İslam dini, canın, malın, dinin, aklın ve neslin korunmasını zorunlu saymış, bunları korumaya yönelik her şeyi farz, bunlara zararlı olan her şeyi de haram kılmıştır (Şâtıbî, el-Muvâfakât, I, 31 v.d.). Buna göre insan hayatı son derece önemlidir, korunmalıdır. Namaz da dinin beş temel esasından birisidir ve dinin direğidir (Tirmizî, Îmân, 8; Ahmed b. Hanbel, el-Müsned, XXXVI, 344-345, XXXVI, 387).
Buna göre başlanan bir namaz normal şartlarda bozulmaz. Ancak; malı korumak, canı korumak ve önemli olan herhangi bir şeye zarar gelmesini önlemek amacıyla zarurî durumlarda farz veya nafile namaz bozulabilir (el-Fetâva’l-Hindiyye, I, 121). Bu itibarla, cemaatle namaz kılınırken bir kişinin bayılması, kalp krizi geçirmesi, silahla vurulması, denize veya kuyuya düşme tehlikesi geçirmesi vb. durumlarda, yanı başındakilerin namazlarını bırakıp ona yardımcı olmaları gerekir. Bu kişiler namazlarını daha sonra iade ederler (İbn Nüceym, el-Bahr, I, 276). Zira Allah zaruri durumlarda kul haklarına öncelik verilmesini istemiştir. (Serahsî, el-Mebsût, II, 186).
Kaynak: diyanet.gov.tr