ABD'nin İran'a yönelik ambargosunu deldiği iddiasıyla tutuklanan Türkiye ve İran vatandaşı iş adamı Reza Zarrab, eski Halkbankası Genel Müdür Yardımcısı Mehmet Hakan Atilla'nın 50 yıla kadar hapis ve 2 milyon dolar para cezası istemiyle tek sanık olarak yargılandığı davada 'tanık' sıfatıyla dördüncü kez hâkim karşısına çıktı. Savcılığın son hazırladığı iddianamede ise Atilla’nın yanı sıra Zarrab ve eski Ekonomi Bakanı Zafer Çağlayan’ın da bulunduğu toplam dokuz kişiye yönelik suçlamalar yer alıyor.
'EMİNE ERDOĞAN'IND ERNEĞİ REZA ZARRAB'DAN 18 MİLYON TL ALDI' İDDİASI
Diğer yandan Reza Zarrab davasına ilişkin iddiaların ardı arkası kesilmiyor. Cumhuriyet yazarı Çiğdem Toker, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın eşi Emine Erdoğan'ın himayesindeki Togem-Der'e ABD'de 20 ayı aşkın süre önce tutuklanan ve yargılandığı davada ilerleyen süreçte tanık statüsüne geçen İran ve Türkiye vatandaşı Reza Zarrab'ın 18 milyon lira bağış yaptığını iddia etti.
Toker'in "Togem-Der, Sarraf’tan 18 milyon TL aldı mı?" başlığıyla (4 Aralık 2017) yayımlanan yazısı şöyle:
New York’ta tanık sıfatıyla ifadesi süren, ülkemizde de casusluk suçlamasıyla hakkında soruşturma başlatılarak mal varlığına el koyulan istisnai Türk vatandaşı Rıza Sarraf’ın, dağıttığı rüşvetleri ve yaptığı bağışları ne kadar titiz yöntemlerle kayıt altına aldığını artık biliyoruz. Sadece 17-25 Aralık belgelerinde değil, ABD’de tutuklandıktan sonra hayırsever bir işadamı olduğunu göstermek için avukatlarının yaptığı kefalet başvurusu ve nihayet ikinci haftasına giren yargılamadaki ifade ve şemalar üzerinden de.
Bir önceki yazıda yönelttiğim soruyu, güncelleyip açarak tekrarlayacağım.
***
Sarraf’ın 18 Mayıs 2016 tarihli kefalet başvurusunda, Emine Erdoğan himayesinde faaliyet gösterdiği pek çok kaynakta yer alan Togem-Der adlı derneğe milyonlarca dolar tutarında bağış yapıldığı listelenmiş biçimde yer alıyordu.
Önceki yazıda aktardığım 2.3 milyon dolarlık bağış tutarının eksik olduğu, bu rakamın yalnızca 2016 yılına ilişkin olduğu, kefalet dilekçesinde Togem-Der’e Sarraf’tan 2013’te 850 bin, 2014 yılında da 1.5 milyon dolarlık daha bağışın yapıldığı bilgisi hatırlatıldı.
Böylelikle Rıza Sarraf’ın Togem-Der’e yaptığı toplam bağış tutarı 4 milyon 650 bin dolara ulaşıyor. (Zaten, o dönem, yani Mayıs/Haziran 2016’da bu bağışlar, TBMM’de birden fazla soru önergesine konu edilmiş.)
Sarraf’ın, ABD yargısına verdiği bir dilekçede yanıltıcı veya yalan bilgi verme ihtimali var mıdır sizce? Düşük bir olasılık olsa da kesin bilmiyoruz. Yine de, Togem- Der’e yapılan bağış tutarının bugünün döviz kuruyla yaklaşık 18 milyon TL olduğunu biliyoruz.
Sorulara geçelim:
- Açık adı “Toplumsal Gelişim Merkezi Eğitim ve Sosyal Dayanışma Derneği” olan Togem-Der, Rıza Sarraf’tan 4 milyon 650 bin dolar bağış aldı mı?
