BBC muhabiri Quentin Sommerville, IŞİD militanlarını Rakka'nın dışına taşıyan konvoydaki kamyonların şoförleriyle görüştü.
BBC'nin özel araştırması, 250 IŞİD militanı ve ailelerinin, ABD-İngiltere öncülüğündeki koalisyon ile Suriye Demokratik Güçleri'nin (SDG) ortak operasyonuyla Rakka'dan güvenli bir şekilde tahliye edildiğini ortaya koydu.
BBC muhabirleri Quentin Sommerville ve Riam Dalati'nin haberine göre tahliyeler, Halk Savunma Birlikleri'nin (YPG) ana gövdesini oluşturduğu ABD destekli SDG'nin, Rakka'yı IŞİD'in elinden aldığı geçen ay gerçekleşti.
Tahliye edilen IŞİD'liler arasında, örgütün önde gelen militanlarının yanı sıra çok sayıda yabancı savaşçı da vardı.
Rakka'dan tahliye edilen militanların bir kısmı Suriye geneline dağılırken, aralarından bazılarının da Türkiye'ye gittiği ortaya çıktı.
Tahliye edilen 250 IŞİD militanı, Rakka'nın ABD destekli milisler tarafından ele geçirilmesinden önce yüzlerce araçlı konvoyla şehirden ayrılan ve çoğu IŞİD militanlarının ailelerinden oluşan 4 bin kişi arasında yer alıyordu.
BBC'nin haberine göre onlarca yabancı IŞİD savaşçısı da silah ve cephane yüklü 10 kamyonla Rakka'dan ayrıldı.
Haberde kamyon şoförü Ebu Fevzi ve arkadaşlarının tanıklıklarına yer veriliyor.
Şoförler, 12 Ekim'de SDG'nin kendilerinden, Fırat Nehri kıyısındaki Tabka şehrinde savaştan kaçan sivil aileleri kuzeydeki bir kampa götürmelerini istediğini söylüyor.
Ancak konvoy bir araya geldiğinde kamyonlarda sivil aileler yerine IŞİD savaşçıları, savaşçıların aileleri ve tonlarca silah ile mühimmat olduğu ortaya çıkıyor.
Şoför Ebu Fevzi ve arkadaşlarına gizli tutmaları istenilen bu operasyon için de binlerce dolar ödeneceği sözü veriliyor.
Rakka'dan ayrılan IŞİD militanları otobüse binerken görüntülenmişti.
IŞİD savaşçılarının Rakka'dan kaçırılması anlaşması yerel yetkililer tarafından yapıldı. Rakka'da dört ay süren çatışmaların sonunda anlaşmaya varıldı.
Amaç, çatışmalara son vermek, IŞİD'e karşı çıkan daha fazla Arap ve Kürdün hayatını kaybetmesini önlemekti.
Ama aynı zamanda, yüzlerce IŞİD militanının da şehirden kaçması sağlandı.
KOALİSYON İTİRAF ETMEDİ
Anlaşmaya varıldığı dönemde ne ABD ve İngiltere öncülüğündeki koalisyon, ne de koalisyonun desteklediği SDG anlaşmadaki rollerini itirafetmek istemedi.
Militanların Suriye geneline ve hatta Suriye sınırları dışına kaçmasını sağlayan Rakka'nın bu 'kirli ve gizli sırrı' dış dünyaya yönelik tehdidi de ortaya çıkarıyor.
Bu gizli sırrın dünyaya sızmaması için uğraşılsa da BBC'nin ulaştığı kaynaklar bu anlaşmayı doğruluyor.
Habere kaynak olan isimlerin bir kısmı tahliye konvoyundaydı, bir kısmı konvoya tanıklık etti, bir kısmı da anlaşma müzakerelerine dahil olan isimlerdi.
Kamyon şoförlerinden Ebu Fevzi gördüklerini BBC'ye anlattı:
"Rakka'ya girdiğimiz andan itibaren korkmaya başladık. SDG ile birlikte girmemiz gerekiyordu ama yalnız başımıza girdik. Şehre girer girmez, üzerlerinde bomba yüklü intihar yelekleri ve silahları olan IŞİD savaşçıları gördük. Kamyonlarımıza bubi tuzakları kurdular. Anlaşmada ters giden bir şeyler olsaydı tüm konvoyu havaya uçuracaklardı. Çocuklarının ve eşlerinin üzerinde bile intihar yelekleri vardı."
