Son yıllarda tüm dünya ülkelerinde görülme sıklığı hızla artan reflü, ülkemizde de her 4 kişiden birinin kabusu! Özellikle bir buçuk yılı aşkın süredir devam eden pandemi sürecinde hareketsizlik ve beslenme alışkanlıklarındaki değişikliklerin reflüde artışı tetiklediğini belirten Acıbadem Fulya Hastanesi Gastroenteroloji Uzmanı Prof. Dr. Oya Yönal, “Pandemide aşırı yeme, geç saatlere kadar yemek yeme, karbonhidrattan zengin ve fast-food beslenme, hareketsizlik, kilo alımı ve stres nedeniyle reflü şikayetleri belirgin şekilde arttı” diyor. Mide asidinin yemek borusuna doğru geri kaçarak yemek borusunda yanma, ağıza acı-ekşi su gelmesi gibi şikayetlere yol açan reflünün yaşam kalitesini önemli ölçüde bozduğunu belirten Prof. Dr. Oya Yönal, reflü tedavisi için adım atılmadığı taktirde kansere yol açabildiği uyarısında bulunuyor. Gastroenteroloji Uzmanı Prof. Dr. Oya Yönal, pandemide reflü tedavisine yardım edecek 10 etkili kuralı anlattı, önemli uyarılar ve önerilerde bulundu.
Kızartmalar, fast-food, susamlı yiyecekler ve margarinden kaçının. Yağlı yiyeceklerin midede kalma süresi uzundur, mide boşalmasını geciktirir ve alt özofagus (yemek borusu) sfinkter basıncını düşürerek reflü şikayetlerini artırmaktadır.
Çikolata iki nedenle reflüye yol açar. Birincisi; özellikle de aç karnına ve çok miktarda tüketildiğinde yemek borusu ve mide arasındaki kapak düzeneğini gevşetmesi, ikincisi ise kendisi tek başına reflü nedeni olan bol kafein içermesidir.
Kahve, tatlandırılmış gazlı içecekler, buzlu çay gibi kafein içeren içecekler ve alkol, kola, gazoz, portakal suyu gibi asitli içecekler yemek borusunda sfinkter basıncını düşürerek ve asit salınımını artırarak reflüyü çok hızlı şekilde tetiklerler. Bu nedenle bu içeceklerden uzak durun ve her gün 2 litre su tüketmeye özen gösterin.
Acı yeşil biber, kırmızı biber ve karabiber içeren gıdalar reflünün en büyük tetikleyicilerindendir. Baharatlar aşırı tüketildiklerinde reflü hastalığı olan kişilerde asit salınımını artırarak göğüste yanmayı hızlandırır. Bu nedenle baharatlı gıda tüketimini azaltmak gerekiyor.
Yapılan bilimsel çalışmalar sigaranın sağlığa son derece zararlı olduğunu ortaya koyarken, birçok hastalık gibi alt özofagus (yemek borusu) sfinkter basıncını düşürerek reflüye de yol açtığını gösteriyor.
Gastroenteroloji Uzmanı Prof. Dr. Oya Yönal, reflüye karşı beslenme koşullarını değiştirmenin şart olduğunu belirterek önerilerini şöyle sıralıyor;
Yeni çalışmalarda vücut kitle indeksi ve bel çevresi ile reflü arasında anlamlı ilişki bulunmuştur. Obezlerde reflü artışı; karın içi basınç artışının mide içi basınç artışına neden oluşu ile izah edilmektedir. Mide içi basınç artışı mide fıtığı gelişme riskini de artırarak reflüye neden olabiliyor. O nedenle reflü şikayetlerinin azalması için fazla kilolu hastalar kilo vermelidir.
Reflü semptomlarının oluşmasında yemek borusunda aşırı duyarlılığa sebep olan visseral sinir yollarındaki bozukluklar da etkili olabiliyor. Bu nedenle reflü şikayetlerinde artışa neden olan stresinizi yönetmeye, aşırı stresten uzak durmaya çalışın.
Çift yastık kullanmak ya da yatağın başını 30-45 cm yükseltmek ve sol yana doğru yatmak reflü şikayetlerini azaltmaktadır.
Pantolon ve eteğinizin bol olmasına dikkat edin. Dar pantolon, sıkı kemer ve korse mide asidinin yemek borusuna ulaşmasını kolaylaştırırken, karın basıncını artırıyor ve reflü yakınmalarını da tetikliyor.
Gastroenteroloji Uzmanı Prof. Dr. Oya Yönal “Modern çağın hastalığı reflü; yemek borusunda yanma ve ağıza acı su gelmesi gibi tipik belirtilerin yanı sıra, göğüs ağrısı, astım, zatürre, farenjit, sinüzit, kuru öksürük, ağız kokusu, seste kısılma ve diş çürümesi gibi atipik bulgularla da kendini gösterebilir. Ayrıca yemek borusu kanamalarına, anemiye, yemek borusu iltihabına (özofajit), yemek borusu kanserine zemin hazırlayan Barrett hastalığına yol açabilir. 20 yıl öncesinde yapılan endoskopilerde en çok gastrit, ülser ve mide kanserine rastlanırken, reflü dördüncü sırada yer alırdı. Son 20 yılda özellikle helikobakter pilori adlı bakterinin tedavisine başlanması ile beraber, ülser ve mide kanseri sıklığı azalırken, reflü hastalığı giderek artıyor. Öyle ki endoskopiye gelen hastalarda teşhiste ilk sıralara yükseldi” diyor. Hastalığın tedavisinde; yaşam tarzı değişiklikleri ve diyetle düzelme olmazsa doktor tavsiyesine göre mide asidini azaltan ilaçlar yani mide koruyucular kullanıldığını belirten Prof. Dr. Oya Yönal “Cerrahiye nadiren ihtiyaç duyulur. Genelde büyük mide fıtığı varsa veya hasta uzun süre mide koruyucu ilaç kullanmak istemiyorsa, hasta da istiyorsa cerrahi tedaviye başvurulabilir” diye konuşuyor.