İşte Başbakan Erdoğan'ın konuşmalarından satır başları:
Dün Bakanlar Kurlu kabinemizde görev değişiklikleri yaptık. Bu değişiklikle Ayşegül İslam kardeşimizi Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı olarak görevlendirdik. Bu gelişmenin hem Sakarya’ya hem ülkemize hayırlı olmasını diliyorum.
BU İKİ SIR KELİMEDİR
11 yılda Türkiye’yi çok farklı bir konuma yükselttik. Bu başarının en temel formülünü bir kez daha hatırlatmak bu formül üzerinde bir kere daha durmak istiyorum. İstikrar ve güven. 11 yılın en temel formülü bu iki sır kelimedir.
Türkiye’nin yakın tarihine baktığınızda istikrar ve güvenin olduğu dönemlerde Türkiye’nin atılım yaptığını net olarak görüyoruz.
KAYBEDEN VARDIR
Uluslararası sistemde özellikle Türkiye gibi gelişmekte olan ülkeler söz konusu olduğunda bir kazana varsa biliniz ki bir de kaybeden vardır. Bir kaybeden varsa biliniz ki muhakkak bir kaybeden vardır. Yani Türkiye’nin kaybettiği dönemlerde birileri muhakkak kazanmıştır.Türkiye’nin büyüdüğü istikrara kavuştuğu dönemlerde birileri muhakkak kaybetmiştir. Faiz bu noktada en somut örneklerden biridir.
642 TRİLYON KAYBETTİ
Bir ülkenin borçlanmada kullandığı faiz yüksekse o ülke kaybediyor demektir. Eğer faizler 2002 yılındaki sevisinde kalsaydı Türkiye 642 katrilyon kaybedecekti. Türkiye 642 katrilyon kazanırken taktir edersiniz ki birileri de 642 katrilyon kaybetti. İstikrar ve güvenin sağlam olduğu bir ülkede faizler düşer, refah artar
BAŞARININ TEK SIRRI...
Başarının tek sırrı insandır. Emek, istihdam, tüketim ve üretim insanın türevidir. Yatırım yapmamız gereken insandır.
Türkiye 30 yıldır terörle mücadele ediyor. Her gün acılar yaşandı. Terör biz Çözüm sürecini başlatana kadar bitmedi. Biz partimizi kurarken terör meselesi konusunda teşhisimizi koymuştuk. Terörün bir tek güvenlik önlemleriyle çözülemeyeceğini söylemiştik.
GECE BOYU DERTLEŞTİK
Dün Libyalı bir dostum yanımdaydı. Gece boyu dertleştik. Şuanda Libya’da 22 milyon silah var dedi. Libya’nın nüfusu ne biliyor musunuz. 6 milyon. Bu ne demek biliyor musunuz. Libya’da herhangi bir fitilin ateşlenmesinde güya demokratikleşmeye geçiyoruz dediği bir dönemde her şeyi kaybedebilir.
ÖNÜMÜZDE İKİ SEÇENEK VAR
Önümüzde iki seçenek var. Ya eski Türkiye devam edecek Türkiye kaybedecek birileri kazanacak yada yeni Türkiye kurulacak Türkiye kazanacak o birileri kaybedecek.
Türkiye’nin önünde böyle bir seçenek var. Herkes eski Türkiye’yi gördü, yaşadı. Eski Türkiye yeniden baskılarla, yasaklarla yolsuzlukla devam etmek anlamına geliyor. İdeali olmayan hedefleri olmayan boynu bükük, itibarsız halde dünya sahnesinde yer alması anlamına geliyor. Yeni Türkiye yasaklarından tamamen kurtulmuş, yolsuzlukla mücadelesini sürdüren, herkesin kardeşçe yaşadığı bir ülke anlamına geliyor.
HESABINI DA BİZ SORARIZ
Son zamanlarda yolsuzluk adın altında başlatılan soruşmalar yeni Türkiye’nin önüne çıkarılmış engeldir. Birçok şey yavaş yavaş gündeme gelecek. Burada yolsuzluğa bulaşmış olanlar varsa ortaya çıkıyor. Birileri devletin malını yetimin hakkını alıyor söğüşlüyorsa onun de hesabını da biz sorarız.
KİM YARGILAYACAK BİLİYOR MUSUNUZ
Buradan suç duyurusunda bulunuyorum. Başsavcı, savcının nasıl bilgi sızdırdığını açıkladı. HSYK burada suç işlediler. Adli Kollukla ilgili bir dava sürerken kalkıp açıklama yapıyorlar. Anayasanın 138. Maddesine aykırı hareket ediyorlar. Bu HSYK’yı kim yargılayacak. Öyle bir yetkim olsa anında yargılayayım.
