Referandum anketleri yayınlayan şirketlerden Andy-Ar Araştırma şirketi sahibi Faruk Acar, referanduma ilişkin kritik değerlendirmelerde bulundu. CHP’nin referandumda AK Parti karşısında bugüne kadarki en başarılı kampanyayı yürüttüğü görüşünde olan Acar'a göre, CHP istediği maddeleri tartıştırdı, “Evet bloğu’’ ise arkasındaki desteğe rağmen domine eden bir kampanya yürütemedi.
BÖLGE BÖLGE REFERANDUMDA EVET-HAYIR DAĞILIMI
Al Jazeera'ye konuşan Andy-Ar Araştırma şirketi sahibi Faruk Acar, son referandum anketinden yola çıkarak, coğrafi bölgeler bazında şöyle bir sıralama yaptı:
-İç Anadolu, Karadeniz ve Doğu Anadolu “Evet"çi,
-Ege ve Akdeniz’de “Hayır” önde.
-Marmara ve Güneydoğu Anadolu ortada.
-Güneydoğu Anadolu’da Urfa ve Gaziantep’in olduğunu unutmayın. Buralardan ciddi “Evet” oyu geliyor.
-HDP’nin güçlü olduğu yerlerden “Hayır” çıkacak.
ACAR: HALA YÜZDE 15 KARARSIZ VAR
Acar, yaklaşan anayasa değişikliği referandumuna ilişkin yaptıkları araştırmalarda hâlâ yüzde 15 oranında kararsız ve cevap vermeyen seçmene rastladıklarını söylüyor.
Acar, başka sorularla bu seçmenlerin tercihlerini öğrenmeye çalıştıklarını, bu oranı yüzde 7-8’e indirebildiklerini belirtiyor. Acar, yürütülen kampanyaların etkisinin yüzde 2-3 oranında seçmenin kararını etkilediğini, seçmenin dış politika ve ekonomik gelişmelerden daha çok etkilendiği tespitini yapıyor.
İşte Acar'ın o açıklamaları:
Anayasa değişikliği referandumuna az bir süre kaldı. Kararsızlar kararlarını vermeye başladı mı? Saha bulgularınız neler?
Referandum sürecine seçmenlerin yüzde 80’i kararlı, yüzde 20’si kararsız bir noktadan başladı. Bugün hâlâ vatandaşa direk olarak “Evet” mi “Hayır” mı diye soru yönelttiğinizde kararsız oranı yüzde 15’ler dolayında. Bunların bir kısmı cevap vermeyenler, bir kısmı da gerçekten kararsız olan seçmenler. Özellikle Olağanüstü Hal (OHAL) döneminden geçtiğimiz için kendisini gizleyen bir seçmen kitlesi olabilir. “Evet” demenin kendi mahallesi açısından sıkıntılı olacağını düşünen “Evetçiler” olabildiği gibi “Hayır” demenin de kendi mahallesi açısından sıkıntıya yol açacağını düşünen bir kitleden söz edilebilir. Biz bu kitleleri farklı yöntemlerle okumaya çalışıyoruz. Kararsız ve cevap vermeyenleri ayrıca incelemeye tâbi tutuyoruz. Onlara farklı sorular sorarak bir sonuç almaya çalışıyoruz. Aslında 'kararsızım' dediği halde gizli “Hayırcı” ya da “Evetçi” olduğunu bildiğimiz seçmenler oluyor. Bunları ayrıca inceleyerek bu oranı yüzde 7-8’lere kadar indiriyoruz.
“Evet” cephesinde Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan önderliğinde ciddi bir vites yükseltme var. Aynı şekilde “Hayır”ın öncülüğünü yapan CHP lideri de şehir şehir geziyor. Bu kampanyalar kararsız seçmen üzerinde etkili oluyor mu?
Kampanyaların seçmen üzerinde toplam etkisi daha önceki seçimlerde de test edildiği üzere sınırlı. Türkiye’de seçmenler daha çok günün koşullarını değerlendirerek hareket ediyor. Anlık gelişmeler ki, bunlar ekonomi, dış politika gibi konular, farklı yönde hareketlenmelere neden olabiliyor. Bu farklılığa 7 Haziran 2015 seçimleri ve sonrasındaki olaylar örnek gösterilebilir. 7 Haziran seçimleri öncesinde Diyarbakır’daki HDP mitinginde meydana gelen patlama HDP lehine bir sürece yol açarken, 7 Haziran seçimi sonrasındaki patlamalar AK Parti lehine gelişmelere yol açtı.