Suriyeli Kürt birlikler medya mensuplarını Rakka'dan uzaklaştırdı. IŞİD'in kaleleri Rakka'dan kaçışlarının görüntüleri televizyonda yayınlanamayacaktı.
SDG resmi açıklamalarında yalnızca birkaç savaşçının ayrıldığını, tahliye edilenlerin hepsinin bölge halkı olduğunu duyuruyordu.
Ancak BBC'ye konuşan bir kamyon şoförleri bunun doğru olmadığını söyledi.
Bir kamyon şoförü, toprağa geçtikleri güzergâhın haritasını çiziyor.
Bazı şoförleri kadın ve çocuklardan oluşan yaklaşık 4 bin kişiyi tahliye ettiklerini, Rakka'ya girdiklerinde ise konvoylarında yüzleri kapalı IŞİD savaşçılarının da olduğunu kaydetti.
BBC'nin ele geçirdiği gizli görüntü kayıtlarında kamyonlarda silahlı kişiler olduğu da görüldü.
Varılan anlaşmaya göre yalnızca bireysel silahlar taşınabilecekti ancak IŞİD militanları tahliye sırasında taşıyabildikleri kadar silahı ve cephaneyi de beraberinde götürdü.
Bir şoförü, konvoyun altı yedi kilometre uzunluğunda olduğunu, 50 kamyon, 13 otobüs ve 100'den fazla IŞİD'e ait araçtan oluştuğunu söyledi.
IŞİD'in yabancı savaşçıları da Rakka'dan tahliye edilen militanlar arasındaydı.
IŞİD karşıtı koalisyon sözcüsü ABD'li Albay Ryan Dillon: Savaşan ve ölen Suriyeli yerel güçler. Operasyonlarla ilgili kararları onlar alıyor.
ABD: BU SURİYELİLERE KALMIŞ BİR MESELE
BBC'ye konuşan bir şoför, "Çok sayıda yabancı vardı. Fransa, Türkiye, Azerbaycan, Pakistan, Yemen, Suudi, Çin, Tunus, Mısır…" dedi.
BBC'nin araştırması üzerine ABD öncülüğündeki IŞİD karşıtı koalisyondan da anlaşmayla ilgili itiraf geldi.
Rakka'dan 250 IŞİD militanı ve 3500 aile mensuplarının tahliyesine izin verilmişti.
Koalisyon sözcüsü Albay Ryan Dillon, "Biz kimsenin ayrılmasını istemedik. Ama bu, sahadaki yerel liderler tarafından, onlarla ve onlar aracılığıyla yürütülen stratejimizin odağında olan, Suriyelilere kalmış bir mesele. Savaşan ve ölen onlar, operasyonlarla ilgili kararları onlar alıyor" dedi.
Müzakerelerde Batılı bir yetkili de yer alıyordu ancak görüşmelere "aktif olarak katılmadıkları" belirtiliyor.
Albay Dillon, yalnızca dört yabancı IŞİD militanının Rakka'dan tahliye edildiğini ve onların da şimdi SDG'nin gözetiminde olduklarını söylüyor.
Koalisyon ayrıca, sahada personelleri olmadığını, konvoyların geçişini havadan denetlediklerini ifade ediyor.
BC'ye konuşan insan kaçakçıları, Rakka'dan ayrılan IŞİD militanlarının bir kısmının Türkiye'ye geçmeye çalıştığını söylüyor.
'DAHA BU HAFTA 20 IŞİD'LİNİN AİLESİNİ TÜRKİYE'YE GEÇİRDİM'
BBC ekibi insan kaçakçılarıyla da konuştu.
Türkiye-Suriye sınırındaki insan kaçakçısı İmad, "Son birkaç haftada Rakka'dan ayrılıp Türkiye'ye gitmek isteyen çok sayıda aile oldu. Yalnızca bu hafta ben kendim 20 aileyi geçirdim. Çoğu yabancıydı ama Suriyeliler de vardı" dedi.
İmad, kişi başına 600 dolar, aile başına da 1500 dolar ücret alıyor.
BBC'ye konuşan bir diğer insan kaçakçısı da son birkaç haftada çok sayıda ailenin geçtiğini söyledi.
Türkiye'nin sınır kontrollerini sıklaştırmasıyla da insan kaçakçılarının da işi zorlaştı.
Bir kaçakçı "Bazı bölgelerde merdiven kullanıyorduk, bazı bölgelerde nehri geçiyor, bazı bölgelerde de dik dağları geçiyorduk. Çok sefir bir durum" diyor.