Japonya’da turistlerin ilgisini çekecek olayların ve mekanların neredeyse sonu gelmiyor. Antik harabelerden en modern teknolojilere, Fuji Dağı’nda Tokyo’ya şehir aşığı ya da özgür ruhlar için her şey var.
Ancak bazı turistlere göre Nirvana’ya ulaşmak için zorlu bir ruhsal ve fiziksel yolculuğa çıkabilmek için mumyalanmış keşişlerle dolu tapınakları ziyaret etmek daha ilginç olabilir.
News.com.au tarafından yayınlanan bir habere göre Japonya’nın kuzeyindeki tarihi tapınaklara dağılmış 16 Sokushinbutsu rahibi, turistler tarafından ziyaret edilebiliyor.
Bu keşişler, Budizm öğretisinin eski bir formu olan Shugendo’yu takip ediyordu. Bu rahipler, öldüklerinde bedenin biyolojik işlevini kısa ya da uzun vadeli durdurduğuna inanan Kukai adlı bir dokuzuncu yüzyıl keşişini kopyalamaya çalıştılar.
Bu rahipler öldükten 5 milyon yıl sonra tekrar hayata döneceklerine inanıyor. Bu inanışta rahipler mumyalanma ve tapılma durumuna ulaşmak için yeryüzündeki neredeyse her zevkten vazgeçmek zorundaydı. Yolculuklarına tohum ve fındıktan başka hiçbir şey yemedikleri bir diyetle başlayan rahipler, vücutlarındaki fazla yağlardan kurtulmak için egzersiz yapıyordu.
Atlas Obscura’nın haberine göre rahipler ölüm yolculuklarına şu adımları izleyerek devam ediyor: “Bir diğer üç yıl boyunca yalnızca ağaç kabuğu ve kök yediler. Normalde kaseleri cilalamak için kullanılan urushi ağacının özünden yapılan zehirli bir çay içmeye başladılar. Bu çay onların kusmasına ve vücut sıvısını hızlı bir şekilde kaybetmelerine neden oldu ve en önemlisi vücudun ölümden sonra çürümesine neden olabilecek kurtçuk ve parazitleri de öldürdü”
Üç yıl süren diyetin ardından rahipler ikinci aşamaya geçebiliyordu; ancak bazı rahipler için bu süre daha uzun sürdü. Bir rahibin kendini hazırlamak için 20 yıl boyunca hiçbir şey yemediği söylentiler arasında.
Rahipler diyet safhasının bitiminde tüm yiyecekleri ve içecekleri keserek yalnızca tuzlu su ile hayatta kalıyordu ve meditasyon halinde ölümü bekleyerek 100 gün geçirdiler.
Zaman yaklaştıkça müridleri onları üç metre derinliğindeki bir çukura itmeye başlayarak canlı canlı gömdüler.
Üç metre aşağıdaki rahibin içine konduğu çam kutuda yalnızca bambudan yapılma ince bir hava çubuğu bulunuyordu, ayrıca müridlerine yaşadığı işaretini verebilmek için çalabileceği bir zil bulunuyordu. Zil durduğunda tüp çıkarılıyor ve mezar mühürleniyordu.
Rahipler eğer ritüeli başarıyla tamamlarsa mezarları tekrar açılıyor ve bedenleri mumyalanmış oluyordu.
Bu rahipler de mezarlarından çıkarıldı ve mumyaları sergilenmeye başladı. Ancak bazı rahiplerin vücutları çürümüş ve bozulmaya başlamıştı. Kendilerini adadıkları yolculuğun üzerinden geçen bunca zamanın ardından tabutlarına yeniden konan rahiplere kimse tapmadı.