YURTHABER

Bize Ulaşın BİZE ULAŞIN

Ramazan ayı boyunca yeme ve içme alışkanlıkları kontrol altında tutulmalı

Özel Yozgat Şifa Hastanesi'nde görevli Diyetisyen Tuğba Yüksel, Ramazan ayının, sıcaklıkların en fazla olduğu yaz...

Ramazan ayı boyunca yeme ve içme alışkanlıkları kontrol altında tutulmalı

Özel Yozgat Şifa Hastanesi'nde görevli Diyetisyen Tuğba Yüksel, Ramazan ayının, sıcaklıkların en fazla olduğu yaz dönemine gelmesinden dolayı, yeme ve içme alışkanlıklarını kontrol altında tutmak gerektiğini söyledi.
Oruç tutan vatandaşların, önceki yıllara göre biraz daha zorlanacağını belirten Diyetisyen Yüksel, "Ramazan'ın yaz aylarına denk gelmesi ile hem gün içinde oruç tutulan sürenin uzun olması hem de hava sıcaklığının yüksek değerlere ulaşması vatandaşlarımızın biraz daha zorlanmasına neden olacaktır. Bu bakımdan oruç ibadetini yaparken bazı konulara ekstra önem verilmesi gerekmektedir. Yaz aylarında oruç tutanlarda, yemekten sonra üşüme ile birlikte halsizlik ve uyku hissi görülebilir. İftarda hızlı ve fazla miktarda besin alınması kan şekeri regülasyonunun bozulmasına neden olabilir, bu yüzden iftarımızı yaparken dikkat etmeliyiz." dedi.
Oruç tutan kişilerin, eğer bir zorunluluk yok ise özellikle öğle saatlerinde çok sıcak havalarda dışarıya çıkmaması gerektiğinin altını çizen Yüksel, "Dışarı çıkmak gerekiyorsa sabah erken ya da akşamüstü saatler tercih edilmeli, bol ve açık renk giysiler kullanılmalıdır. Yaz mevsiminde çok kalabalık ve sıcak ortamlarda bulunmak hem sıvı kaybı, hem de kan şekerinde düşme gibi durumlar yaratacağından bu konuya da dikkat etmek gerekmektedir. Sıvı kaybı ile birlikte direkt güneş ışığına maruz kalma olursa sıcak çarpması tablosu da gelişebilir. Yaz aylarında iftar veya sahur sofralarında yağlı besinlerin ve yağda kızartmaların tüketiminden mutlaka kaçınmalıyız. Yemekler ayçiçeği yağı, mısırözü yağı, fındık yağı gibi bitkisel sıvı yağlar ile pişirilmeli, salatalarda zeytinyağı kullanımına özen göstermeliyiz. Ancak yemekleri pişirirken, kızartma ve kavurma yerine haşlama, ızgara ve fırında pişirme yöntemlerini tercih etmemiz sağlığımız açısından büyük önem taşımaktadır." diye konuştu.

MUTLAKA SAHURA KALKMALIYIZ
Oruç tutanların mutlaka imsak saatine yakın bir zamanda sahur yapmaları, sağlığın korunması açısından çok önemli olduğunu kaydeden Yüksel, "Özellikle sahurda kan şekerini çabuk düşüren beyaz ekmek, pilav, tatlı, patates ve konsantre meyve suyu yerine, kepekli ekmek, süt, peynir, yumurta, domates, salatalık gibi yiyeceklerin tercih edilmesi gün içinde açlık hissinin daha az duyulmasını sağlayacaktır. Vücut direncini artırmak ve vücuda yeterli miktarda vitamin ve mineral alınmasını sağlamak için sebze ve meyvelerin tüketimi ihmal edilmemelidir. Aşırı yağlı, tuzlu, şekerli ve unlu gıdalardan uzak durulması sağlığımız açısından önemlidir." şeklinde konuştu.
İftarda yağlı yiyecekler yerine, çorba ve hafif yemeklerin tercih edilmesi gerektiğini ifade eden Diyetisyen Yüksel, şunları söyledi: "İftarda ağır yağlı yiyecekler yerine çorba, etli sebze yemekleri, salata, yoğurt, kepekli ekmek tercih etmeliyiz. Yemekler çok sıcak veya çok soğuk olmamalı ve yavaş tüketmeliyiz. İftardan sonraki ara öğünde ise sütlaç, muhallebi, güllaç, meyve tatlıları, dondurma gibi hafif tatlılar tercih edilmeli, meyve tüketimini ihmal etmemeliyiz. Hava sıcaklığı nedeniyle kaybolan su ve mineral kaybını yerine koyabilmek amacıyla iftardan itibaren sahur sonuna kadar bol su ve sıvı (ayran, taze sıkılmış meyve suları, sebze suları gibi) almamız gerekir. Ramazan'ın yemek kültürü açısından en bilinen özelliği iftar sofralarındaki çeşitlilik ve bolluktur. Oruç nedeniyle gün içinde kan şekerinde düşüş olduğundan, özellikle iftarda hızlı yemek yenilmekte ve çok miktarda besin tüketme isteği doğmaktadır. İftar sofralarında bir insana yetecek yemeğin 2-3 kat fazlası bulunabilmektedir. Beyin, doyma emrini yemekten 15-20 dakika sonra verir. Çok hızlı yemek yenildiğinde bu süre zarfında yüksek miktarda, enerjisi yüksek besinler yenilebilir ve bu durum ilerleyen günlerde kilo alımına da zemin hazırlar. Bu nedenle yemekler yavaş yenilmeli, besinler ağızda iyice çiğnendikten sonra yutulmalıdır."

YÜRÜYÜŞ SİNDİRİME YARDIMCI OLUR
İftar yemeğinden sonra kısa mesafeli yürüyüşler yapmanın, sindirime yardımcı olması açısından yararlı olacağını aktaran Yüksel, "Bu dönemde, oruç tutmak sağlıklı insanların metabolik dengesinde çok önemli değişiklikler yapmaz, ancak bazı hastalıklarda (şeker hastalığı, karaciğer yetmezliği gibi) veya özel durumlarda (hamilelik ve emziklilik) olumsuz sonuçlar doğurabileceği göz ardı edilmemelidir. Kronik hastalığı olan kişiler, oruç tutmadan önce ilgili uzman hekime danışmalıdırlar." dedi.
Yüksel, dışarıda ve açıkta satılan yiyeceklerin tüketiminden kaçınılması gerektiğini, iyi muhafaza edilemeyen ve çabuk bozulan potansiyel riskli besinler (et, yumurta, süt, balık gibi) açıkta bekletilmemesi gerektiğini sözlerine ekledi.

Anadolu Ajansı ve İHA tarafından yayınlanan yurt haberleri Mynet.com editörlerinin hiçbir müdahalesi olmadan, sözkonusu ajansların yayınladığı şekliyle mynet sayfalarında yer almaktadır. Yazım hatası, hatalı bilgi ve örtülü reklam yer alan haberlerin hukuki muhatabı, haberi servis eden ajanslardır. Haberle ilgili şikayetleriniz için bize ulaşabilirsiniz

En Çok Aranan Haberler