YURTHABER

Bize Ulaşın BİZE ULAŞIN

"Yargıtay Hrant Dink davasını Ergenekon ile birleştirecek"

Hrant Dink cinayetine ilişkin mahkeme kararı tartışılmaya devam ediyor. Gazeteci-Yazar Furuk Mercan, Yargıtay’ın Hrant Dink...

"Yargıtay Hrant Dink davasını Ergenekon ile birleştirecek"

Hrant Dink cinayetine ilişkin mahkeme kararı tartışılmaya devam ediyor. Gazeteci-Yazar Furuk Mercan, Yargıtay’ın Hrant Dink davası karını bozarak Ergenekon davası ile birleştireceğini dile getirdi. Anayasa Profesörü İbrahim Kaboğlu ise Hrant Dink’i koruyamayan Türkiye’nin, adaleti de tecelli ettiremediğini savundu.

Bursa Gazeteciler Cemiyeti, Nilüfer Belediyesi ve Uludağ Üniversitesi işbirliği ile düzenlenen ‘Yüz yüze Söyleşiler’programına katılan Mercan, Hrant Dink kararını değerlendirirken, "Hrant Dink mahkemesinin kararında vur emrini kimlerin verdiğini ortaya çıkarması bekleniyordu. Buna yol açan örgütün delilleri gelmemişse mahkemeyi çok suçlayamayız, Bu delileri devletin getirmesi gerekiyordu. Bu tatmin edici bir karar değil. Yargıtay’a gidecek ve muhtemelen Yargıtay dosyayı bozup Ergenekon mahkemesi ile birleştirecektir." dedi. İlker Başbuğ’un tutuklanması ile ilgili soruya ise Mercan şu cevabı verdi: "Andıç davası somut bir dava. Burada 22 tane sanık var. Albay Dursun Çiçek’ten Genelkurmay ikinci başkanı Orgeneral Hasan Iğsız’a kadar. Orada zaten bir emir komuta zinciri var. Savcı diyor ki bu bir örgüt."

Başbuğ’un tutuklanmasının Dink davası ile karıştırılmamasını isteyen Faruk Mercan, "En başta insanların tutuksuz yargılanmasından yanayım. Ancak mesela Ergenekon 2006’da başladı, ama görüyoruz ki 2009’da hala bir irtica ile mücadele eylem belgesi ile bu oluşum devam ediyor. Demek ki daha önce tahliye kararı alınırsa bakıyoruz ki bu oluşumlar devam ediyor. Demek ki yağılama konusu yaptıkları suçların daha işlenme tehdidi hissediyorlar. Eğer Genelkurmay bütün bu davalarda yarılanan şahısları komutanları emekli etseydi beklide çok daha kolay yargılama olabilirdi. İdare üzerine düşeni yapmadı mahkemede tehditlerin tamamen bitmediğine inandığı için tahliye kararı vermedi." değerlendirmesinde bulundu.

Anaya hazırlıkları sorusuna ise Faruk Mercan, şu karşılığı verdi: "Ben 2012’de anayasa çalışmalarının zirveye çıkacağına inanıyorum. Başarmak zorundayız. Her partinin kırmızı çizgileri var uzlaşma kolay değil ama yeni bir başlangıç için bunu yapmak zorundayız. Birlikte yaşama iradesini yeni bir anayasa ile ortaya koymalıyız."

"O DURUŞMA SALONUNDAN ADALETİN ÇIKMAYACAĞINI DÜŞÜNDÜM"

Prof. Dr. İbrahim Kaboğlu, Hrant Dink cinayetinde çıkan kararı Türk yargısı için üzücü bulduğunu ifade etti. Kabaoğlu, "Kısa da olsa duruşma salonuna gittim. O duruşma salonundan adaletin çıkmayacağını düşündüm. Dink’in katledilmesi 17 yaşındaki bir çocuğun Trabzon’dan gelip İstanbul’da bir kaç kişinin kararlaştırması ile işlenen bir cinayet olduğunu düşünmek Türkiye gerçeklerinden biraz uzaklaşmak anlamına geliyor." dedi.

Dink cinayetinde ön soruşturmayı okuduğunu, olayda resmi makamlarında dahlinin bulunduğuna dikkat çeken Prof. Dr. Kaboğlu, "Yargıçların, yargının 14 nolu mahkemenin resmi makamlara ulaşmamış olduğunu bir eksiklik ve adaletin tecillisinde bir sorun olduğunu düşünüyorum. Türkiye, Dink’i koruyamadı ama hiç değilse adaleti tecilli ettirmeli idi ama maalesef onu da yapamadı." şeklinde konuştu.

İlker Başbuğ’un tutuklanması sorusuna ise Prof. Dr. İbrahim Kaboğlu, şu cevabı verdi: "Başbuğ, şu kadar genelkurmay başkanlığı yaptı. Bir zamanlar oluşturulan andıç suçlaması ile tutuklandı. Bir emekli genelkurmay başkanı tutuksuzda yargılanabilirdi.” Başuğ’un Yüce Divan tarafından yargılanmasının da reddedildiğine dikkat çeken Prof. Dr. Kaboğlu, “Bir yandan büyük bir cinayet var, açıkça sorumlu emniyet müdürleri, valiler var ama onlara yöneltilmiyor bu soruşturma, bir zamanlar genelkurmay başkanlığı yapmış bir insan apar topar tutuklanıyor. 27 Nisan muhtırası 5 yıl genelkurmay sitesinde kaldı, ama onu kimse sorgulamadı. Ondan sorumlu genelkurmay başkanı sorgulanıp mahkeme önüne çıkarılmadı. Bunlar çok ciddi olarak Türk adaletinin önünde duran sorunlardır." diye konuştu.

"ANAYASA ÇALIŞMALARI SANAL NİTELİK ALDI"

Anaya çalışmaları kapsamında meclis başkanı ve milletvekillerinin uzlaşma komisyonu oluşturup ortak çabaya girmeleri gerektiğini anlatan Prof. Dr. İbrahim Kaboğlu, şöyle konuştu: “Bu kapsamda toplumdan görüş almaları önemli. Ama Türkiye Cumhuriyetinin yeni anayasasını yapmak bu şekilde çok zordur. O nedenle benim görüşüm seçim yoluyla oluşturulacak bir anaysa meclisinin bir anayasa hazırlaması idi. En azından sonuca ulaşılmasa da bir deneme daha yapılmış olacak.

Anadolu Ajansı ve İHA tarafından yayınlanan yurt haberleri Mynet.com editörlerinin hiçbir müdahalesi olmadan, sözkonusu ajansların yayınladığı şekliyle mynet sayfalarında yer almaktadır. Yazım hatası, hatalı bilgi ve örtülü reklam yer alan haberlerin hukuki muhatabı, haberi servis eden ajanslardır. Haberle ilgili şikayetleriniz için bize ulaşabilirsiniz

En Çok Aranan Haberler