HABER

Refik Erduran: Karışık duygular içindeyim

Ankara (AA)- Nazım Hikmet'in Türkiye'den kaçmasına yardımcı olan arkadaşlarından oyun yazarı ve gazeteci Refik Erduran, ünlü şaire Türk vatandaşlığının iadesi kararını değerlendirirken, "Sevinç içinde olmam beklenir ama karışık duygular içindeyim doğrusunu isterseniz. Bu sevincime büyük bir utanç duygusu karışıyor. 'Neden Türkiye bu durumlara düşürüldü?' sorusu kafamda zonkluyor" dedi.

Erduran, Nazım Hikmet'in tekrar Türk vatandaşı olmasını "sevinilecek bir karar" olarak nitelendirdi. Nazım Hikmet'in vatandaşlıktan çıkarılmasının "aslında Türkiye'ye
yapılan bir ayıp" olduğunu belirten Erduran, şunları kaydetti:

"Dünyanın gözünde gülünç olduk. Tüm dünyanın bağrına bastığı büyük şair, vatan haini sayılıyor. Ben hep Nazım Hikmet'i düşünmemeye çalışırım. Çünkü düşündüğüm zaman çok acı çekiyorum. Nazım Hikmet'e çektirilmiş tüm acıları anımsıyorum."

Bu kararın da bir "paradoks" olduğunu öne süren ünlü yazar, "Sağ denilen bir iktidar bunu yapabiliyor, sol sayılmış olan iktidarlar bunu yapamadı. Benim can ciğer dostum, okul arkadaşım, kardeşim Bülent Ecevit'in Başbakanlığı zamanında kem küm edildi bu konuda, hiçbir ciddi adım atılmadı. Şimdi bunun yapılmış olması gerçekten bir bakımdan sevindirici, bir bakımdan utandırıcı bir şey" diye konuştu. Nazım Hikmet'in her zaman yaptıklarının işe yaramasını istediğini dile getiren Erduran, bu kararın da Türkiye'de sağ-sol kavramlarının netleşmesine vesile olmasını dilediğini bildirdi. Erduran, "Bu karar, aydınlarımızın, 'kim sağdır, kim soldur' konularında kendi kendisiyle hesaplaşmasına yol açarsa çok yararlı olur. Bunun yapılmasını öneriyorum. Artık bunlar netleşsin ki Nazım Hikmet'in de ruhunu şad edecek bir kararlılıkla yolumuza devam edelim" dedi.

Erduran, Nazım Hikmet'in, Türkiye'den ayrılırken yaşadığı duygulara yönelik gözlemlerini şöyle aktardı:

"Nazım Hikmet'in Türkiye'den ayrılmakta olduğu sırada -son vatan toprağı gibi sayıyorum, Türkiye'den uzaklaşırken ayağı içine batmış deniz motorunda- yaşadıklarını gözümle gördüm. Gözleri yaşarıyordu. Sohbet etme ihtiyacı hissetmiştim. 'Özlemeyecek misin Nazım ağabey?' diye sorduğumda, birden bire gözlerinin nasıl yaşardığı hala gözlerimin önündedir. O gözleri yaşarmış halde ben sorduğum zaman öyle şeyler söyledi, öyle davranışlarına tanık oldum ki eminim o sırada ben 'Vazgeçelim Nazım ağabey, dönelim' desem 'Peki' diyecekti, ölüm tehlikesini göze alarak. O anda bile Türkiye'den ayrılmaktan pişman gibi bir durumu vardı, o kadar Türkiye'yi
seviyordu. Bu insana birtakım siyasi hesaplarla 'vatan haini' denilmesi gülünç mü dersiniz, iğrenç mi dersiniz onu siz seçin."

Erduran, şairin mezarının Türkiye'ye getirilmesi talepleriyle ilgili olarak, Nazım Hikmet'in "şu anda ailesi olmadığını, oğlunun, annesi tarafından babasına karşı zehirlendiğini" iddia ederek, şunları kaydetti:

"Babasına düşman bir çocuk var. Onunla bu konuda bir diyaloğa girip onun görüşünü almak, onun isteğine göre davranmak bence abesle iştigal, gereksiz bir
şey, bir sonuç alınmaz. Çok önemli de değil. Çünkü Nazım Hikmet'in 'beni bir çınar ağacının altına gömün' demesi çok güzel bir semboldür. Bunu sembolik
düzeyde ele alıp düşünmekte yarar var. Doğrusu şimdilik yurt dışında Nazım Hikmet'in anıt gibi kalmasında yarar var. Moskova nihayet kendisini bağlamış olduğu ideolojinin yeri. O yurt dışında temsil etmeye, orada da devam edebilir ama Türkiye içinde de Nazım Hikmet anıtları oluşturulabilir. Bu konuyla çok uğraşıp, ille kemik taşıyalım diye büyük sorun haline getirmek yanlış."

Nazım Hikmet Kültür ve Sanat Vakfı Başkanvekili Kıymet Coşkun da kararı "çok gecikmiş" ancak olumlu bir karar olarak nitelendirdi. "Bir yanlıştan geç de olsa dönüldü" diyen Coşkun, ünlü şairin mezarının Türkiye'ye getirilmesi konusuna ailesinin olumsuz baktığını belirtti. Coşkun, şöyle devam etti:

"Vakıf olarak bizim de gündemimizde yok. Burada onun için sembolik bir mezar olabilir. Daha önce Aziz Nesin'in vasiyet ettiği gibi her yerde onun adına çınar ağaçları dikilebilir. Sanıyorum, önümüzdeki günler onun adına çınar ağaçlarının dikildiği günler olacaktır. Biz vakıf olarak çınar ağacı diken her kuruma, kişiye destek veriyoruz."

En Çok Aranan Haberler