Rıdvan Dilmen gündeme dair önemli açıklamalar yaptı. İşte Dilmen'in değerlendirmeleri...
"Mehmet Topal hırsızlık yapmadı"
Fenerbahçeli Mehmet Topal’ın Osmanlıspor maçında uzatmada attığı golle ilgili yapılan tartışmalara tepki gösteren Dilmen, “Mehmet Topal hırsızlık, ahlaksızlık yapmadı… Messi elle atınca pırıl pırıl çocuk, çok efendi insan, Mehmet Topal atınca emek hırsızı, ‘niye hakeme söylemedi’ deniliyor” ifadelerini kullandı.
"Halis Özkahya hiç konuşuldu mu?"
Dilmen, golü Topal’a soran maçın hakemi Alper Ulusoy’a Cüneyt Çakır’ın kötü örnek olduğunu savundu ve bu konudaki sorumluluğun MHK’da olduğunu kaydetti. Medipol Başakşehirli Mustafa Pektemek’in Aytemiz Alanyaspor’a attığı golün iptal edilmesi gerektiğini de kaydeden Dilmen, “Pektemek topu eliyle almıyor ama eline çarpan top avantaj sağlıyor. Eli açık havada, ayrıca faul var. Hakem bir saniye içinde iki hata yapıyor. Halis Özkahya hiç konuşuldu mu? Hiç Mustafa Pektemek konuşuldu mu? Peki Mustafa Pektemek niye gidip hakeme ‘Hocam top benim elime çarptı’ demedi?” diye sordu.
"Trabzonspor şampiyonluğa aday olur"
Programda ilk olarak sezonun ikinci devresinde esen Trabzonspor fırtınası ele alındı. Dilmen, “Özlenen Trabzospor geliyor. Ersun Yanal, ara transferde sistemine uygun oyuncular aldı. Önümüzdeki sezon Trabzonspor bu oyunu ile şampiyonluğa aday olur” dedi.
"Yazıcı, çok terbiyeli, pırıl pırıl bir çocuk"
“Şimdi Yusuf Yazıcı’nın performansı yükseldikçe hep söylüyorum. Yazıcı, çok terbiyeli, pırıl pırıl bir çocuk. Dünya şampiyonluğu görmüş bir oyuncu, okullarda. Ama duruma şöyle bakmak lazım; bu takımda oynuyor Yusuf. Mehmet, bu takımda oynamadı. Daha fazla duran top kullanıyorlar, daha fazla atak yapıyorlar, daha fazla ceza sahasına giriyorlar. Mehmet, bu takımda olsaydı, çok daha farklı şeyler olurdu diye düşünüyorum”
"Olcay, Trabzon’u sevmiş"
Ara transferde Beşiktaş’tan Trabzonspor’a giden ve bordo-mavili ekipte çok iyi bir performans sergileyen Olcay Şahan ile ilgili olarak ise Dilmen, “Eğer hemen ikinci maçta o güzel formayla Trabzon’un kolbastısını oynuyorsa Olcay, Trabzon’u sevmiş, Trabzon da Olcay’ı sevmiş demektir. Sevilen de bir adam. Çok coşkulu oynuyor. Sanki orada doğmuş, orada büyümüş özverisi var. O da yeter” şeklinde konuştu.
"Olcay Şahan için örnek"
Rıdvan Dilmen, Karabükspor maçında yaşadığı sakatlığa karşın, istek üzerine kolbastı oynayan, bundan dolayı sakatlığı daha da ciddileşen ve Akhisar maçında oynamama riskiyle karşı karşıya kalan Olcay’ın durumunu değerlendirirken, futbolculuk yıllarındaki bir anısını paylaştı.
"Kırık ayakla kutlamaya gittim"
“Benim de başıma geldi böyle bir durum. Çok kritik bir maç kazandık. Galatasaray maçıydı herhalde. Çok farklı yenildiğimiz bir maç vardı, Sigma Olomouc maçı, 7-1 kaybettik. Galatasaray da Eintracht Frankfurt’u elemişti. Eintracht Frankfurt çok iyi bir takımdı o zaman. Hemen o hafta biz Galatasaray deplasmanına gittik. Bizim kulüp kongre kararı almıştı. Büyük bir efor sarf ederek Aykut Kocaman’ın golüyle kazandık o maçı. Benim de o gün hiç unutmuyorum 60. küsürüncü dakikalarda ayağım kırıldı. Ama farkında değilim. Maçın son bölümünde oyundan çıktım. Akşam, o büyük stresten sonra galibiyeti kutlamak ve eğlenmek için arkadaşlarla bir araya geldik, yemek yedik. Ben unuttum ayağımın o sakatlığını. Muhtemelen o gün ödem biraz daha arttı ve sakatlığım birkaç hafta daha fazla sürdü. Oyuncu dediğim gibi duygusaldır. Olcay da o duygusallığın içinde ayağının sakatlığını unutmuş olabilir.”