Kim yargılayacak biliyor musunuz. Millet. Son günlerde iki şey söyledim. Ya millet ya zillet.
OLMAMIŞ ŞEYLER VARMIŞ GİBİ...
Hukuk başka bir şeydir. Kanun başka. Buz hukuktan yanayız. Olmamış şeyler varmış gibi gösterilirse. Örneğin Enerji Bakanlığımızda termik santraller filancaya verildi. Eline dursun henüz böyle bir ihale yok. 2014 yılında yapılacak ihaleler bunlar. Bir savcı adliyenin önünde basına bildiri dağıtabilir mi. Böyle bir savcı bizim için adaletin yüz karasıdır. Sen nasıl bildiri dağıtırısınn. Bunu başkaları yapıyor. Demek sende de başka esintiler var. Burada suç duyurusun yapıyorum. HSYK sen bu zat ile ilgili ne yapıyorsun.
Biz hem yasamayız hem yürütmeyiz. Ben şuna inanıyorum. Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir, yargının değildir. Ama kalkıp yargı egemenlik kayıtsız şartsız benim diyorsa bunu da bilelim ona göre adım atarız. Ya eski Türkiye’ye dönüş yapılacak ya da yeni Türkiye’nin inşası hızlanacak.
TÜRKİYE KARŞISINDA DİRENECEK
Eski Türkiye’nin siyaseti yeni Türkiye karşısında direniyor. Yeni Türkiye’ye karşı hem içeride hem dışarıda direniş var. Ama bu direniş emin olun son direniştir. Son kez saldırıyorlar. Allah’ın izniyle milletimizin desteğiyle bu taarruzları göğüsleyecek esti Türkiye’nin kapısını tamamen kapatacağız.
Bugün bizim partimize hükümetimiz yönelen bu saldırı başarılı olacak olursa herkes bilsin ki aynı saldırı yarın başka partiye yapılacaktır. Başarısı olursa milletin iradesi hiçbir zaman yara almayacaktır. Millet bize git derse gideriz. Ama millet kal derken birilerin git demesine de kulak asmayız. Biz milletin emanetine sahip çıkacağız. Milletimizin de iradesine sahip çıkacağına inanıyorum. Bu süreçten ülke olarak millet olarak çok daha güçle çıkacağız. Faiz lobisi kaybedecek. Terör lobisi kaybedecek. Kardeşlik kazanacak. Kaos lobisi kaybedecek. İstikrar ve güven kazanacak.
Bakın dikkat edin son saldırıda demir yolu var. Yüksek hızlı treni yaptık ya onun için. Bunlar bizi hala eski kara trenle gidin gelin yük vagonlarının içende gidin gelin diye görmek istiyorlar. Bunlar yüksek hızlı trenle yaşayan bir Türk evladı görmek istemiyorlar. Onun için çılgına döndüler ve orayı hemen öne sürdüler.
Erdoğan, üniversitedeki töreninin ardından toplu açılış töreninde konuştu.
Başbakan Erdoğan'ın konuşmasında şu ifadeleri kullandı:
'BU MİLLET ARTIK HÜKÜMETİNE SAHİP ÇIKIYOR'
"Yolsuzluk manşetleriyle asıl niyeti gizlemeye çalışıyorlar. 1960'ta merhum Menderes hükümetini düşürmek içinde aynen bu yöntemleri kullandılar. 12 Eylül'de de kaos görüntüsü oluşturup darbeye zemin hazırladılar. İşte bu tuzakların bir benzeri sergileniyor. Ama Türkiye eski Türkiye değil, Türkiye artık bu oyunları yutmuyor. Geçmişte itirazları bastırıyorlardı, gerçekleri milletten gizliyorlardı, artık bunu yapamıyorlar. Güneşi balçıkla sıvayamıyorlar.
Bu millet neyin ne olduğunu çok iyi gördü. Millet susuyor, içine atıyor, hesabını erteliyor; vakti gelince hesabını sandıkta soruyordu. Şimdi devir değişti, yine zamanı gelince millet hesabını sandıkta soracak. Çünkü bu millet artık hükümetine sahip çıkıyor.
Bu ülkede egemenlik yargının değildir, bu ülkede egemenlik yürütmenin değildir, bu ülkede egemenlik milletindir. Kimse bu egemenlik yetkisini almaya kalkmasın, herkes anayasadaki yerini gayet iyi bilecek. Anayasanın 138. maddesi sadece yürütme için çalışmıyor, aynı şey yargı içinde çalışıyor. kimse yargılama sürecini baskı altına alamaz, onlar da bunun bedelini ödemek zorunda. Millet bunun hesabını sorar. Son 11 günde devam eden saldırı sadece hükümete değil, bu saldırının hedefi milli iradedir. Hedef millettir, ekonomisi büyüyen, çözüm süreci başarıyla yürüyen, dünyada ağırlığı artan Türkiye'dir.
