Mynet Trend

BİZE ULAŞIN

Rio Karnavalı: Brezilya'da Yılın En Sıcak Zamanı Şubat Ayı

Hepimiz Rio Karnavalı olarak biliyoruz ama karnaval sadece Rio’da değil, Brezilya genelinde hemen her kentte irili ufaklı kutlanıyor. Rio’daki en yüksek bütçeli ve büyük olanı. Okuduğumuz bazı yazılarda bunun daha çok turiste yönelik olduğu, yerel halkın Salvador de Bahia’ya daha çok ilgi gösterdiği belirtiliyor. Umarız ilerleyen senelerde ona da katılma şansına erişiriz.

Rio Karnavalı: Brezilya'da Yılın En Sıcak Zamanı Şubat Ayı

Bizim karnaval heyecanımız, çok da enerjimizin yetmediği Parati karnavalı açılışındaki konser ile başladı. **Rio de Janerio Gezi Notları

** yazımızda bahsetmiştik; Praça bölgesinden Rio de Janerio Tiyatrosu'na dönmek istediğimizde yolun trafiğe kapatılmış olduğunu görmüştük. Rio karnavalı bizim için işte o anda başladı. Karnaval zamanı yolların çoğunun kapatıldığı, herkesin tuhaf kıyafetlerle kendini süslediği ve çılgınlar gibi eğlendiği, buna bağlı olarak da bazı olayların çıkabildiği konusunda uyarıldık. Kendimizi süslemek için de sokak satıcılarından ufak tefek aksesuarlar edindik.

Sokak Partileri

Aksesuarlarımızı donanıp, Rio karnavalına hazır olarak yürümeye başlıyoruz. Kısa süre sonra solumuzdaki bir sokaktan yükselen müzik bize ulaşıyor. Ufak bir meydan var, meydanın kenarında bakır üflemelilerden oluşan geniş grup hareketli parçalar çalıyor. Ortada insanlar dans ediyor, çevre ise yiyecek ve içecek satan seyyar satıcılarla dolu. Smirnoff Ice adında, limonlu gazoz tadındaki içki ile tanışma şerefine erişip meydanda hoplayıp zıplıyoruz bir süre.

İlk partiyi terk edip aşağıya, Rio de Janerio Tiyatrosu'na doğru iniyoruz. Tiyatro meydanı dolmuş, konser başlamak üzere ancak biz açız. Kısa dolanıp gözümüze kestirdiğimiz bir restoranda karnımızı doyuruyoruz (Brezilya yemekleri için buyurun). Bu sırada çevre manzarası inanılmaz. Aklımıza gelen tüm kült karakterlerin, çizgi film kahramanlarının kıyafetlerine bürünmüş insanlar görüyoruz. Toplu halde, altlarında sadece yetişkin beziyle dolaşan erkekler, birbirleriyle aynı, parıltılı kıyafet giymiş bayanlar gibi eğlendirici manzaralar...

Parti Otobüsü

Yemek sonrası bir alt sokaktan dolaşıyoruz, buradaki partide bir DJ görev alıyor, bir süre de burada içip dans ediyoruz. Bir öte sokakta başka bir parti, artık ne tarafa yürürsek yürüyelim bir partiye denk geleceğimizden eminiz. Meydana döndüğümüzde bu sefer de konserin arasına denk geldiğimizi anlıyoruz. Bu sırada trafiğe kapalı yoldan bir kamyon geliyor. Kamyonun kasasının üzerine bir müzik grubu yerleşmiş, güzel güzel çalıyor. Kamyon yavaş yavaş ilerlerken insanlarda arkasından yürüyor. Elbette biz de hemen bu gruba katılıyoruz.

Kamyon yavaş yavaş ilerlerken beraberinde insanlar da dans ede ede ilerliyor, dış halka olarak içki satanlar var. En arkadan da çöpçüler geliyor. Çevreye bol miktarda portatif tuvalet yığmışlar, bunları büyük çoğunluk bayanlar kullanıyor, erkekler daha çok buldukları köşede işlerini görüyor. Bu arada çevrede içki satanların hepsinin görevli olduğunu hatırlatayım, içki fiyatları gayet makul.

Kamyonu genelde önüne geçip, mümkünse biraz oturarak, bizi geçtikten sonra da tekrar önüne geçerek takip ettik, Rio Karnavalı'nın bizim için en keyifli etkinliği bu oldu. Lapa bölgesi barların çok olduğu, gençlerin rağbet ettiği bölge. Kamyon buraya girdiğinde bizim plan suya düşüyor çünkü kalabalık o kadar artıyor ki kamyona tekrar varmamız mümkün değil. Şaşkınlık içerisinde izliyoruz etrafı. İnsanlar yanlarında kendi tekerlekli buzlukları ile gelmiş, sosyalleşmekte. Nasılsa başka yerde başka parti buluruz diyerek farklı yöne yönleniyoruz, buluyoruz da. En son tiyatro meydanına geri dönüyoruz. Konser son derece temposuz ve yaş ortalaması yüksek, bizde de derman kalmadığı için taksiyle otele dönüyoruz.