"Başakşehir’in kredisi az"
Haftayı Aytemiz Alanyaspor galibiyeti ile kapatan ve lider Beşiktaş’ı takibini sürdüren Medipol Başakşehir’in performansını da değerlendiren Dilmen, “Başakşehir hep limitte gidiyor. Beşiktaş’ı yenmek zorunda. Beşiktaş’ın kredisi var ama Başakşehir’in kredisi az” dedi.
"Bu gol de iptal edilmeliydi"
Dilmen, Aytemiz Alanyaspor maçıda Başakşehirli Mustafa Pektemek’in attığı golün iptal edilmesi gerektiğini kaydetti. Levent Özçelik’in “Top Alanyasporlu oyuncunun kafasına çarpmasaydı ve top çizgiyi geçseydi hakem elle oynama gerekçesiyle golü iptal eder miydi?” şeklindeki sorusu üzerine Dilmen, şunları söyledi:
“Görmedi ki hakem. İptal etmeli miydi? Mehmet Topal’ın pozisyonunda nasıl ‘golü iptal etmeli’ diyorsak, bu gol de iptal edilmeliydi. Çünkü Pektemek topu eliyle almıyor ama eline çarpan top avantaj sağlıyor. Rakibin lehine düdük çalınmalıydı. Eli açık havada, ayrıca faul var. Hakem bir saniye içinde iki hata yapıyor. Hakem Halis Özkahya hata yapmış olabilir, faulü de eli de görememiş olabilir. Biz de yeni görüyoruz. Eyvallah. Şimdi Halis hoca hiç konuşuldu mu? Konuşulmadı. Hiç Mustafa Pektemek konuşuldu mu? Konuşulmadı. Konuşulmamalı da zaten. Çünkü profesyonel bir futbolcu, masumane eline çarpmış ve futbolda bular var. Peki Mustafa Pektemek niye gidip hakeme ‘Hocam top benim elime çarptı’ demedi?”
"Silgiyi bitirmemek lazım"
Dilmen, Beşiktaş’ın Çaykur Rizespor ile oynadığı karşılaşmada oyundan alınmasına tepki gösteren ve eline sarılı bantları yere fırlatan Ricardo Quaresma ile teknik direktör Şenol Güneş arasında yaşananlarla ilgili olarak da dikkat çekici bir değerlendirme yaptı. Daha önce buna benzer olaylar sonrası özür açıklamaları yapan Q7’ye göndermede bulunarak “Silgiyi bitirmemek lazım” diyen Şenol Güneş’in sözlerini öven usta yorumcu, şunları dille getirdi:
"Ne bağırdı, ne tokat attı"
“Bazıları tokatlayarak, yani Quaresma’yı gerçekten tokatlasın anlamında söylemiyorum, bir baba, bir ebeveyn veya bir öğretmen olarak düşün. Kimisi bağırarak, kimisi susarak öğrencisine bir takım mesajlar verir. Ama Şenol Güneş dördüncüsünü yaptı. Ne bağırdı, ne tokat attı, ki atmaz zaten, ne de sessiz kaldı. Öyle bir laf söyledi ki, üçünü topla, dörde çarp öyle yaptı… Bir oyuncu var, maç oynanıyor, bakıyor forma numarası kalkıyor. Oyundan çıkarken kapris yapıyor, bantları yere atıyor. Ancak teknik direktör de oralı olmuyor ya da öyle gözüküyor. Sonra o teknik direktör öyle bir laf çakıyor ki; ondan sonraki gün o oyuncu twitter hesabından özür diliyor. O da ‘bak işine öbür maç falan’ diyor. Bu oyuncu kim? Quaresma. Bu teknik direktör kim? Şenol Güneş. Yani bugün bu olayı görmeyen biri bizi dinlese hemen ‘a şıkı Quaresma’ der.
"Orada bir de tam Trabzon esprisi yaptı"
O yüzden Şenol Güneş’in o açıklamasını maçtan önce planlamasına gerek yok. Bunu zaten bekliyor hoca. (Levent Özçelik: Belki de hoca bunu planlamış da olabilir.) Yok yok hoca bu tepkiyi zaten bekliyor. Belki de yönetimle ya da yardımcılarıyla konuşurken daha önce kullandığı bir sözdür. Tam ona uygun bir söz olduğunu bildiği için kullanmadı, kullanmadı en sonunda şimdi zamanı geldi kullandı. Orada bir de tam Trabzon esprisi yaptı, ‘Bantlar ağır gelmiştir’ dedi.”