'SEN AÇIKLAMAZSAN BİZ AÇIKLAYACAĞIZ'
Bunun arkasında uluslararası güçler de var. Onlar güdülen Türkiye istiyor. Faiz lobisi kuduruyor. Bizim fazi borcu geldiğimizde yüzde 45'ti, şimdi yüzde 13. Yolsuzlukların olduğu bir iktidar buralara gelebilir mi? İnsaf et, insaf.
Tezgah hazır. Medyaya servis yapmak suretiyle adil yargılama olabilir mi? Sen savcı mısın? Bildiri dağıtan biri misin? Bu ne biçim iştir? Yargının tarihinde böyle bir şey var mı? HSYK'ya sesleniyorum. Adli kolluk konusunda Danıştay'ı baskı altına alarak bildiri yayınladın. Başsavcıya, Başsavcı Vekili'ne komplo ayarlamak suretiyle medyaya bildiri yayınlayan bir kişi bu ülkede adil bir savcı olabilir mi? Gizlilik esası olan bütün dosyayı medyada görüyoruz. Sen bu servisi nasıl yaparsın? Bu ne demek? Sen tertemiz insanları bununla nasıl lekelersin? Önce sen nereye çalışıyorsun, bunu açıkla. Sen açıklamazsan biz açıklayacağız bunları da.
Gezi olaylarında başarılı olamadılar, şimdi de bunu yaptılar. Bunda da başarılı olamayacaklar. Ama faiz yükseldi, borsa düştü, döviz kurunda sıkıntı var. Bunlara sebep olanlar onlar. Türkiye'nin ayağa kalkamasına dayanamayanlar şimdi zil takıp oynuyorlar.
‘BEDDUA EDENİN KİME ÇALIŞTIĞINI MİLLETİM ANLAMIŞTIR’
Başka çevrelere ajanlık yapan devlet içinde çöreklenmiş örgütün kimin ekmeğine yağ sürdüğünü inşallah gördünüz. Müslümanlar kendi aralarında birbirlerine rahmet içindedir. Müslümanlara beddua edenlerin gerçekte kimin için çalıştığını benim imanlı kardeşim anlamıştır inşallah. Biz beddua etmeyeceğiz, biz dua edeceğiz. Bedduaya lanet, duaya davet.
‘CHP VE MHP’Yİ TAŞERON GİBİ KULLANIYORLAR’
Biz olsak da olmasak da istiyoruz ki bu ülkede millet ne diyorsa o olsun. Onun için sadece AK Parti’li kardeşlerimin değil, diğer partilere oy vermiş kardeşlerimin demokrasiye sahip çıkmasını istiyorum. Aklımızı kiraya vermeyelim, biz kula kulluk yapamayız. Özellikle CHP'ye, MHP'ye gönül vermiş kardeşlerim; sizin oy verdiğiniz partiler bu kirli oyunun içinde maşa olarak kullanılıyor. CHP ve MHP taşeron olarak kullanılıyor.
‘KAYNAK YAPAN BELEŞÇİ GİBİ’
Başbakanlık müsteşarımı kabineye İçişleri Bakanı olarak aldım. ‘CHP genel müdürü’ çıkmış, ‘Meclis içerisinden kimseyi bulamadın mı?’ diyor. Şimdi ben ona soruyorum, İstanbul'a yolsuzluk nedeniyle kurultayınızda ihraç ettiğiniz, yolsuzluk dosyası önünde poz verdiğin o şahsı niye aday yaptın? Aday mı bulamadın da onu aday yapıyorsun. Dün hakaret ettikleri polisi bugün güya savunuyorlar. Kuyruğa kaynak yapan beleşçi gibi boy gösteriyor. Dikkat edin, CHP'nin hiçbir zaman siyaset ürettiğini göremezsiniz. Çok partili dönemde iktidar olduğunu göremezsiniz. Darbe olur, CHP öyle iktidar olur. AK Parti’li kadar CHP'li, MHP'li kardeşim de bu tezgahı bozacaktır. Hevesleri kursaklarında kalarak tasfiye olup gideceklerdir. Asla ümitsiz olmayacak, asla moralinizi bozmayacaksınız. Biz Allah'ın izniyle çok güçlüyüz. Ülkemize saldıran bu alçaklara karşı bizim iman dolu göğsümüz gibi serhaddimiz var.”