- Bugünün kuruyla 18 milyon TL olan bu bağış tutarı nerelerde ve hangi amaçlarla harcandı?
- Harcamalar denetlendi mi?
- İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nın başlattığı soruşturma kapsamına Sarraf’ın yaptığı yüklü bağışlar da dahil edilecek mi?
"ZARRAB DAVASINDA DAĞ FARE DOĞURABİLİR"
Davanın seyrine yönelik bugünkü köşesinde kritik değerlendirmelerde bulunan Hürriyet yazarı Murat Yetkin, Türkiye'de muhalafetin Reza Zarrab davasıdnan çok şey umduğunu ancak beklentilerinin boşa çıkabileceğini ifade ederek "Türkiye içinde ya da dışında muhalefet umutlarını ABD’deki Reza Zarrab davasına bağlayanlar varsa, bana kızacaktır şimdi ama bu davada dağın fare doğurma ihtimaline hazırlıklı olmalarında yarar var" diyerek şu ifadeleri kullandı:
Bu söylediğim, Zarrab davasından hiçbir şey çıkmayacağı anlamına gelmiyor. Eğer savcılık yeni ve somut kanıtlarla gelmez ise, dava bu haliyle de Amerikan bankalarının Halkbank’ı cezalandırmasına, bunun da Türk ekonomisine zarar vermesine yol açabilir. Benim kastım, varsa bu davanın Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan ile doğrudan bağlantısını kanıtlamasını bekleyenler için.
Neden mi? Zarrab mahkemede bir numaralı sanık Halkbank Genel Müdür Yardımcısı Hakan Atilla’ya rüşvet vermediğini, çünkü Atilla’nın hiç rüşvet istemediğini söylediğinden bu yana sanki işinin seyrinin değiştiği izlenimi mevcut. Hürriyet muhabirleri Razi Canikligil ve Cansu Çamlıbel’in mahkemeden verdiği haberleri dikkatle okuyanlar da bunu anlamışlardır zaten şimdiye dek.
Zarrab’ın dönemin Ekonomi Bakanı Zafer Çağlayan’a “40-50 milyon Avro” ve keza dönemin AB İşleri Bakanı Egemen Bağış’a rüşvet verdiği iddiaları hala kanıta muhtaç; olmuştur, ya da olmamıştır demiyorum, ama kanıta muhtaç. Zarrab’ın Ziraat ve Vakıflar bankasının da ABD’nin İran’a yaptırımlarının etrafından dolanmak üzere dönemim başbakanı Erdoğan ve ekonomiden sorumlu Başbakan Yardımcısı Ali Babacan tarafından talimat verildiği ifadesi de kendi duyumu dahi değil, öyle duyduğunu söylüyor; yani mahkemeye bunları destekleyecek yeni kanıtlar sunulmazsa, bu ifade de kanıt sayılmayabilir." (YAZININ DEVAMI İÇİN TIKLAYINIZ)
İŞTE REZA ZARRAB DAVASIDNAKİ SON GELİŞMELER
ATİLLA'NIN AVUKATININ BERMAN'A YAZDIĞI MEKTUP GÜNDEMİ DEĞİŞTİRDİ
Atilla'nın tutuklu olarak yargılandığı davada Reza Zarrab tanık olarak ifade vermek için kısa süre içinde mahkemeye getirildi. Atilla'nın avukatlarının Yargıç Berman'a yazdıkları mektup ise gündemi değiştirdi..
AHAD İSİMLİ ŞAHIS
Berman'a yazılan mektupta Zarrab ile Ahad isimli şahısla 15 Eylül 2016'da geçen bir telefon görüşmesine yer verildi. Söz konusu telefon görüşmesinde, Zarrab'ın ihtiyaç durumunda hapisten dışarı çıkmak ya da daha az bir ceza almak için yalan söylemeyi Ahad isimli kişiyle konuştuğu aktarıldı.
ZARRAB DAHA AZ CEZA ALMAK İÇİN 'YALAN UYDURABİLECEĞİNİ' SÖYLEMİŞ
Savunma avukatları tarafından yazılan mektupta, "Zarrab, daha az ceza almak için bir ifade uydurmak konusunda istekli olduğunu ifade ediyor" cümlesi kullanıldı.