Atınç Nukan'ın pozisyonu
“Atınç Nukan’ın pozisyonu sana göre bana göre bir pozisyon. Ben bu hakemi beğeniyorum. MHK başkanı olsam bu pozisyonda ‘Penaltıyı neden vermedin veya niye verdin’ diye sormam. Bu politik bir cevap değil. Çünkü böyle pozisyonlardan bir tanesi. Mehmet Topal İle Mustafa Pektemek’in pozisyonundan bunu ayırmak lazım. Ben ‘penaltı’ diyorum. 5 kişiyi koy 3-2 biter, büyük ihtimalle 4-1 bitmez. ‘Penaltı’ veya ‘penaltı değil’ diyenler. Bunun için bu görüşlere de saygılıyım.
"Video hakem olursa ne yapacağız?"
Burada aklıma bir soru geliyor. Video hakem olursa ne yapacağız? Karar süresi kısa olacaksa uygulansın. Ama çok net söylüyorum; ben bu uygulamanın futbolun en büyük katili olacağını düşünüyorum. Bu projenin faydalı olacağını düşünenler bana kızıyor olabilirler. Belki de ben yanılacağım. Gol çizgisinin dışında video hakem uygulaması zaten yeterince olmayan seyirciyi yarı yarıya düşürecektir. Çünkü evinde oturacaktır, ‘ikide bir karar değişiyor’ diyecektir. Niye gitsin ki maça? Peki Video hakem uygulaması devreye girerse sana göre bana göre olan bu pozisyon için araba duran hakemler ne diyecek? (…) Bunlar çok olacak avantajları kadar dezavantajları da olacak. Avrupa filan diyoruz ama insan kaynakları farklı Türkiye gibi değil oralar"
"Topal iyi, Şener kötü mü?"
Dilmen, Levent Özçelik’in “Olayın bu noktaya gelmesinin nedeni sadece konunun Mehmet Topal üzerinden yürütülmesi olamaz mı? Çünkü Topal’a spor kamuoyu çok farklı bir misyon da yüklemiş durumda. Süper Lig’de oynayanlar içinde bir şey olduğu zaman doğrusunu söyleyecek futbolcular arasında kimler vardır desen, Mehmet Topal ilk üçüne girer” şeklindeki sözlerine ise itiraz etti.Rıdvan Dilmen, “Bu durumda Türkiye’deki diğer lisanslı futbolculara ayıp ediliyor. İstisnalar kaideyi bozmaz. İki-üç oyuncu ile ilgili imaj binlerce sporcuya yansıtılamaz. Yüzlerce Mehmet Topal var Türkiye’de. Yüzlerce hayırsever oyuncu var. Mehmet Topal’ın şöyle bir imajı var; hayırsever bir çocuk. Evet pırlanta gibi bir adam, milli takım oyucusu, ailesine bağlı. Peki Topal iyi çocuk da Şener kötü çocuk mu? O iyi çocuk da Konyasporlu Volkan kötü çocuk mu? Bir kere bunu bırakalım” diye konuştu.
Galatasaray maçı değerlendirmesi
Programda son olarak Galatasaray’ın Antalyaspor karşısında aldığı 3-2’lik galibiyeti yorumlayan Dilmen, “Galatasaray, geçen haftadan itibaren Türkiye liginde hiçbir takımın oynamadığı sisteme dönmüştür. Hücum yaparken 3-4-2-1 oynuyor. Geçen haftaki Beşiktaş maçında top rakipteyken 4’lüye dönmüştür, Yasin destekli 4’lüye. Bruma’yı artık kanatta değil, Sneijder gibi kullanmaya başlamıştır. Bu hafta da top rakipteyken 5’liye dönmüştür. Top rakipteyken 5-4-1 gibi oynuyor. Ama hücuma çıkıldığı zaman üçlü kemik savuma kalıyor. Top rakipteyken Yasin’i geçen hafta 4’lünün önüne getirirken şimdi 5’linin sağı olarak getirdi.
"Yasin’e Allah kolaylık versin”
Dolayısıyla bundan sonra Yasin’e Allah kolaylık versin. Çok yorucu bir yerde oynuyor. Bundan sonra Galatasaray’ı hücumda 3’lü, top rakipteyken savunmada 5’li olarak izleyeceğiz. Bu sistem belki önümüzdeki sene işler” dedi.