HABER

"Rapor, sürece bağlılığımızı teyit ediyor"

"Rapor, sürece bağlılığımızı teyit ediyor"

Türkiye'nin reform sürecine bağlılığını teyit ederek, sağlanan gelişmelere işaret ettiğini, birçok alanda mevcut yasal mevzuatın genel olarak AB ile uyumlu olduğuna, ancak uygulamada sorunlar ortaya çıkabildiğine dikkat çektiğini vurguladı.

İlerleme kaydedilmesi beklenen veya eksikliklerin bulunduğu alanların bir kısmının Türkiye'nin üzerinde hassasiyetle durduğu ve Türk kamuoyunun büyük önem atfettiği konular olduğuna işaret edilen hükümet açıklamasında, raporda bu konuların Türkiye gündeminde ön sıralarda yer aldığının belirtilmemiş olmasının bir eksiklik olduğu da kaydedildi.

Açıklamada, Kıbrıs sorununun siyasi bir sorun olup, teknik nitelik taşıyan müzakere süreci açısından bir yükümlülük teşkil etmediği vurgulandı. Hükümet, 2006 yılı Türkiye İlerleme Raporu ve Strateji Belgesi'ne ilişkin yazılı bir açıklama yaptı. Başbakanlık Basın Merkezi'nden yapılan yazılı açıklamada, AB'nin Türkiye'ye ilişkin İlerleme Raporu ile ilgili hükümetin değerlendirmesine yer verildi.

AB Komisyonu tarafından 1998 yılından bu yana Türkiye için düzenli olarak hazırlanan İlerleme Raporu'nun dokuzuncusunun ve ileriye yönelik beklentiler içeren Strateji Belgesi'nin bugün yayınlandığı hatırlatılan açıklamada, Türkiye ile AB arasındaki ilişkilerin 3 Ekim 2005 tarihinde başlayan müzakere süreci ile birlikte çok yönlü bir içerik kazandığına ve bu sürecin gerektirdiği tüm unsurların hayata geçirilmeye başlandığına dikkat çekildi.

Türkiye'nin AB'ye tam üye olmasının temel stratejik hedef olduğu vurgulanan hükümet açıklamasında, müzakere sürecinin başlamasıyla birlikte Türkiye'nin 50 yılı aşkın siyasi ve 40 yılı aşkın ahdi geçmişe sahip Avrupa ile bütünleşme sürecinde önemli bir eşik aşıldığı, bunun her bakımdan tarihi bir adım olduğu ve küresel çapta yankı uyandırdığı belirtildi.

Açıklamada, "Bugün yayınlanan 2006 yılı İlerleme Raporu, hükümetimizin reform sürecine bağlılığını teyit ederek, sağlanan gelişmelere işaret etmekte ve birçok alanda mevcut yasal mevzuatın genel olarak AB ile uyumlu olduğuna ancak uygulamada sorunlar ortaya çıkabildiğine dikkat çekmektedir. Raporun hem fikir olmadığımız yanları da mevcuttur.

Bu konudaki görüşlerimiz her yıl usulden olduğu gibi bilahare komisyona iletilecektir" denildi. Açıklamada, resmen AB ile müzakerelere başlamış olan Türkiye için bu yıl, bu konumda ilk kez hazırlanan İlerleme Raporu'nun geçtiğimiz yıllara nazaran daha kısa olduğu ve müzakere eden bir ülke olarak üyelik hedefi doğrultusunda beklenti ve tavsiyelerin daha fazla ağırlık taşıdığı ifade edildi. İlerleme kaydedilmesi beklenen veya eksikliklerin bulunduğu alanların bir kısmının Türkiye'nin üzerinde hassasiyetle durduğu ve Türk kamuoyunun büyük önem atfettiği konular olduğuna işaret edilen hükümet açıklamasında, raporda bu konuların Türkiye gündeminde ön sıralarda yer aldığının belirtilmemiş olmasının bir eksiklik olduğu vurgulandı.

"KIBRIS SİYASİ BİR SORUN"

"Raporda eksiklik veya düzeltilmesi gereken bazı hususlara yer verilmesinin esasen AB Komisyonu'nun İlerleme Raporu ile ilgili görevlendirmesinin bir parçası olduğu da unutulmamalıdır" denilen açıklamada, Türkiye'nin tam üyelik aşamasına kadar yazılacak her raporda mevzuat ve uygulama alanında görülen eksikliklere ilişkin gözlemlerin dile getirileceğinin göz önüne alınması gerektiği ifade edildi. Reformların süreklilik arzeden bir süreç olduğuna vurgu yapılan açıklamada ayrıca şu değerlendirmeler yapıldı:

"Başta kendi halkımızın yararı ve esenliği dikkate alınarak, yasal ve idari açıdan yapılması gerekenler tabiatıyla yerine getirilmeye devam edilecektir. Bunda hükümetimizin siyasi iradesi tamdır."

Hükümet açıklamasında belgede Kıbrıs ve Ek Protokol'ün uygulanmasına ilişkin ifadelere de atıfta bulunuldu. Bu konuda Türkiye ile AB arasındaki görüş ayrılıklarının rapora da yansıdığı dile getirilen açıklamada, Türkiye'nin Kıbrıs sorununun çözümüne yönelik görüş ve çabalarının bütün taraflarca bilindiği kaydedildi. Açıklamada şöyle denildi:

"Kıbrıs sorunu siyasi bir sorun olup, teknik nitelik taşıyan müzakere sürecimiz açısından bir yükümlülük teşkil etmemektedir. Komisyon tarafından belirtilen görüşler 14-15 Aralık 2006 tarihlerinde yapılacak AB Devlet ve Hükümet Başkanları Zirvesi'nde karara bağlanacaktır. Bugünden itibaren siyasi sağduyu ve ahde vefa ilkesi temelinde hareket etme sorumluluğu üye ülkelere geçmektedir. Bu nedenle aralık zirvesine kadar giden dönemi Türkiye-AB ilişkilerini değerlendirmek açısından bir düşünme fırsatı olarak görüyoruz. Bu zaman zarfında İlerleme raporu ve tavsiye kağıdında yer alan hususlara ilişkin görüş ve kaygılarımızı AB'li karşıtlarımızla her vesileyle ve her düzeyde samimi bir yaklaşımla paylaşmaya devam edeceğiz. Sürecin yürütülebilirliğini teminat altına alacak zirve kararı AB Devlet ve Hükümet Başkanlarının, AB'nin geleceğine ilişkin siyasi vizyonlarına bağlı olacaktır. Bu noktada da sorumluluk Türkiye'den çok AB'ye düşmektedir."

En Çok Aranan Haberler