Şeker, “Eğer senin devlet hastanelerin dört dörtlük iş yapıyorsa özel hastaneye zaten gerek yok. Kimse de açmaz, zarar eder. Senin okulların çok mükemmel eğitim veriyorsa, zaten dershaneye kimse gitmez. Bu açığı dolduran bir dershanecilik sistemi var.” dedi. Dershane ve etüt merkezlerinin kapatılmasına ilişkin taslakta bir çok soru işaretinin bulunduğunu kaydeden Milletvekili Şeker, “Yerine ne koyacaksınız belli değil, bu çocuklar nasıl yarışacak o da belli değil. Üniversite sınavları tamamen bir yarış havasında geçiyor. Bunları nasıl ikame edeceksiniz? Bu kadar dershanedeki öğretmen var. Bunları nereye göndereceksiniz? Bu kadar dershaneye bel bağlamış aile var, bunların çocuklarını nereye göndereceksiniz? Bunların cevabı belli değil. Bildiğimiz bir tek şey var. Milli Eğitim Bakanı diyor ki ‘Bu dershaneler birleşsinler, okul açsınlar, özel okul olsunlar’ Güzel. Benim de çocuğum var. 2 bin 2 bin 500 lira parayla dershaneye gidebiliyor. Ama özel okul olursa bu rakam 20 bin liraya çıkacak. Hangi aile bu parayı verebilecek. Bunların hiçbir şekilde hesabı kitabı yapılmamış. Bir başka eşitsizlik, Hakkari’deki bir çocukla, Güneydoğu’nun herhangi bir şehrindeki, ilçesindeki, köyündeki çocukla kimi yarıştıracağız? Robert Koleji’ndeki çocuğu yarıştıracağız. Soru aynı, puanlama sistemi aynı, fakat kazanma şansı olmayacak. Ben keyfimden, cebimden para verip çocuğumu dershaneye göndermiyorum. Keyfimden özel okula da göndermiyorum. Devlet eksik verdiği için, bu yarışta yetersiz kaldığı için ve başarısız olduğu için çocuğu özel okula gönderip eşdeğerleriyle bir yarışa sokmak istiyorum.” şeklinde konuştu. "GÖÇ YOLDA DİZİLİR MANTIĞIYLA İŞ YAPMAYA ÇALIŞIYORLAR" Eğitimle ilgili bir karar alınacaksa eğitim fakültelerinin bulunduğunu aktaran Şeker, "Eğitimle ilgili dershanelerin yöneticileri var, öğretmenler var. Öğretmenlerin sendikaları var. Oturulur, konuşulur, ne yapılması gerektiği karara bağlanır. Ondan sonra bir yol haritası çizilir. Bunlar maalesef ‘Göç yolda dizilir’ mantığıyla iş yapmaya çalışıyorlar. Dershanelerin kapatılması ülkeye çok ciddi sıkıntılar oluşturur. Bir, bu çocuklar dershaneye giderek zamanlarının büyük kısmını orada geçiriyorlar. Bundan doğacak boşlukta başka yanlışlar yapabilirler. Bu dershanelerde binlerce öğretmen, çalışan insan ve personel var. Bunlar ne yapacak. Bu iki. Üçüncüsü, devlet buradan ciddi vergi alıyor. Bu da ortadan kalkacak. Peki ben ne yapacağım bir baba olarak. Milletvekilliğini bir kenara bırakıyoruz. Eve bir öğretmen davet ederek çocuğuma ders aldıracağım ve parayı onun cebine koyacağım. Devlet vergi alamayacak ve kayıt dışı, merdiven altı dershanecilik sistemi başlayacak. Diyorlar ki ‘Bu dershaneler birleşsin okul kursun.’ Şu anda Gaziantep’te vatandaşlar ben okul yaptırmak istiyorum dediğinde devlet arsa tahsis edemiyor. Yani bir arsa gösterse vatandaş bedava okul yapacak devlete ama bunu yapamıyor. Neden? Çünkü okul yeri olarak ayrılan arsalara binalar diktiler, birilerini zengin ettiler. Dolayısıyla bu kafayla bu işin çözümü mümkün değil. Önümüzdeki günlerde büyük ihtimalle Milli Eğitim Bakanlığı komisyona getirecek, biz de bunları savunacağız. Özellikle bizim bölgemizdeki vatandaşın hakkını savunacağız.” açıklamasında bulundu. “DERSHANEDE YAPILAN YANLIŞ BİRŞEY YOK” Bunun, ‘Özel hastaneleri kapatalım’ demeye benzediğini dile getiren Şeker, şöyle konuştu: “Eğer senin devlet hastanelerin dört dörtlük iş yapıyorsa özel hastaneye zaten gerek yok. Kimse de açmaz, zarar eder. Senin okulların çok mükemmel eğitim veriyorsa, zaten dershaneye kimse gitmez. Bu açığı dolduran bir dershanecilik sistemi var ve daha tehlikeli bir şey var. Devlet dershaneyle, eğitimle uğraşacaksa öncelikle bu çocuklarımızın güvenliği ile uğraşsın. Bugün duyuyoruz, okulların önünde eroin satanlar, esrar satanlar, uyuşturucu hap satan binlerce insan var. Bizim çocuklarımızı oradan korusunlar. Dershanede yapılan yanlış bir şey yok. Bir gün gelir mükemmel bir eğitim sistemine kavuşursak, dershaneye de ihtiyaç kalmazsa zaten kimse dershane açmaz. Kimse de bu işi yapmaz. Onun için dershaneleri sanki bir yasa dışı işlemlerin yapıldığı yer gibi göstermek ve kamuoyunda böyle bir algı oluşturmaya çalışmak bir devletin de bakanına yakışmamaktadır. Doğru olarak da görmüyorum bunları. Biz sosyal demokrat düşüncede insanlar, özel sektörün, özel teşebbüsün işlerine pek karışmak istemiyoruz. Özel yatırım yapılıyor çünkü. İkincisi, burada istihdam eden ciddi bir grup var. Siz okullarda yeterli öğretmen kadrosu açmadığınız için bu dershanedeki öğretmenler, iş bularak evlerine ekmek parası götürüyorlar. Bizim çocuklarımız 100-200-500 metre geride başladıkları yarışa dershaneler aracılığıyla, özel okullar aracılığıyla eşit başlama şansını yakalıyorlar. Peki, siz fakirin çocuğunu, gerçekten çok güç koşullar altında okuyan çocukları nasıl üniversiteye taşıyacaksınız?” “GAZİANTEP’TE KENAR MAHALLELERDE 80 KİŞİ BİR SINIFTA EĞİTİM GÖRÜYOR”Gaziantep’in kenar mahallelerdeki sınıflarda 80 kişinin bir sınıfta eğitim gördüğünün altını çizen Şeker, açıklamasına şöyle devam etti: “Zengin olan, ekonomik durumu iyi olan mahallelerde 25-30 kişi bir sınıfta eğitim görüyor. Bu çocukla o çocuk, aynı sınıfta aynı sınavda aynı sorularla yarışması bile doğru değil. Kaldı ki bizi İstanbul’la yarıştırıyorsunuz, İstanbul’daki özel okullarla yarıştırıyorsunuz. Eğer fakirin çocuğu üniversiteye gitmesin, fakir fukaranın çocuğu okumasın istiyorsanız bunu çıkın açıkça söyleyin. Bu insanlar da çocuklarını üniversiteye göndermesinler o zaman. Bu fırsat eşitliği için dershaneleri bir şans olarak düşünüyorum. Bugünkü Türkiye’de, bugünkü koşullarda dershanenin kapatılması demek, bu insanların bu yarışta geride başlamasını savunmak demek.