Tarihi çok eskilere dayanan roka, ilk defa Akdeniz Bölgesi'nde yetiştirilmiştir. Roma İmparatorluğu döneminde oldukça sık tüketilmesinin etkileri günümüzde İtalya, Türkiye, Yunanistan ve bazı Akdeniz ülkelerinde üretiminin yaygın olmasına yansımıştır. Kendine has aroması sayesinde kullanım alanı geniştir. İtalyanlar rokayı makarna ve pizzalara tat vermesi için kullanırken ülkemizde özellikle salatalarda kullanılır.
Miktar: 100 gram
Kalori (kcal): 25
Yağ (g): 0.7
Karbonhidrat (mg): 3.7
Protein (g): 2.6
Roka, C vitamini bakımından oldukça zengin olan yeşil yapraklı bitkilerdendir. K vitamini ihtiyacının da büyük ölçüde karşılanması taze roka tüketimi ile olur. Ayrıca yüksek oranda A vitamini ile kalsiyum, demir gibi önemli mineralleri de ihtiva eder. Bunların yanı sıra bağışıklığı güçlendiren antioksidanlardan olan karotenoid, folat, glukozinolat bakımından da oldukça zengin bir sebzedir.
Çeşitli mineral ve vitamin eksiklikleri sebebiyle ortaya çıkan saç dökülmelerini yapısında bulundurduğu demir ve kalsiyum mineralleri sayesinde önler. Ayrıca saçları güçlendirerek daha dolgun ve parlak görünmelerini sağlar.
Yapısındaki bazı bileşenlerin cildin yenilenmesinde ve canlı bir görünüm kazanmasında önem rol oynayan rokanın cilde faydaları bir hayli fazladır. Ayrıca bu bileşenlerin hücre yenileyici özelliği ciltte meydana gelen bazı deformasyonları giderir.
Antik çağlarda Roma ve Mısır'da libidoyu artırdığı düşünülen rokanın cinselliğe faydaları libidoya etki eden çevresel etmenleri (hava kirliliği vb.) engellemesinden kaynaklanır. Doğrudan bir afrodizyak etkisi yoktur.
Yeşil sebzeler, esansiyel mineraller ve vitaminler açısından zengin içerikleriyle gebelik döneminde tüketilmesi gereken besinlerdir. Roka tüketimi de bu noktada anne adayı ve bebek için gereklidir. C vitamini deposu olan rokanın ihtiva ettiği mineraller fetüs sağlığı açısından önem taşır.
Rokanın yapısındaki folat bileşeni, anne karnındaki bebeğin doğumsal problemlerle karşılaşmasına karşı koruyucu görev üstlenir. Anne karnında meydana gelen nöral tüp defekti doğum kusurunu engellemesi, hamilelikte rokanın faydaları arasından en hayati olanıdır. Ayrıca kalorisi düşük bir besin olan roka, gebelik döneminde kilo alımını makul seviyelerde tutmak için salatalara dahil edilebilir.
Rokanın lifli yapısı sindirim sisteminin düzgün çalışmasına katkı sağlar. Antioksidanlar ise bağırsaklarda bulunan zararlı bakterilerin yok edilmesinde etkilidir. Rokanın hazmı kolay bir sebze olması, roka mideye dokunur mu endişesini yersiz kılar. Aksine midede şişlik ve gaz oluşumunu engeller. Mide için gerekli olan asit salgısını artırırken kabızlık sorununu da giderir.
Rokanın içerisinde bulunan bazı antioksidanlar vücuttaki insülin duyarlılığını artırır. Bu antioksidanlar aynı zamanda kan şekeri seviyesini dengede tutar. Roka bu özelliğiyle diyabet hastalarının güvenle tüketebileceği bir sebzedir.
Rokada bulunan bazı bileşenler kalbin düzenli çalışmasında etkilidir. Kanda bulunan serbest radikalleri tutarak damarlarda kanın daha kolay dolaşmasını sağlaması, kalbin düzenli çalışmasında etkili başlıca işlevidir. Roka aynı zamanda kalp damarlarında oluşan tıkanıklıkları giderir, bu sayede kalbin aşırı çalışması da dolaylı yoldan engellenmiş olur. Ayrıca serbest radikallerin kandan temizlenmesiyle damarlar elastik ve yumuşak bir yapıya bürünür.
Rokanın yüksek oranda içerdiği A vitamini ve karotenoidler görme kalitesini artırır, göz sağlığını destekler. Gözlerin sağlıklı bir şekilde beslenmesi ilerleyen yaşlarda katarakt hastalığına yakalanma riskini azaltır.
Roka, tiyosiyanat, sülforafan, indol gibi vücutta kansere neden olabilecek hücrelerin aktifliğini engelleyen fitokimyasallar açısından zengin bir sebzedir. Özellikle akciğer ve bağırsak kanserine karşı koruyucu bir görev üstlenen roka prostat, meme, kolon ve yumurtalık kanserlerinin engellenmesinde de büyük bir etkiye sahiptir.
Roka tam bir K vitamini deposudur. Bunun yanında ciddi derece kalsiyum minerali içerir. Kalsiyum ve K vitamini vücutta bir araya gelerek kemiklerin yapısına katılır ve kemikleri güçlendirir. Özellikle çocukların büyüme ve gelişme döneminde roka tüketmesi daha sağlam ve sağlıklı bir kemik yapısına sahip olmaları açısından önemlidir. Çeşitli mineral ve vitaminlerle kemiklerin gelişiminin desteklenmesi ilerleyen yaşlarda kemik erimesi gibi hastalıklara yakalanma olasılığını düşürür.
Roka bağışıklık sistemini güçlendiren birçok antioksidan içerir. Bu antioksidanlar vücutta oksijen kökü absorbans kapasitesini artırır. Ayrıca hücre içerisinde meydana gelen enzim reaksiyonlarında dengeyi sağlar. Yaşlanmayı geciktirir, yaşlanmanın vücut üzerindeki yıkıcı etkilerini azaltır.
Roka yüksek oranda ihtiva ettiği klorofil bileşeniyle, vücutta hastalıklara sebep olan aflatoksin miktarını azaltır. Klorofiller, aflatoksinin neden olduğu karaciğer hastalıklarına karşı da koruma sağlar. Ayrıca karaciğerde meydana gelen sarılık hastalığını da önler, vücutta meydana gelen DNA hasarına karşı onarıcı etkide bulunur. Klorofiller, çiğ rokada daha fazla bulunduğundan, hastalıklardan korunmak adına rokanın çiğ tüketilmesi tavsiye edilir.
Yeşil yapraklı sebzelerin içerdiği mineraller ve bileşenler tansiyon üzerinde iyileştirici özelliğe sahiptir. Bu sebzelerden biri olan rokanın tansiyonu dengelemede rol oynayan bileşenleri glukosinolat ve flavanoittir. Rokanın tansiyona etkisi kan damarlarını genişleterek tansiyonu düşürmesi şeklindedir.
Diyet dönemlerinin kurtarıcı besini olan roka, bu görevi düşük kalori değeri ve vücudun ihtiyacı olan mineral ve vitaminlere sahip olması sayesinde üstlenmiştir. Diyet yaparken kaybedilen mineral dengesi roka tüketimi ile sağlanır. Ayrıca hazmı kolay bir sebze olması ve sindirimi rahatlatmasıyla da zayıflama sürecine katkıda bulunur.