Her 100 bin kişiye 16 doktorun düştüğü Endonezya'da, bir söylenti halkın demiryollarına akın etmesine yol açtı.
1500 volt elektrik akımının hastalıklara iyi geldiği söylentisi üzerine şifa bulmak isteyenler rayların üzerine yatarak trenin geçmesini bekledi.
Modern tıbbın yanısıra alternatif tıp gibi sağlık yöntemlerinin de büyük rağbet gördüğü ülkede, demiryolundaki elektrik akımının hastalıklara iyi geldiği söylentisi üzerine vatandaşlar soluğu tren istasyonlarında aldı.
1500 volt akımın olduğu Java adasındaki Rawa Buaya'da insanlar yanlarından 80 kilometre hızla geçen tren vagonlarına aldırmadan raylara uzanıyor.
1500 voltluk enerji kullanılan raylara uzanan 7'den 70'e yüzlerce Endonezyalı yayılan elektriğin kendilerini iyileştirdiğini, streslerini aldığını ve bazı rahatsızlıkları ortadan kaldırdığını öne sürdü.
Demiryolunda, şifa bulma umuduyla raylara uzanan insanları her zaman görmek mümkün.
Kullanımda olan demiryolunda, tren geçtiği zaman tedavilerine ara veren insanlar bazen bütün gününü demiryolu üzerinde geçirebiliyor.
Teknolojiyle birlikte tıp dünyasında da her gün yeni gelişmeler yaşanıyor ama insanlar hala geleneksel yöntemlerden medet umuyor.
Fotoğraflarda gördüğünüz satırlar öldürmek için değil, tedavi için kullanılıyor.
Çin ve Tayvan'da özellikle 2000'li yıllarda oldukça moda haline gelen bu yeni akım, aslında bir masaj türü.
Biraz vahşi görünse de, bu masaj kesinlikle "kan" barındırmıyor.
Masajın kan akışını düzenlediği, vücuttaki birikmiş enerjiyi attığı ve zararlı toksinleri uzaklaştırdığı iddia ediliyor.
Masör, elindeki bir çift satırın keskin uçlarıyla müşterisine vurarak masajı uyguluyor.
Kan akıtmadan yapılmasının yöntemi ise satırı vücuda fazla hızlı vurmamak ve vücuda temas ettiği noktada ileri geri hareket ettirmemek.
Satırların aşağı-yukarı hareketinin vücuttaki statik enerjiyi boşaltarak, bir tür iyileşme sağladığı söyleniyor.
Eğer cesaret edebilirseniz bu masajı 10 dakikasını yaklaşık 7 liraya yaptırabilmeniz mümkün.
Hindular, bakire bir ineğin idrarını içmenin tüm hastalıkları tedavi edeceğini iddia ediyorlar.
Jairam Singhal adındaki 42 yaşındaki Hindu, kendisinin diyabet hastası olduğunu ve inek idrarı içmeye başladığı günden beri diyabet düzeyinin kontrol altında olduğunu iddia etti.
İnek idrarının şeker hastalığı, tümörler, tüberküloz, mide problemleri ve birçok çeşit kanser hastalığına iyi geldiği iddia ediliyor.
Arı tedavisi: Bu tedavi gerçekten belki de en garip yöntemlerden biri; ama, Çin´de birçok doktor tarafından uygulanıyor.
Arı iğnesinde bulunan zehrin romatizma gibi hastalıklara iyi geldiği düşünülüyor.
Ve sorunlu bölgeye arı iğnesi ile uygulanıyor.
Tıbbi sülükler: Sülükler, eski çağlarda da günümüzde de doktorlarının birçok hastalığa neden olduğunu düşündükleri kirli kanı çekmek için kullanılıyor.
Modern tıpta, sülüklere rekonstraktif cerrahide kan akışını hızlandırmak için başvuruluyor.
Bu yöntem, örneğin geri dikilen bir parmakta kan akışını artırmakta kullanılıyor.
Dokunarak Ameliyat: Ameliyat demek her zaman bir yerlerinizin kesilip biçilmesi anlamına gelmeyebilir.