Plaj Partisi

Sabah Copacabana’da da yine bir müzisyen kamyonu görüyoruz. İnsanlar bir önceki geceden farklı halde değiller, güneşin altında bir ellerinde içki, diğer ellerinde kalınca plastikten kolay tutulan reklamlar var. Böylece reklamlar etrafta dolanıyor, çünkü serinletiyor yelpaze olarak. Biz karnavala biraz ara verip bahçe gezmesi yaptıktan sonra Leblon’a gidiyoruz.

Leblon en pahalı muhit, buradaki partide gençler daha ağırlıkta, daha şık giyimliler, saçlara, makyajlara daha çok önem verilmiş. Bayanlar son derece çekici, erkekler yine ağırlıklı üstsüz takılıyor ve vücutları sergilenmeyi hak ediyor. Türkiye’deki haberlerde Rio’da 6 milyon prezervatif dağıtıldığı bilgisi verilmiş, Brezilya havayollarının dergisinde de farklı bölgelerde farklı gruplara yönelik partiler olduğundan bahsediyordu. Mesela eşcinsellerin rağbet ettiği. Gençlerin partileri hakkında da ağırlıklı bekar katılım olduğundan ve basit giriş cümlelerinin sizi zafere ulaştıracağından bahsediyordu. Örnek olarak “şimdi ben seni dudaklarından öpücem, beğenmezsen bana iade edersin” cümlesi veriliyordu. Sokakları hınca hınç dolu Leblon’da müzik yayını yok, gençler var.

Ipanema sahilinde partiler sokak içlerine doğru uzanmış durumda, barların restoranların önlerinde canlı performansalar ve karşılarında dans edip içen kalabalık. Taksilerin müşteri seçmeye başladığını da belirtmeliyim. Bizim gitmek istediğimiz Copacabana yönünden şikayetçi olmuyor neyse ki taksici. Burada yemeğimizi yedikten sonra televizyonlardan aşina olduğumuz yüzünü görmeye gidiyoruz karnavalın.

Sambadrome

Metro ile Centro durağına gidip Sambadrome’a yürüyoruz. Televizyonda dans okullarının geçişlerini gördüğümüz yer bir sokak değil, bir tür stat, hipodrom. 700 metre uzunluğunda, 90000 kişi kapasiteli. Festival dışında okulların provaları ve zaman zaman konserler için kullanılıyormuş. Eskiden asimetrik tribünlere sahip mekan simetrik hale getirilip yeniden açılmış 7 Şubat'ta. İnternette gördüğünüz fotoğraflarla bizimkiler arasında tribün farkları olması doğal. Metro istasyonundan, tahminen 2 kilometre yürüyerek varıyoruz, etrafta okulların araçları, son hazırlıklarını tamamlayan dansçılar var. Yaklaşık 350 Lira'ya aldığımız biletlerimiz dokuzuncu sektöre ücretsiz yükseltilmiş durumda. Tüm tribünlerde yiyecek ve içecek satan büfeler var. Fiyatlar dışarıdan daha yüksek ama hala gayet makul. Sanırım içkinin ülkemizden daha pahalı olduğu pek ülke yok dünyada, belki Dubai.

Rio Karnavalı bilet fiyatları tribünün yerine göre (ortalarda artıyor) değişiyor ve dört grup var. En ucuzu “allocated seats” olarak geçen sadece en son noktada, okulların geçtiği asfaltta yükselti farkı olmadan art arda yer alan sandalyeler. Bir üstü, bizim de yer aldığımız ve aslında izlemek için en iyi yerler olarak resmi sitede lanse edilen tribünler. Bunlar yukarıda. Aşağıdaki tribünler ise “front boxes” olarak adlandırılıyor, düz tribün olarak değil birbirine dönük oturaklar olarak tasarlanmış. En zenginler ise bu iki tribünün arasına yerleştirilmiş VIP odalarda yer alabiliyor. Bizim izlediğimiz tribünde yerler numaralı, taşa oturuyorsunuz, yanımızda minder olsa güzel olurmuş.

