Reflü nedir?
Reflü hastalığı, genellikle asit olan mide içeriğinin, fazla miktarda yutma borusunun içine ve ağız/genize doğru geri kaçmasıdır. Bu kaçak belli bir sürenin ve miktarın üstünde olunca ciddi problemlere yol açar ve bu önemli bir sağlık sorunudur. Mideden yukarı yutma borusu içine kaçan içerik sadece asit özelliğinden değil, kimi zaman da onikiparmak bağırsağı kapsamını da içerebildiğinden, yutma borusunda hasara yol açabilmektedir.
Reflü hastalığında kimler daha çok risk altındadır?
Ülkesine göre değişmekle birlikte reflü hastalığı tüm nüfusun % 40’ını etkilemekte ve yaklaşık her beş kişiden biri reflü belirtileri nedeniyle tedavi aramaktadır. Bebeklerden, yaşlılara kadar geniş bir kesimde gözlenebilen bir durumdur reflü. Ancak en sık 30 - 40 yaş grubunda ortaya çıkmaktadır. Şişmanlık, bazı genetik özellikler ve karın içi basıncını arttıran nedenler, risk faktörü olarak sayılabilir ama bunlar ön koşul değildir. Bebeklerdeki reflü durumları sıklıkla bebeğin gelişimi ile birlikte ileri tedavi gerektirmeksizin ve 4 yaşına kadar kendiliğinden düzelir. Hamilelik de karın içi basıncında artma sonucu reflüyü tetikleyen bir durumdur ve gene doğumu takiben çoğu hamilelikle tetiklenen reflü durumları düzelmektedir.
Reflü hastası nelerden yakınır?
En tipik şikayetler
Tipik olmayan şikayet ve bulgular
Akciğer problemleri
Kalp krizi ile karışabilecek göğüs ağrısı
Stres reflüde etkili midir?
Stres direkt olarak reflü yapmaz ve reflüyü arttırıcı bir etkisi de yoktur. Ancak zaten reflüsü bulunan bir kişide stres, mevcut şikayetlerin algılanmasını arttırarak daha fazla sıkıntıya yol açabilir. Öte yandan ciddi stres; midede asit miktarını arttırarak gastrite ve hatta stres ülserine yol açabilir ve zaten reflüsü bulunan bir kişide yukarı kaçan içeriğin asiditesi artacağından daha fazla reflü şikayeti oluşmasına yol açabilir.
Uzun süreli reflü hastalığının yol açabileceği ciddi sorunlar var mı?
Yutma borusundaki sürekli tahriş sonucunda burada hareketlilik azalması söz konusu olabilir ve bu da yutma güçlüğüne yol açabilir. Uzun süreli reflü, kronik yaralanma süreci sonucunda yutma borusunun hareket özelliğinde ciddi azalmaya yol açarak, özellikle katı gıdalara karşı yutkunma güçlüğüne yol açabilir. Daha ileri olgularda ise, yaralanma/iyileşme kısır döngüsünün ardından ‘skar’ yani nedbe dokusu gelişerek yutma borusu kısalabilir ve hatta alt ucunda darlık gelişip kişi katı gıdaları tamamen yutamaz hale gelebilir. Bu durumlar artık standart laparoskopik anti-reflü ameliyatlarının uygulanamayacağı çok geç komplikasyonlardır.
En korkulan komplikasyon ise, sürekli tahriş altında kalan yutma borusu alt ucunda kanser gelişimidir. Bu gerçek bir risktir ve sürekli reflü çok uzun dönemde kanser riskini hatırı sayılır oranda yükseltir. Şunu vurgulamak gerekir ki, her reflü hastası tabii ki kanser olmamaktadır.
Reflü hastalığının tedavisi nedir?
Reflü tedavilerini üç ana başlıkta toplayabiliriz:
Hastaların büyük çoğunluğunda sosyal yaşamı düzenleyici bazı önlemler ve diyetle, bazen de bir takım ilaçlar kullanarak hastalığı kontrol altına almak mümkündür. Reflü tanısı yeni konmuş, belirtileri yıllar öncesine dayanmayan ve henüz komplikasyonların gelişmemiş olduğu hastalara, bazı önerilerde bulunmak ve ilaç vermek gerekmektedir. Önlemlere ve ilaçlara karşın rahatlayamayan ya da hayat boyunca bunları uygulamak istemeyip daha çabuk kesin sonuç isteyen hastalarda ise anti-reflü cerrahi yapılması en uygun yöntemdir.
Genel Cerrahi Bölümü Prof. Dr. Mehmet Ali Yerdel