Brezilya ve Filipinler gibi ülkelerde, dokunarak tedavi yöntemi uygulanıyor.
Vücudunuzun hastalık olan bölgesine enerji verilmesi ile kendinizi iyi hissetmeye başlıyorsunuz.
Kurtçuk terapisi: Bir gün bu böceğe sizi daha büyük bir tanesinden kurtarması için ihtiyaç duyabilirsiniz. Kurtçuk debridman terapisi, açık yaralara mikropsuz kurtçuk – sinek larvası - yerleştirmekle uygulanıyor.
Kurtçuklar yara çevresindeli çürüyen dokuyu kemirirken, geride sağlıklı doku kalıyor. Kurtçuklar ayrıca zararlı bakterileri öldürerek yarayı dezenfekte ediyor.
1930´lu ve 1940'lı yıllarda sıkça kullanılan yöntem penisilin iğnesinin yaygınlaşması ile etkinliğini yitirdi. Ancak antibiyotiklere dirençli bakterilerin ortaya çıkması ile kurtçuklar tekrar kullanılmaya başlandı.
Yılan masajı: Evet yanlış duymadınız!
Bu terapi yönteminde bir yığın zehirsiz yılan vücudunuzda gezinerek masaj yapıyor ve vücudunuzu rahatlatıyor.
İnci tozu: Geleneksel Çin tıbbında parçalanan inciler toz veya krem haline getirilip, cilt bakım ürünü olarak kullanılıyor.
Doktorlar ise tedavinin sadece sivilceleri geçirmediğini, yaşlılığın önüne geçtiğini ve ömrü uzattığını öne sürüyor.
Yeniden doğma yöntemi: Anneniz sizi doğururken ne kadar acı çektiğini milyonlarca kez anlatmıştır.
Ancak, bu teoriye göre, doğum esnasında bebek de acı çekiyor ve bir doğum travması yaşıyor.
İşte bu teorinin yaratıcısı Leonard Orr, sizi bu travmadan kurtarmak için doğum anını tekrar yaşatıyor.
Değişik bir nefes alma tekniği içeren bu metodla, insanlar doğum travmasını yeniden yaşayarak stresinden kurtuluyor.
Balık yutma: Bombay'da bir astım hastası tedavi için çiğ balık yutuyor.
Bu yöntemin Kızılderililere dayandığı söyleniyor.
Mineral bakımından zengin siyah çamurun cilde iyi geldiğine inanılıyor.
Bu nedenle Çin'in Schiuan bölgesinde küçük çapta bir turizm gelişmesi sağlanmış.
Yunus tedavisi: Psikolojik tedavi için psikologlara milyonlar harcamanız gerekmez.
Yunusları izlemek de en az bir psikolog kadar işe yarayabilir.
İşte bu tedavi yönteminde sadece yunusları izleyip dalga seslerini dinleyerek rahatlıyorsunuz.
Kan alma: Eski zamanlarda, vücuttan bir miktar kanın alınmasının hastalıkları önleyici ve tedavi edici bir yöntem olduğuna inanılıyordu.
Mesala, birinin yüksek tansiyonu varsa, bu yöntemle tedavi ediliyordu.
Ateş, baş ağrısı gibi şikayetleri olan hastalar da kan alınarak tedavi ediliyordu. Ve ilginç bir şekilde bu yöntem oldukça etkiliydi.
İnsan sütü: Kemoterapi tedavinizin bir bardak sütle yapılmasını ister miydiniz?
İnsan sütünün kanserle mücadele edebilme gücü 2009 yılında kızının sütünü içen bir babanın başından geçenler sayesinde fark edildi.
Sıradışı bir seçenek olarak kabul edilen süt tedavisinin, İsveç'in Lund ve Göteburg Üniversiteleri bilim insanlarının çalışması sonucu kanser hücrelerini öldürebileceği ortaya çıktı.
Araştırmacılar, anne sütünde bulunan ve HAMLET adı verilen maddenin kanser hücrelerinin ölümüne yol açtığını keşfetse de, bu maddenin kanserli hücreler üzerinde nasıl etki gösterdiği tam olarak anlaşılamadı.