Kampanyalardan öte günlük gelişmeler daha belirleyici mi demek istiyorsunuz?
Kampanyalar yüzde 15’lik kararsız seçmenin yüzde 2-3’ünü etkiler. Mitingler, reklamlar, kampanya dili vs… Bunların etkisi sınırlı. Daha büyük kesim, içinde bulunduğu hâlet-i ruhiyeye göre pozisyon alıyor. Hatta, oy kabinine kadar da bu karar süreci sürüyor.
“AK PARTİ SEÇMENİ KONSOLİDE OLDU”
Hollanda ile yaşanan kriz “Evet” oylarında bir artışa neden oldu mu? Özellikle, daha önce AK Parti’ye oy vermiş kesimlerin “Evet"e mesafeli olduğu tespitleri vardı. Bu kesim “Evet”e yaklaştı mı?
Daha önce AK Parti’ye oy vermiş seçmen içinde ikna olmayanların oranının epey azaldığını söyleyebiliriz. Bu kitle ciddi oranda konsolide oldu. İlk ölçümlerde daha önce AK Parti’ye oy vermiş kesim içinde yüzde 20 düzeyinde bir kararsızlık, tatmin olmama duygusu söz konusuydu. Bunların tümü “Hayırcı” değildi. Sadece yüzde 6’sı “Hayırcı”ydı. Yüzde 14’ü, ya “cevap vermiyorum” ya da “kararsızım” diyordu. Şu anda bu kesimin yüzde 14’ü “Evet”e ikna oldu diyebiliriz.
"HER ŞEY KILIÇDAROĞLU'NUN 'BAŞBAKAN' GAFI İLE BAŞLADI"
Bu konsolidasyonu ne sağladı?
Her şey sayın Kemal Kılıçdaroğlu’nun “Başbakan” gafı ile başladı. Kılıçdaroğlu’nun yeni sistemde “Başbakan” olacağını ifade eden cümlesinin bir başlangıç noktası olduğunu söyleyebilirim. Sonra bu tuttu. AK Parti tabanı bu gaf ile motivasyon yakaladı. Hollanda meselesi de ikinci bir kapı açtı. Avrupa’nın genelinde İslam’a karşı öne çıkan aşırı söylem, Recep Tayyip Erdoğan’ın bu söyleme karşı çıkışı tekrar liderliğini pekiştiren bir sürece dönüştü. Türkiye’deki iç dinamikler hareketlendi. Burada Avrupa’ya verilen tepkinin hangi dozda tutulduğu da önemli. Eğer aşırıya giderse bunun seçmenleri üzerinde bir tedirginlik yaratma ihtimali de var. Avrupa’ya tepkinin dozajı hassas bir noktada tutulursa, yani düşmanlığa evrilmez ise “Evet” için bir kazanç, sonrası kayıp olabilir. Benim okumam, Erdoğan’ın verdiği “Türkiye sahipsiz değil, diz çökmez” mesajının seçmenler nezdinde olumlu karşılığı olduğu şeklinde.
“MHP SEÇMENİ 3 PARÇA”
Referandumda “Evet” tarafını seçen MHP’nin tabanı hakkında neler söylersiniz? “Evet”e ikna oldular mı?
Biz, MHP seçmenini 3’e ayırıyoruz. Yüzde 30 civarında seçmen “Evet” diyor. Bir yüzde 30’u, Devlet Bahçeli yönetimi ile problemli olan muhalif grubu destekliyor ve “Hayır” cephesinde. Diğer seçmen ise, ortada. Referanduma kadar olan süreçte hangi kesim bu ortadaki kitleyi ikna ederse ona göre pozisyon alacaklar. Bizim bu kitlenin yarı yarıya bölüneceği beklentimiz var.
SİYASİ KULİSLERE GÖRE; AK PARTİ GENEL MERKEZİNE GELEN ANKET SONUÇLARI
Öte yandan, Hürriyet yazarı Murat Yetkin de bugünkü yazısında referandum sonuçlarında oluşabilecek evet-hayır tablosuna ilişkin kritik değerlendirmelerde bulundu. Yetkin, özellikle AK Parti kampanyalarına değinerek, AK Parti Gençlik Kolları'nın ülke çapında milyonlarca genç seçmene gönderdiği mektup örneğiyle ve AK Parti'nin referandum kampanyalarında Mustafa Kemal Atatürk vurgusunun ön plana çıkmaya başladığına dikkat çekti.
