HABER

Radyofrekans Yöntemi İle Ameliyatsız Bel Ve Boyun Fıtığı Tedavisi

Op. Dr.Tunç Koç bu hafta Radyofrekans Yöntemi, Atom Tedavisi ve Ameliyatsız Bel ve Boyun Fıtığı Tedavisi yöntemlerine değindi

Radyofrekans Yöntemi İle Ameliyatsız Bel Ve Boyun Fıtığı Tedavisi

Bel fıtığı ve boyun fıtığı hastaları sıklıkla ameliyat dışı yöntemler ile tedavi arayışına girerler. Bu arayışın nedeni ise genellikle haklı ya da haksız olarak ameliyattan çekinmeleri ve korkmalarıdır.

Ameliyat korkusu nedeni ile maalesef günümüzde hala kendilerini kırık - çıkıkçılarda, ne olduğu belli olmayan bel ya da boyun çeken kişilerin evlerinde, yerli ya da yabancı ehliyetsiz masörlerin ellerinde bulurlar.

Bel ya da boyun fıtığı hastalarının ehil olmayan kişilere kendilerini emanet etmelerinin hikayelerini hastalarımızdan sıklıkla dinleriz. Daha da önemlisi, bize bu tecrübelerini anlatanlar sadece cahil, eğitim seviyesi düşük insanlar değildir. Çoğu kez üniversite mezunlarının, master ya da doktora sahibi, çok büyük şirketlerde üst düzey yönetici, işveren sıfatı taşıyan kişilerin, utana sıkıla da olsa;

‘’Hocam anlatmaya çekiniyorum kusura bakmayın fakat bir arkadaşımın tavsiyesiyle belimi ya da boynumu bazı özel hareketler uygulayarak iyileştirmesi umuduyla bu konuda çok ün yapmış olan bir kişiye başvurdum’’ şeklinde anlattıklarını üzülerek, bazen de merakla dinleriz.

Hastaları anlamaya çalışmak gerekir ise, ameliyattan çekindikleri, korktukları, ameliyat olurlarsa sakat kalacakları tarzında kaygıların onları bu yola sürüklediğini kavramak pek de zor değildir. Bu durumda ise, ilaç tedavisi ve fizik tedavisinden, istirahatten fayda görmeyen hastalara ameliyat dışında ne önereceğimiz sorusu ile karşı karşıya kalıyoruz.

Birkaç yıl öncesine dek bu hastalara biz ameliyat olmalarını önerirdik, onlar da çekindikleri için kendilerini tıp dışı merdiven altı çalışan kırık çıkıkçılarda bulurlardı.

Günümüzde ise modern teknoloji bizlere ameliyatsız tedavi yöntemlerini modern teknolojiden destek almış olan tıp biliminin güvenilir uygulamaları olarak kullanma şansını vermektedir.

Bel ve boyun fıtığı hastalığında omurga kemikleri arasında bulunan disk eklemi yıpranmıştır. Özellikle eklem kapsülü adını verdiğimiz simit şeklindeki halka yıpranır, üzerinde çatlaklar gelişir, bel ya da boyun ağrısının ortaya çıkmasını sağlayan kimyasal maddeler açığa çıkar. Yıpranmış eklemi mikroskop altında incelendiği zaman, normal ve sağlıklı bir ekleme göre çok daha fazla sayıda sinir ucunun geliştiği görülür, bu nedenle de ağrı daha kolay ortaya çıkar. Yıpranmış bir disk eklemi fıtıklaşmamış olsa da, bel ya da boyun ağrısına neden olabilmektedir.

Radyofrekans yöntemi de modern tıp teknolojisinin bel ve boyun fıtıkları için geliştirdiği ameliyatsız tedavi yöntemlerinden bir tanesidir. Radyofrekans yöntemi tıbbın diğer alanlarında başka hastalıkların tedavisi için de kullanılır. Radyo dalgaları, tıpkı lazer gibi bir güç kaynağı olarak kullanılır. Amaç yumuşak dokuları enerji kaynağı sayesinde buharlaştırarak küçültmektir.

Disk eklemi hacminde çok az bir miktardaki azalma dahi, eklem içindeki basıncı önemli derecede azaltarak ağrının önemli derecede azalmasına neden olmaktadır

Lokal anestezi altında ve fluoroskopi adını verdiğimiz özel bir röntgen aleti ile işlemi sürekli olarak kontrol ederek hastanın bel kısmından oldukça ince bir iğne ile radyofrekans enerjisini üreten aletin yarattığı enerjiyi eklem içine dek ulaştıracak olan özel bir elektrod yerleştirilir. Bu işlem ağrılı değildir. Bipolar elektrod dediğimiz bu elektrodun ucundaki birkaç milimetrelik alanda iki kutup vardır, böylelikle yaratılan enerji birkaç milimetrelik alanda güvenli olarak kalır, çevreye yayılmaz, kontrol edilebilir bir güçtür.

