Ressam İnci Ertuğ, Avrupalı sanatseverlerle buluşuyor. İnsanın zaman ve mekan içinde değişen suretlerini tuvale yansıtan Ertuğ'un "41+" adlı sergisi, 11 Şubat'ta İsviçre'nin Gstaad kentindeki Galeri Adler'de açıldı.
"41+" sergisi, İstanbul'da başlayan ve hem karma hem de kişisel pek çok sergiyle devam eden İnci Ertuğ'un resim serüveninde "yolculuk" yapan ilk sergi olma özelliğini taşıyor. Ertuğ resim dünyasıyla son kez, 2003 yılında İstanbul'un önemli sanat galerilerinden Nişantaşı Dirimart'ta açılan ve "İçimdeki Kum Tanesi" adını taşıyan kişisel sergide buluşmuştu.
Ertuğ'un "41+" adlı sergisinde yer alan eserleri, diğerlerinde de olduğu gibi gündelik hayatın dilini yansıtıyor. "Batının ve doğunun kollarının düğümlendiği bir kentte, yani İstanbul'da akan zaman öylesine çeşitli izler bırakıyor ki insanların hayatında... Ben de işte bu hayatları tuvale yansıtıyorum," diyen Ertuğ'un ekspresyonist sahnelerinde yer alan hayatlar bir bakıma kendisini anlatıyor. İnci Ertuğ, sergideki her eseri bir bütünün parçaları olarak ele alıyor ve "kutsal bir zaman" sürecinin başlangıcı adına 41 resmi Avrupalı sanatseverlerle buluşturuyor.
Tablolarındaki insan figürleri onun yakın dostları
Ertuğ, Ankara Hukuk Fakültesi'nde eğitim görürken yoğun olarak resimle ilgilenmeye başlar ve bu süreçte Nurullah Berk atölyesine devam eder. Ekrem Kahraman, Mahir Güven ve Altan Çelem atölyelerinde resim yeteneğini teknikle buluşturan Ertuğ, 1997 yılından itibaren çeşitli karma sergilere katılır. İlk kişisel sergisindeki 39 tablosunda yer alan 550 insan figürünü yakın dostları olarak gördüğünü belirten sanatçı, 2003'te Türkiye'de açtığı son sergisini anlatırken, "İstiridyenin içine bir kum tanesi kaçar. Kum tanesinden rahatsız olan istiridye, onunla baş etmek için bir salgı üretir ve bu salgı kumu ona yapıştırır. İstiridye kumu atmaya çalışırken 'inci'yi oluşturur," ifadelerini kullanıyor.