'BEYEFENDİ OBAMA'YI ARAYACAK'
Duruşmada ayrıca Reza Zarrab'ın cezaevinden yaptığı telefon görüşmelerinin kayıtları da paylaşıldı. Reza Zarrab davasının dosyasına giren tapede Zarrab ile bir kişi arasında geçen konuşmada, "Bekir ve Mevlüt isimli iki kişi ile 'Beyefendi'nin Başkan Obama’yı arayacağı" ifadesi yer alıyor. Tape kayıtlarından Zarrab'ın avukatı Şeyda Yıldırım'ın da Erdoğan ile iletişim halinde olduğu izlenimi ortaya çıkıyor.
NEW YORK TIMES'A GÖRE ZARRAB'IN ŞU ANA KADAR SÖYLEDİĞİ EN İLGİNÇ 5 ŞEY
Amerikan basını Reza Zarrab'ın ifadesini yakından izlemeyi sürdürüyor. New York Times gazetesinin adliye muhabiri Benjamin Weiser, dünkü duruşma öncesinde, Zarrab'ın ifadesinde kendisine en ilginç gelen beş noktayı yazdı.
ABD’nin İran’a yönelik yaptırımlarını yasa dışı yollarla delmekle suçlanan eski Halkbank Genel Müdür Yardımcısı Mehmet Hakan Atilla’nın yargılandığı davada suçunu kabul eden ve tanık olan Rıza Sarraf tanık ifadesine kaldığı yerden devam ediyor.
Gazete Duvar'da yer alan habere göre, New York Times’ın adliye muhabiri Benjamin Weiser, bugünkü duruşma öncesinde Sarraf'ın ifadelerinden kendisine en ilginç gelen yerleri sosyal medyada yazdı.
“Şimdi Rıza Sarraf’ın geçen hafta mahkemede verdiği ifadeden bana en ilginç gelen yerleri paylaşacağım illa ki söylediği en önemli şeyler değil bunlar benim en ilginç bulduklarım” diyen Weiser şu tweetleri attı:
‘FBI’A NEDEN YALAN SÖYLEDİ?’
“1/5 Kendi ifadesiyle: Sarraf’ın geçen haftaki ifadesinin en ilginç yerlerinden bazıları: Tutuklandıktan sonra FBI’a neden yalan söylediği konusunda: “Ne ile karşı karşıya olduğumu bilmiyordum ve uzun bir yolculuktan sonra şoke olmuştum ve… doğru yanıtları veremedim. Korkmuştum.”
‘NEDEN İTİRAFÇI OLDU?’
“2/5: Kendi ifadesiyle: Neden Amerikalı savcılarla işbirliği yapmayı kabul ettiği konusunda: İşbirliği yapmak, sorumluluğu kabul etmenin ve cezaevinden çıkmanın en hızlı yoluydu.”
‘ÇAĞLAYAN'LA NASIL TANIŞTI?’
“3/5: Kendi ifadesiyle: Türkiye’nin eski ekonomi bakanı Zafer Çağlayan’la nasıl tanıştığı konusunda: Bizim ailecek gittiğimiz balıkçıya o da gidiyordu. Birbirimizi gördük ve orada tanıştık.”
‘MİLYAR NE?’
“4/5: Kendi ifadesiyle: Çevirdiği dolap sırasında Halkbank’tan ne kadar para çektiği konusunda: “Birkaç milyar.” Yargıç Berman, “Milyar ne? Euro? Dolar?” diye sordu. Zarrab şu yanıtı verdi: Euro alımı.”
‘SÜLEYMAN ASLAN NEDEN RÜŞVET İSTEDİ?’
“5/5: Kendi ifadesiyle: Halkbank genel müdürü Süleyman Aslan’ın niçin kârdan pay istediğini söylediği konusunda: Büyük bir risk alıyordu ve bu konuda rahatsız hissediyordu. Bir şekilde kendi geleceğini garanti altına almak istedi.”