Ramazan ayının başlayacak olmasıyla vatandaşlara uyarılarda bulunan Optimum Kilo Terapisti ve Alışkanlık Değiştirme Uzmanı Muhammed Nurullah Şahin, her ne kadar radikal bir değişime girilse de metabolik sistemin buna alışabileceğini, yeni ritme alışmanın bir haftayı geçmeyeceğini söyledi.
Orucun ilk günlerinde yaşanılabilecek bazı sorunların kısa süre sonra ortadan kalktığını ifade eden Şahin, “Orucun ilk günlerinde sahur-iftar arasındaki uzun açlık döneminde kan şekeriniz düşebilir. Kan şekerindeki bu zorunlu düşüş beraberinde baş ağrıları, yorgunluk, halsizlik, sinirlilik, uyku hali gibi belirtilerle gelebilir bu çok normaldir. Şayet şeker hastasıysanız bu konuda dikkatli olunuz. Sahurdaki beslenme planınızı iş hareket düzeyi gibi durumlara göre ayarlayın ilaç kullanıyorsanız bunların saati ve dozu ile ilgili sizi takip eden uzmanınıza danışın. Sindirim sisteminiz başlangıçta yaşanabilecek sorunlardan bir tanesi kabızlıktır. Eğer kabızlık kapınızı çalarsa iftar menülerine kuru kayısı, siyah erik ve bir çay kaşığı kadar toz keten tohumu ekleyebilirsiniz. Ayrıca çiğ sebze tüketimi ve kilonuza uygun miktarda su içmeyi önemseyin özen gösterin. Uyku ritminizin ilk haftadan en çok etkilenen süreçlerden biri de muhtemelen uykunuz olacak kaldı ki son dönemde izolasyon sebebiyle zaten karma karışık halde gibi çoğu kişide. Her akşam alıştığınız saatte yatıp sonra sabaha karşı sahur için uyanmak ve bir şeyler yedikten sonra yeniden uykuya geçebilmek başlangıç için pek kolay olmayabilir. Rahat olunuz bu ritme de biyolojimiz ve metabolizmamız bir hafta içinde kolaylıkla uyum sağlıyor. Konsantrasyon ve kazalar, kan şekerinin düşmesi, bu duruma susuzluk, tansiyon seviyelerinin azalması da eklendiğinde dikkat dağınıklığı, kafa karışıklığı ve yorgunluk ilk haftada iş ve trafik kazalarına zemin hazırlayabiliyor. Bu gibi problemlere özellikle sahuru atlayanlar da sık rastlanıyor. Aklınızda bulunsun, sahursuz Ramazan olmaz” dedi.
Ramazan ayında da sağlıklı beslenilmesi gerektiğini aktaran Şahin, sözlerine şöyle devam etti:
“Yavaş yavaş yemek yiyelim tüm lokmaların tadına lezzetine varana dek çiğneyelim dua edelim. İftarda ev yapımı az yağlı ve az tuzlu ama protein yani tavuk veya kıyma içeren çorbalarla başlangıç yapalım. Çorbadan sonra tercihen çiğ sebze yani salata tüketelim. Çorba ve salata sonrası yaklaşık 5 dakikalık bir ara verelim. Verdiğimiz aradan sonra ana yemeğimizi ölçülü bir miktarda tüketelim. Ana yemekle beraber iftarımızı sonlandıralım. Tatlı veya meyve tüketmek istiyorsanız iki-üç saat kadar bekleyelim. Mutlaka sahura kalkın ve sahurda klasik Türk kahvaltısı tüketin sadece tuzu azaltın kafi. Çok tuzlu ve şekerli şeyler aşırı susamanıza sebep olabilir yerine meyve ve az tuzlu seçenekler tercih edelim. İftardan sahura kadar geçen sürede sıvı alımına özen gösterelim.” (İHA)