Radyofrekans elektrodu, yarattığı enerji ile hücre içinde birtakım karmaşık kimyasal reaksiyonlara yol açarak işlem yapar, lazer gibi kontrolü güç bir enerjinin direk olarak dokuya yollanması şeklinde çalışmaz. Radyofrekans elektrodu hücre içinde bulunan sodyum atomlarını ionize eder ve hücre içinde yüksek enerjili iyonik bir plazma alanı yaratır. Yüksek enerjili plazma nedeni ile hücre içinde molekküller arası bağlar parçalanır.

Bel ve boyun fıtıklarında kullandığımız radyofrekans ile tedavi yöntemi, diğer enerji kaynakları gibi kontrolsüz bir enerji üretmedikleri için, dokuda ısı ile ilgili olmaması gereken bir hasar ya da yanık gelişmez.

Coblation teknolojisi adını verdiğimiz bu teknolojinin yeterli bir şekilde çalışabilmesi için hücre içinde yeteri kadar sodyum bulunması gerekir. Eğer disk eklemi ileri derecede yıpranmış ve sıvı kapasitesinde önemli bir azalma olmuş, dolayısı ile ortamda yeteri kadar sodyum bulunmuyor ise, yukarıda tarif ettiğimiz kimyasal işlemlerin gerçekleşmesi ve eklemin bir kısmının buharlaştırılması daha da güç hale gelir. Bu nedenle, çok ileri yaştaki kişilerin ileri derecede yıpranmış eklemlerine radyofrekans yöntemini uygulamak tatminkar bir sonuç vermeyebilir.

Bel ve boyun fıtıklarında radyofrekans tedavisi için de uygun ya da uygun olmayan hasta grubu vardır. Her tedavi yönteminde olduğu gibi, bu yöntemde de sadece uygun hastaların tedavisi başarı şansını arttırır.

İşlem ertesinde, boyun fıtığı için boyun bölgesine uygulanmış ise bir boyunluk, bel fıtığı tedavisi için bel bölgesine uygulanmış ise bir bel korsesi hastanın yaşına ve durumuna göre en az bir hafta kadar kullanılır.

Radyofrekans yöntemi ile tedavi gerçekleştiren ekipler, yaynladıkları bilimsel makalelerinde %75 ile 80 arasında çok başarılı sonuçlardan söz etmektedirler. Tedavideki amaç bel ya da boyun ağrılarının azalması ve yaşam kalitesinin artmasıdır.

Bizim tedavi ettiğimiz hasta grubumuzda da, başarı oranımız % 80 civarındadır. Bu yüksek oranın altında yatan neden ise yöntemi her hastaya uygulamamak, sadece uygun hastalara uygulamak, doğru hasta seçimine özen göstermektir.

Sonuç olarak bel ve boyun fıtığı hastalarında ilaç ve fizik tedavisinden yeterince fayda sağlanamamış ise, fıtık parçalanmış ya da halk arasında ifade edildiği gibi patlamış bir fıtık değilse, radyofrekans yöntemi tedavi alternatifi olarak mutlaka düşünülmelidir. Bu tedavi yöntemi açık cerrahiye, yani ameliyata göre çok daha az zararlı ve riskli bir tedavidir.

SORU VE GÖRÜŞLERİNİZ İÇİN: **drtunckoc@mynet.com

**

**Op. Dr. Tunç KOÇ kimdir?

**

Beyin, Omurilik ve Sinir Cerrahisi Uzmanı

Galatasaray Lisesi ve İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Tıp Fakültesi'nde okuduktan sonra uzmanlık eğitimini Fransa'da, Jules Vernes Tıp Fakültesi'nde yaptı.

Uzmanlık eğitimini bitirdikten sonra aynı Üniversitenin Beyin, Omurilik ve Sinir Cerrahisi Kliniğinde Uzman Doktor olarak çalıştı.

Bu dönemde özellikle Omurga Cerrahisinde günümüzde artık yaygın olarak kullanılan bazı cerrahi teknik ve malzemelerin ilk bilimsel tasarım, deneme ve geliştirilme ekiplerinde aktif olarak çalıştı.

Dünyada ilk kez vertebroplasti işlemini uygulayan ekibin içinde yer aldı.

Omurga ameliyatlarında kullanılan vidalar ve diğer ürünlerin geliştirilmesinde 1990 yılından beri uluslararası ekiplerin içinde cerrah olarak aktif katkı sağladı.

Türkiye’ye döndükten sonra İstanbul Alman Hastanesi, Medical Park Göztepe Hastanesi ve İstanbul Cerrahi Hastanesi’nde çalıştı.

Full – endoskopik bel ve boyun fıtığı ameliyatları üzerine Güney Kore’de Wooridul Spine Hospital’ de özel eğitim aldı.

Özel ilgi alanı, Omurga Cerrahisi’nin son yıllarda ileri teknoloji kullanarak yapılan ve az doku hasarını amaçlayan Minimal İnvaziv Omurga Cerrahisi’dir.

Bu konuyla ilgili bir çok uluslararası toplantı, kurs ve eğitimlere katılmıştır.

En Çok Aranan Haberler