‘Evvâbîn’, tövbe edip Allah’a sığınanlar ve ona yönelenler anlamına gelir. Hz. Peygamber (s.a.s.), evvâbîn namazının vaktinin kuşluk vakti olduğunu bildirmiştir. (Müslim, Salâtü’l-müsâfirîn, 143, 144; Ahmed b. Hanbel, el-Müsned, IV, 366, 367, 372; Dârimî, Salât, 153). Bunun yanı sıra akşam namazından sonra kılınan nafile namaz (Taberânî, el-Mu‘cemü’l-evsat, I, 250; VII, 191) için de, “Evvâbîn namazı” tabiri kullanılmıştır. Hatta fıkıh geleneğinde ve halk arasında bu kullanım daha yaygındır.
Senetleri bakımından zayıf olmakla birlikte Resûl-i Ekrem’den (s.a.s.) nakledilen “Kim akşam namazından sonra kötü söz söylemeksizin altı rekât namaz kılarsa, bu kendisi için on iki senelik ibadete denk tutulur” (Tirmizî, Salât, 209; İbn Mâce, İkāme, 185) rivayeti de bazı âlimlerce evvâbîn namazı ile irtibatlandırılmıştır. Ayrıca Hz. Peygamberin kendisinin de akşam namazından sonra altı rekât namaz kıldığı rivayet edilmiştir (Bkz. Şevkânî, Neylü’l-evtâr, III, 525).
Altı rekâtlık bir namaz olan evvâbîn namazı, tek selamla kılınabileceği gibi ikişer rekat halinde üç selamla da kılınabilir (Şürünbülâlî, Merâkı’l-felâh, I, 148).
Kaynak: diyanet.gov.tr