'Referandum yargı kararının önüne geçemez'

Karakullukcu, “Şeffaflıktan yanayım. ‘Biraz açık olalım’ dedim, odam Gezi Parkı’na döndü” diyerek espri yapan Karakullukcu, Hükümet’in Gezi Parkıyla ilgili halka gitmesinin hukuken bir referandum değil “kamuoyu yoklaması” olacağını ve verilecek yargı kararı üzerinde etkisi de olmayacağını söyledi.

Polisin orantısız güç kullanmasına karşı olduğunu, ancak eylemcilerin kamu düzenini bozmalarının demokratik bir hak olmadığını vurgulayn Karakullukcu, “Banka oturan genç kızı saçından tutup sürükleyen polis hesap verir. Hukuk devletinde bu olmaz. Bunun adı polis devleti olur” dedi. Karakullukcu, kendisinin de gazetecilerin de dinlendiğini belirterek, dinlemeye de fişlemeye de özel hayata müdahaleye de karşı olduğunu söyledi.

**TÜRBANLI AVUKATIN NE MAHSURU VAR**

Karakullukcu Danıştay’ın kararının avukatların türbanlı kimlik kartı almalarına ilişkin olduğunu ancak gerekçesinden türbanla duruşmalara girebilecekleri şeklinde değerlendirmelerin yapıldığını da belirterek, “Sanki demokrasi elden gidyor, irtica geliyor, insanları özgür bırakın. Avukatların türbanla icrayı sanat etmesinde ne mahsur var. Karar gayet net gayette gerekçeli buluyoruz” diye konuştu.

**SİYASETE GİRMEYİ DÜŞÜNMÜYORUM**

“İhtirasım yok, siyasete girmeyi düşünmüyorum” açıklaması yapan Karakullukcu’nun değerlendirmeleri satırbaşları ile şöyle: “Gezi Parkı’na ilişkin yargı kararları mutlaka uygulanacaktır. Daha yürütmenin durdurulması kararı tebliğ edileli on gün oldu. Bir aylık süre içinde mutlaka uygulanır. Merak etmeyin, yürütme organımız hassastır, karar uygulanır. Öyle bir niyetleri olmaz. Şahsen uygulanacağından kuşkum yok. Hukuk devleti uygulanmaz diye bir şey olacağını ben sanmıyorum. Oradaki hale tavra hukuki bir çözüm bulunacağını eminim. Yetkili ağızların hepsi dile getirdiler.

**MERAK ETMEYİN HÜKÜMET GEZİ PARKI KARARINI UYGULAR**

Demokratik hak ve özgürlükler, demkratik hakları aramakta bir haktır. Ama aramanın bir şekli bir biçimi vardır. Demokraside, ‘Burada bağırırım, şurayı yıkarım’ deme hakkı yoktur. Bu şekilde kamu düzenini bozmak kabul edilemez. Yürümek mi istiyorsunuz yürüyün kardeşim, bağırmak mı istiyorsunuz bağırın kardeşim. Ama yıkmadan, dökmeden, gelip camı çerçeveyi indirdiğinde, otobüsü yakıp, polise taş attığında hak ararken haksız duruşam düşersin. Vandalizme getirirsin. Bunun adı demokratik hak arama olmaz. Ufak tefek taşkınlıklar anlaşılabilir ama daha ileri boyutları anlamak mümkün değil.

**İLK EYLEMLER MASUMANE**

İlk eylemi icra edenler oradaki ağaçlar için eylem yapanların düşüncesi güzel. Ne güzel benim vatandaşım hakkı için biraraya gelebiliyor, özgür düşüncesi için iki, üç ağaç için fikir bazında bir yerlere ifade etme istiyor. Bunu fırsat bilip camı çerçeveyi indirip, polise taş at, otobüsü yak, ekonomiyi allak bullak et. Böyle bir demokratik hak olmaz. Hiçbir gelişmiş ülkede böyle bir hak yok.

**POLİS DE İNSAN**

Polis de bir insan. 63 saat adam uykusuz evine gidememiş hiçbir medeni ihtiyacını karşılayamamış. Psikolojisi bozuk. Bu ortamda, polis dikilsin, taşı kafasına yesin orada polis dursun. Kamu düzeni bozulsun ama polis ne gaz sıksın, ne müdahale etsin. Orantılı güç kullanması esastır Ama orantısız güç kullanılırsa bunun adı polis devleti olur. Hukuk devleti olmaz

**BİZ KURALSIZ MİLLETİZ AMA ORANTISIZ GÜÇ KULLANILAMAZ**

Biz millet olarak kural tanımayan milletiz, daralma geliyor, en başta bize daralma geliyor. Ama polisin masumane vatandaşa tutumuna hak arayan insanlara orantısız güç kullanmasına ben karşıyım. Polisin böyle bir yetkisi yok. Bunu yapanlara gerekli cezayı yargı verecek. Üç tane kızımız oturuyor banka, oturan vatandaşı gel saçından tut sürükle. Bun hukuk devletinde olmaz.