Sambadrome’daki geçişler bizim de katıldığımız cumartesi gecesi başlıyor. Bu gece “access group” olarak adlandırılan ikinci lig gösterileri var, şampiyon olan seneye ana grupta yarışacak. Pazar ve pazartesi geceleri ana gruplar çıkıyor, bir sonraki cumartesi ise dereceye girenlerin sırayla gösterilerini yinelemesi ile son buluyor. İlk gece 9 okul, diğerlerinde 6'şar tane sahne alıyor. Okulların 700 metrelik alanı 1 saatte tamamlaması gerekiyor, bu sürenin doğru kullanımı da değerlendirmede önemli.

Günün gösterileri 9’da başlıyor ve sabah 6’da bitmesi planlanıyor. Biz mekana 10 gibi gidiyoruz. Her okul kendisine bir tema belirliyor ve bu tema yaklaşık bir sene öncesinden ilan ediliyor. Temaya uygun müzik besteleniyor ve o da aynı zamanlarda duyuruluyor. Bu müzikleri karnavalın sitesinden indirmek mümkün, sanırım radyolarda falan da çalınıyor. Geçişler süresince bu müzik çalıyor (1 saat boyunca) elbette üzerinde bolca oynanarak, düzenleme farkları ile bambaşka bir hale getirilerek, tribünlerde insanlar parçalara eşlik ediyor.

Okulların her biri havai fişekler eşliğinde başlıyor gösterisine, her okulun 5-6 tane platform arabası oluyor. Bunlar elbette temaya uygun şekilde düzenlenmiş. Örneğin meydanların insan yaşamı üzerindeki etkilerini anlatan okulun ilk aracı köy meydanına, sonraki Roma Dönemi tapınaklarına, başkası gökdelenlere benzetilmişti. Araçlar itilerek ilerletiliyor ve itenler dahi dans ediyor bir yandan. Genelde arabaların hemen önünde özel koreografi uygulanmış danslar oluyor, birkaç kişilik küçük gruplar halinde. Bunlar temayı aktaran asıl danslardan ya da göze hitap eden salsa dansçılarından oluşuyor. Rengarenk kostümler giyinmiş, her biri yaklaşık yüzer kişiden oluşan gruplar araçların aralarına serpiştiriliyor, her okulda bu şekilde ondan fazla grup oluyor. Benzer boyutlu bir perküsyon ekibi de geçidin ortalarına yerleştiriliyor. Onları, arkalarından kamyonun üzerine yerleşmiş diğer müzisyenler takip ediyor. Müzik canlı elbette, ancak statta çok kaliteli ses aktarımı var, bütün tribünler hoparlörlerden net şekilde dinliyor.

Hakemler genel stada yayılmış olsa da en çoğu orta bölümde, bizim baktığımız tribünde. Bu nedenle en dikkatli danslar bizim önümüzde oluyor, perküsyon grupları burada solo şov yapıyor, hatta çoğunlukla perküsyoncular ve müzisyen kamyonu buradan sonra yandaki çıkıştan terk ediyor grubun kalanını (bunun nedenini çözemedik). Aralara serpiştirilmiş rengarenk kalabalık gruplar genelde sadece eğlenmek ile yükümlü ve her yaş ve fizikte insanlardan oluşuyor, açıkçası bir saat boyunca o kıyafetlerin içerisinde dans etmek bile önemli başarı. Tahminimizce bu gruplardakiler öğrencilerin tanıdıkları akrabaları falan. Toplam 21 okul her okul tahminen bin kişi kadar, bizim aklımıza hepsinin ciddi dansçı olması pek yatmıyor.

Okulları en arkadan çöpçüler takip ediyor, bütün yol süpürülüyor ve onlar bile zaman zaman işi boşverip kendilerini ritme kaptırıyorlar. Grubun sizin önünüzden çekilmesi ile diğer okulun sizin oraya varmasının arası yaklaşık yirmi beş dakika. Tribünlerinin önlerinde hemen her fotoğrafımıza giren hoparlörler dışında bir de sayaç var, bu sayaç her grup için verilen bir saati ayrı ayrı sayıyor. Tribünlerde bizim gibi turistler dışında yanlarında içki ve yiyecekleri ile gelen yerel halk da var.

Aslında daha enerjimiz olmasına rağmen, ertesi gün çok zorlanmamak için 2:30 gibi ayrıldık biz mekandan. Taksicilerin hiçbiri bizim gideceğimiz yeri beğenmedi, çünkü çok yakın. Üçüncü takside pazarlık yapabildik hiç olmazsa, 65 beş istedi, 35 verdik kabul etmedi. Sonra taktik değiştirdik. Taksiye oturduk, adresi verdik ve bekledik. Sürücü bir şeyler anlattı, konuştu, baktı bizde en ufak bir hamle yok, taksimetreyi açıp götürdü bizi, 15 tuttu yol.

Brezilya seyahatimizin tamamını ve diğer gezi anılarımızı www.gezmekguzel.com adresinde bulabilirsiniz.

En Çok Aranan Haberler