"ATATÜRK YAŞASAYDI EVET DERDİ" ÇIKIŞI VE AK PARTİ KAMPANYALARINDA ATATÜRK VURGUSU
Yetkin, “Türkiye’yi siyasi, ekonomik ve sosyal alanlarda yüksek hedeflere ulaştıracak, ülkemizin gücüne güç katacak yeni bir sürecin başındayız” cümlesiyle başlıyan mektubun “Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün işaret ettiği muasır medeniyetler seviyesine ulaşma hedefine, bu [Anayasa] değişikliğine 16 Nisan’da diyeceğiniz “Evet” ile yeni bir heyecanla ve daha büyük sorumluluklarla sahip çıkmanızı istiyorum" cümlesiyle bittiğini belirterek, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın 27 Mart akşamı Habertürk televizyonundaki canlı mülakatında "Atatürk yaşasaydı 2evet' derdi" sözleriyle aynı zaman dilimine denk geldiğini ifade etti.
O gün Alman Bild gazetesi, hem Almanca, hem Türkçe başlıkla “Atatürk olsa hayır derdi” manşetiyle çıkmıştı.
"AK PARTİ'NİN EVET KAMPANYASINDA ATATÜRK'Ü ÖN PLANA ÇIKARDIĞINI GÖRÜYORUZ"
Yetkin "Yakın zamana dek ne Cumhurbaşkanı Erdoğan, ne AK Parti ileri gelenleri, söz etme gereği olduğunda Atatürk yerine Gazi Mustafa Kemal demeyi tercih ederlerdi. (Doğrusu Yıldırım bu eğilimin dışındaydı.) Bunun bir nedeni soyadı kanunu çıktığında Mustafa Kemal’in aldığı Atatürk soyadını İslami-muhafazakâr kesimin bir sıfat olarak kabullenmedeki güçlük olabilir. Bir diğer nedeni İslami-muhafazakâr kesimin Atatürk’ün istiklal savaşıyla işgalcileri def etme önderliğini takdir ederken, Osmanlı hanedanı ve hilafeti bitirip, din ve devlet işlerini birbirinden ayıran laik sisteme geçişini kabullenmekte çektikleri güçlük olabilir. Gelinen noktada AK Parti’nin “Evet” kampanyasına Atatürk’ü dayanak yaptığını, onun söz ve hedeflerine başvurduğunu görüyoruz" diyerek AK Parti'nin 'evet' kampanyasında Atatürk'ü ön plana çıkardığını yazdı.
"Sandığa şurada 18 gün kala AK Parti kampanyasında benzeri başka değişiklikler de göze çarpıyor" diyen Yetkiğn şöyle devam etti:
-AK Parti Genel Merkezine yeni anket sonuçları geldikçe “evet” kampanyasının biçim değiştirdiğine tanık oluyoruz.
-Siyasi kulise yansıdığı kadarıyla “Evet” oyları İç Anadolu, Doğu Anadolu ve Doğu Karadeniz’de önde görünüyor. Seçim olsa tulum çıkaracak kadar… Ama bu seçim değil. AK Partinin yüksek oy oranlarına sahip olduğu o bölgelerde nüfus o kadar yüksek değil.
-Nüfus batıda ve büyük şehirlerde…Mesela ülkenin 80 milyonluk nüfusunun neredeyse beşte biri İstanbul ve civarında yaşıyor.
-Resmen açıklanmasa da AK Parti’ye gelen anketlerde İstanbul’un yanı sıra, Ankara, İzmir gibi yüksek nüfuslu şehirlerde “Evet” oylarının “Hayır” oylarını geride bırakmakta zorlandığı görülüyor, kuliste konuşulana göre.
-Bu durum AK Parti’nin Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Başbakan Yıldırım’ın geride kalan günlerde kampanya yoğunluğunu büyük şehirlere vermesine ve büyük şehirlerde izlediği kampanya çizgisini yumuşatmasına neden olabilir.
-Yüksek sesle verilen mesajlar belki Anadolu’nun nispeten küçük şehirlerinde yankı buluyor ama büyük şehirler çatışma söyleminden kaçınıyor artık.
Kaynak: Hürriyet, Al Jazeera, BBC Türkçe, Mynet arşivleri