YURTHABER

Bize Ulaşın BİZE ULAŞIN

"Onlar Okusun Doçent Olsun Diye Ben Nöbet Tutum"

Demokrat Parti Elazığ Belediye Başkan adayı Abdullah Şekeroğlu, basın mensuplarıyla bir araya geldi.

"Onlar Okusun Doçent Olsun Diye Ben Nöbet Tutum"

Demokrat Parti Elazığ Belediye Başkan adayı Abdullah Şekeroğlu, basın mensuplarıyla bir araya geldi.

Şekeroğlu, toplantıda yaptığı açıklamada, Elazığ’ın çok hassas bir seçim dönemine girdiğini belirterek “30 Marttaki yerel seçimlerde kedi malınıza sahip çıkacak, size hizmet edecek, fikirlerinizi baştakilere taşıyacak yetkiyi benden esirgemeyin. Ne olur takım tutan gibi parti tutmayın.” dedi.

Şekeroğlu açıklamasında şunları dile getirdi;

“Elazığ çok hassas bir seçim dönemine giriyor. Her zamankinden biraz daha farklı bir seçim

dönemine giriyor. Bugüne kadar seçimler bilhassa Elazığ’da aceleye getirilmiş. Kontenjan,

dışarıdan büyüklerin ısmarlama yada parası çok olan yada çevresi, parti gücü çok olanlar Elazığ’a gönderilmiş, ya belediye başkanı seçilmiş bu arkadaşlar yada milletvekili seçilmiş ve seçildikten sonra da kendi işlerine dönmüşler. Yani bizleri yalnız bırakıp gitmişler. Bu seçim çok önemli. Çünkü seçimlere bu memleketin gerçek insanlarının yüreğini koymasını istedik. Ben Abdullah Şekeroğlu olarak her zaman olduğu gibi, her hizmete koştuğum gibi bugün de sevgili Elazığlılardan bana yetki vermelerini istemeye geldim. Onun için aday oldum.

Öyle bir özlem, öyle bir hasret doluyum ki değerli Elazığlılar Abdullah Şekeroğlu’na kedi malınıza sahip çıkacak, size hizmet edecek, fikirlerinizi baştakilere taşıyacak yetkiyi benden esirgemeyin. Onun için diyorum ki, ne olur takım tutan gibi parti tutmayın.

“ ELAZIĞLILAR İÇİNİZDE BULUNAN ELAZIĞLIYI SERBEST BIRAKIN”

“Değerli Elazığlılar içinizde bulunan Elazığlıyı serbest bırakın. İçinizdeki Elazığlıya kulak verin. O mührü aldığınız zaman önce içinizdeki sesi dinleyin. Bu memlekete inandığınız gibi inandığınız insanın hayrı olması için evet mührünü kullanın. Bugün diğer aday arkadaşlarımızdan kimi partinin gücüyle, kimisi hükümetin gücüyle kimisi bilmem ne gücüyle gelebilir. Ama Abdullah Şekeroğlu sadece ve sadece yönetiminin ve inandığı arkadaşlarının gücüyle geliyor.

“BU İŞE GERÇEKTEN YÜREĞİMİ KOYDUM”

“İnanın biz boş gelmiyoruz. O kadar güzel projeler yaptık ki. Biz yapılamayanları yapmaya

geleceğiz. Bu memlekette yapılacak deyip yapılamayan o kadar çok şey var ki bunlar için proje dahi yapmaya gerek kalmayacak. Ama ben istiyorum ki en başta bize güven olsun. Ondan sonra ben bu Elazığ’ın sesini değil Türkiye’de dünyada duyuracağıma şerefim ve namusum üzerine yemin ediyorum. Bu işe gerçekten yüreğimi koydum. Değil bu taşın altına elimi başımı koydum.

Bugün hep beraber hareket edersek Elazığlının yapamayacağı hiç bir vazife yok. Ama sadece

müteahhit ve müteahhitçilik, raht ve rantiyecilik belediyenin gelirlerini ağama paşama, eşime

dostuma vereyim anlayışıyla bugün memleketimiz ne yazık ki bu duruma geldi.

Sorarım size değerli milletvekilleri, değerli başkanlar, değerli başkan adayları bugüne kadar kaç kişinin sümüğünü sildiniz, kaç ağlayanın yüzüne yüzünüz değdi. Kaç sanayi esnafının eliyle tokalaştınız. İşte bu arkadaşınız günlerce, gecelerce onların içinden geldi.

“ONLAR OKUSUNLAR DİYE BEN NÖBET TUTTUM”

Bazı arkadaşlarımızın isimlerinin önünde doçent doktor, profesör sıfatları var. Benimkinde yok. Niye yok. Onlar okusun profesör olsun diye, onlar okusun doçent doktor olsun diye ben onların okullarının önünde nöbet tuttum, okuyamadım. Onun için benim isminin önünde doçent sıfatı yok. Ama şunu bilin ki onlardan fersah fersah bilgim fazla ve onları yetiştirecek kadar hem bilgim, hem becerim hem donanınım var.

“BİZİM DE ÜSTAT SIFATIMIZ VAR”

Bizim ismimizin önümüzde sıfatımız eksik değil. Allah’a çok şükür Elazığ’ın o naif insanı benim ismimim önüne de bir sıfat koydu. Üstat Abdullah Şekeroğlu. Bugün doçentler, doktorlar, profesörler öğrencilerini yetiştirirler. Ama biz üstatlar o insanların profesör olması için biz onları eğitiriz. Biz onlara yön veririz. Biz onların okumasına şevk veririz, yardımcı oluruz.

Bugün Elazığın sorunları varsa işte bu şehrin eğitimsizliğinden ileri gelmektedir. Bu şehirde eğitimli insanlar çıkıp gitti. Biz eskiden kötüyle kavga etiğimiz zaman bir tanede annemiz vururdu. Oğlum kötüyle bir olma derdi. Ama maalesef bütün iyiler içeri girmişiz ki meydanı kötülere bırakmışız. Keşke birkaç kişi dışarıda kalsaydık da şu memleketin elinden tutsaydık.”

Ajans23/Arzu Akın

Anadolu Ajansı ve İHA tarafından yayınlanan yurt haberleri Mynet.com editörlerinin hiçbir müdahalesi olmadan, sözkonusu ajansların yayınladığı şekliyle mynet sayfalarında yer almaktadır. Yazım hatası, hatalı bilgi ve örtülü reklam yer alan haberlerin hukuki muhatabı, haberi servis eden ajanslardır. Haberle ilgili şikayetleriniz için bize ulaşabilirsiniz

En Çok Aranan Haberler