YURTHABER

Bize Ulaşın BİZE ULAŞIN

"Ülkedeki Tartışmaların Temelinde Etnik Kimlik Ve Hayat Tarzı Farklılıkları Var"

Sivil Dayanışma Platformu Başkanı Ayhan Ogan, Türkiye’deki kimlik çatışmalarının temelinde etnik kimlik, dini inanış ve...

"Ülkedeki Tartışmaların Temelinde Etnik Kimlik Ve Hayat Tarzı Farklılıkları Var"

Sivil Dayanışma Platformu Başkanı Ayhan Ogan, Türkiye’deki kimlik çatışmalarının temelinde etnik kimlik, dini inanış ve hayat tarzı farklılıklarının olduğunu belirtti. Bu sorunları postmodern döneme ait bir sorun olarak tanımlayan Ogan, “İnsanlar kendilerini tek bir kimlik ile tanımlamıyor. İnsanların temel talebi sahip oldukları tüm kimliklerle karar alma ve yönetim süreçlerine dâhil olmaktır.” dedi.Empati Düşünce Topluluğu tarafından Malatya Öğretmenevi’nde düzenlenen toplantıda ‘kimlik problemleri ve demokratikleşme’ konusu masaya yatırıldı. Toplantıda dünyada ve Türkiye’de kimlik problemleri ve gelişmiş demokrasilere sahip ülkelerin bu sorunu nasıl aştıkları ve Türkiye’nin demokratikleşme süreci masaya yatırıldı. Akil İnsanlar Heyeti Doğu Anadolu Koordinatörü ve Sivil Dayanışma Platformu Ayhan Ogan, burada yaptığı konuşmada, demokrasinin toplumun büyük bir kısmının büyük uzlaşma zemini bulduğu bir ikna rejimi olduğunu belirtti. Türkiye’deki kimlik çatışmalarının temelinde etnik kimlik, dini inanış ve hayat tarzı farklılıklarının olduğunu belirten Ayhan Ogan, bunlarında 20 yüzyıla ait sorunlar olduğunu ifade etti. Toplumun önemli bir çoğunluğunun dindar olduğu Türkiye’deki İslam-demokrasi denkleminin yanlış kurulduğunu vurgulayan Ogan, bu denklem üzerinden yapılan tartışmaların ülkeyi ileriye taşıyamayacağını dile getirdi. Bunun yerine Müslümanlar ve demokrasi ilişkisinin tartışılmasının daha doğru bir olacağını anlatan Ogan, İslam’ın vazettiği bir yönetim modeli olmadığını bu yüzden de İslam-demokrasi arasında bir çelişki bulunmadığını, toplumda yaşanan bu kafa karışıklığının aşılması halinde Türkiye’nin demokratikleşme hamlelerinin daha hızlı ve sağlıklı olacağını belirtti.Ogan, şöyle devam etti: "Kimlik mevzusu modern ve postmodern döneme ait bir sorun, artık insanların kendilerini tek bir kimlik ile tanımlamadığının görülmesi gerekiyor. İnsanların temel talebi sahip oldukları tüm kimliklerle karar alma ve yönetim süreçlerine dâhil olmaktır. Modern dönem ideolojisi olan uluslaşma ve ulus devlet fikri cumhuriyetin kuruluşunu da etkilemiştir. Cumhuriyetin ilk döneminde toplum, karar alma ve yönetim süreçlerinin şekillendirilmesine hiçbir zaman dâhil edilmemiştir. Topluma Türk, Sünni, Hanefi ama aynı zamanda dinin görünür olmadığı bir gömlek giydirilmek istenmiştir. Maalesef yaşadığımız 90 yıllık süreç bu iç çatışmalarla geçmiştir.”Demokratikleşmenin başlangıç noktasının sivil bir yeni anayasa olduğunu vurgulayan Ogan, “Şu an Türkiye’de yapılan anayasa çalışmaları, sistemi komple yenilemekten ziyade mevcut anayasanın yol çizgisinde revizyonist bir yenileme çalışmasıdır. Hukuk felsefesinde buna yeni bir anayasa denmesi mümkün değildir. Çözüm; bu revizyonist yenileme yerine sıfırdan toplumun istekleri ve beklentilerini karşılayacak herkesin kendini bu ülkeye ait hissedebileceği yepyeni bir anayasa yapmak ve bu felsefenin hakim olduğu yeni devleti inşa etmektir. Bunun için siyasi anlayışın değişmesi gerektiği kadar yargı, sivil ve askeri bürokrasi zihniyetinin de değişmesi gerekmektedir. Bağımsız değil tarafsız yargı, ve devletin memuru değil halkın devleti ve halkın memuru anlayışının hakim olması gerekir. Gelişmiş ülkeler kimlik problemlerini 20. yüzyılda çözmüştür. Maalesef Türkiye hala 20. yüzyılın sorunlarıyla zaman ve enerji kaybetmektedir. Türkiye potansiyelini mevcut sorunlarında ötesinde 21. yüzyılın sorunlarını da çözebilecek bir standart ve perspektife göre kullanmalı ve atacağı adımları 21. yüzyılın gerekliliklerine göre atmalıdır.”21. yüzyıldaki değişim hızının her şeyi değiştireceğini vurgulayan Ogan, bundan kaçınmanın mümkün görünmediğini kaydetti. Ogan, şunları ekledi: “Bu yüzden Türkiye olarak değişim dalgasına hazırlıklı olunmalı ve mevcut potansiyelimiz bu dalgadan maksimum faydalanacak şekilde kullanılmalıdır. Bunu başarabilirsek 20. yüzyılda da ıskaladığımız başarıyı yakalayabilir ve gelişmiş ülkeleri geçebiliriz. Bu süreçte Türkiye’de muhalefetin de değişim dilini kullanması ve iktidarı daha fazla demokrasi ve değişim için zorlaması gerekmektedir. Mevcut yapısıyla muhalefet maalesef siyasette özne ve aktör olmaktan çok uzakta bir profil sergilemektedir.

Anadolu Ajansı ve İHA tarafından yayınlanan yurt haberleri Mynet.com editörlerinin hiçbir müdahalesi olmadan, sözkonusu ajansların yayınladığı şekliyle mynet sayfalarında yer almaktadır. Yazım hatası, hatalı bilgi ve örtülü reklam yer alan haberlerin hukuki muhatabı, haberi servis eden ajanslardır. Haberle ilgili şikayetleriniz için bize ulaşabilirsiniz

En Çok Aranan Haberler