Namazda okunan âyet ve sûrelerin, gerek bir rekât içinde gerekse ikinci rekâtla birlikte düşünüldüğünde, Mushaf’taki sıraya göre okunması sünnete uygundur. Bir sûreyi veya âyeti okuduktan sonra, ardından önceki bir sûreyi veya âyeti okumak mekruhtur. Fakat bu, namazı geçersiz kılacak bir durum değildir. Burada söz konusu olan tertip, esasında namazın değil tilavetin bir vacibidir (İbn Âbidîn, Reddü’l-muhtâr, II, 148, 269). Tertibe riayetin vacip olduğu görüşü, sûre ve âyetlerin sırasının insanlar tarafından değil de, Hz. Peygamber (s.a.s.) tarafından (tevkîfen) belirlendiği kabulüne dayanmaktadır. Ancak, sûrelerin içlerindeki âyetlerin tertibinin tevkîfî olduğunda İslam âlimleri arasında ittifak bulunmakla birlikte, sûreler arasındaki tertibin tevkîfî olduğu konusunda ittifak yoktur. Bu sebeple namazda, sûrelerin sıraya göre okunması hakkında farklı görüşler ortaya atılmıştır. Hanefî mezhebinde, hem âyetler hem de sûreler arasında tertibe riayet edip sırayı takip ederek okumak gerekli görülmüştür. Hz. Peygamberin (s.a.s.) bir gece namazında sıraya riayet etmeden, önce Nisâ süresini sonra Âl-i İmrân süresini okuması gibi olayların ise, henüz sûreler arasında tertip gerçekleşmeden önceki bir zamanda meydana geldiği belirtilmektedir (Nevevî, Şerhu Müslim, VI, 62).
Namazdaki okuma esnasında ilerideki bir yere geçerken, aradaki tek bir sûre veya âyetin atlanması da mekruh kabul edilmiştir. Fakat bu, bir öncekinden daha hafif derecede bir mekruhtur. Sonraki rekâtta ileriden okunacaksa, uygun olan, en az iki âyet veya iki sûre atlayarak okumaktır.
Âlimlerden bazıları, sıraya riayet etmemenin sadece farzlarda mekruh olduğunu, nafile namazlarda mekruh olmayacağını söylemişlerdir (İbn Âbidîn, Reddü’l-muhtâr, II, 148, 269). Aksi görüşte olanlar ise şunu delil getirmektedirler: Hz. Peygamber (s.a.s.), Hz. Bilâl’in (r.a.), nafile bir namaz olan teheccüdü kılarken bir sûreden diğerine atladığını duyduğunda, ona, “Sûreleri olduğu gibi oku” (İbn Ebî Şeybe, el-Musannef, III, 629) buyurmuştur.
Sonuç olarak, namazda sûre ve âyetlerin tertibine riayet edilmemesi mekruhtur. Fakat bu, namazı bozacak ve tekrar kılmayı gerektirecek boyutta bir eksiklik değildir.
Kaynak: diyanet.gov.tr