Bir zamanlar Yaprak Dökümü dizisinde kötü adamı oynayan Karel de canladırdığı karakter yüzünden saldırıya uğradı.
Uçakla Stutgart'tan İstanbul'a doğru yola çıkan Karel'e, bir yolcu oynadığı dizideki Oğuz karakteri nedeniyle tepki gösterdi. İkili arasında başlayan tartışma kısa sürede kavgaya dönüştü.
Karel'in bu olayın ardından Uçakta başlayıp aprona yayılan kavganın ardından Dış Hatlar Büro Amirliği'ne götürülen Karel'in sık sık "Dizilerde kötü adamı canlandırdığı için dövülür mü insan?" diyerek söylendiği öğrenildi.
Binnur Kaya'nın başına Vavien filminin setinde beklenmedik bir olay geldi.
Kaya, başrollerini Engin Günaydın ile paylaştığı filmin Tokat'taki setinde Karadeniz pidesini fazla kaçırınca hastanelik oldu.
Mide ağrısı çeken Binnur Kaya, kısa bir tedavinin ardından taburcu edildi.
Bir dönem TV'de izlenme rekorları kıran Ezel dizisi başrol oyuncularından Cansu Dere'nin başını da derde soktu.
Canlandırdığı Eyşan karakterini "hem zor, hem çok zevkli" diyerek tanımlayan Dere, bu rol yüzünden psikiyatra gitmek zorunda kalmış.
Bunun nedenini de "Duygularımız çok yıpranıyor. O nedenle bir doktora bunu danıştım" diyerek açıklamıştı. Dere yine de böyle gel-gitleri olan bir karakteri canlandırmanın mesleğine çok şey kattığı görüşünde.
Geçen yıl ekranlara veda eden Elveda Rumeli dizisinin oyuncularından Gülçin Şantırcıoğlu, oğlu rolündeki Gürkan Yusufovski'yi taşımak yüzünden hastanelik olmuştu.
Üsmen rolündeki miniği çok seven ve çekimler dışında da onu kucağından düşürmeyen oyuncu hastanelik olmuştu
Şantırcıoğlu daha sonra bu yüzden fizik tedavi gördü. Dizi başladığında 1 yaşında olan Yusufovski, ilerleyen bölümlerde 2 buçuk yaşına geldiğinde ağırlığı 20 kiloyu geçmişti.
Mükemmel Çift dizisinde rol alan Tuğrul Tülek de bu karakter yüzünden tatsızlıklar yaşadığını iddia etti.
Tülek, dizide canlandırdığı eşcinsel karakter yüzünden TRT'deki çocuk programında sunuculuk görevine son verildiğini ileri sürdü.
Tülek, Twitter'daki iletisine işine son verildiği haberinin kendisini yayına 5 dakika kala verildiğini de yazdı.
Çağla Şikel’le başrolü paylaştığı ‘Cennet Mahallesi’ dizisinin bir bölümünde gay şarkıcı olarak izleyici karşısına çıkan Alişan’ın başı o sahneler yüzünden epey başı ağrıdı.
Bu sahnelere önce itiraz eden, yapımcısının ısrarı üzerine ikna olan Alişan, öncelikle ailesinin tepkisi yüzünden zor durumda kaldığını belirtti.
Alişan daha sonra da esprili bir açıklama yaparak "Bu gay rolünü unutturmam için esaslı bir sevişme sahnesi çekmem gerekecek sanırım. Ya da tecavüz sahnesi. Aksi halde bu rol benim peşimi bırakmayacak’ dedi.
Ekranda canlandırdığı kötü karakter yüzünden sokaktaki seyircilerin sözlü saldırılarına maruz kalan oyunculardan biri de Hazel Çamlıbel.
Binbir Gece dizisinde Ali Kemal'i evliliği zorlayan Ahu'yu canlandıran Çamlıbel, sokakta yürürken özellikle kadın izleyicilerin tepkisiyle karşılaşıyormuş.
Çamlıbel, dizinin yayında olduğu dönemde kendisini sokakta görüp tanıyanların omuz attığını ve "pis cadı, iğrenç gelin" diye tepki gösterdiklerini anlatmıştı.
Ekranın iz bırakan kötü karakterlerinden biri de genç aktör Enis Arıkan, Genco dizisinde canlandırdı.
Yolda yürürken insanların kendisine çok kötü baktığından yakınan Arıkan elinde sopa olan yaşlı bir kadının bir gün kendisini sete kovaladığını anlatmıştı.
Genç aktör yaşlı kadının dizideki karakterin adıyla seslenip "Cüneyt seni öldüreceğim" dediğini de dile getirmişti.
Aşk Bir Hayal dizisinde kötü kalpli Mizan Ağa'yı oynayan Orhan Kılıç da bu sebeple ölümle yüzyüze geldi.
Gümüşhane'de yaşayan 34 yaşındaki bir kadın geride "Bu adam çok kötü, onu vuracağım" notunu bırakarak evden kaçtı. Ancak jandarma genç kadını Şebinkarasihar'da yakaladı. Çantasında kuru sıkı tabanca bulundu.
Kılıç da kadının yakalanmasından sonra rahat bir nefes aldı.
Aktör Ayhan Eroğlu da Gazi adlı dizide canlandırdığı karakter yüzünden zor anlar yaşadı. Dizide PKK üyesini canlandıran Eroğlu, bir gün başına gelenleri şöyle anlatmıştı;
"Sokakta yürürken üç kişi arkamdan, 'Birader, sen 'Gazi'de oynayan adam değil misin?' diye seslendi. Ben de içimden seyircilerin beni tanıdığını düşünerek gülümsedim ve 'Evet' dedim. Ardından bana, 'Sen kaç paraya köpeklik ediyorsun? PKK keyif için adam mı öldürüyor? Nereden duydun bunu? Senin yapımcına da gününü göstereceğiz?' dediler. Çok korktum. Onları hepsinin bir dizi senaryosu olduğuna ikna edemedim. 'Ayıptır, yapmayın' derken biri elini beline attı. Allah'tan diğeri araya girdi."
Çevredekilerin olayı görmesi üzerine saldırganların kaçtığını anlatan Ayhan Eroğlu, bu olayın ardından tedbir amacıyla yaşadığı semti terk edip başka bir semte taşınmayı düşündüğünü söylemişti.
İzlediği diziyle gerçek hayatı birbirine karıştıran fanatiklerle Kurtlar Vadisi'nde bir süre oynayan Safa Zengin de karşılaştı.
Dizide uyuşturucu ticareti yapan babasını öldüren bir karakteri oynayan Zengin sokakta kendisine "babasını öldüren şerefsiz" diye bağıran gençlerden bir bankaya sığınarak kurtulmuş. Gençler uzun süre onun bankadan çıkmasını beklemişler. Bu olaydan canını zor kurtaran Zengin daha sonra da kendisine "Ben Erdal'ım, ben de senin gibi adam öldürdüm." diyen eski bir bir Özel Harekatçıyla karşılaşmış.
Şovmen Okan Bayülgen, İstanbul Kanatlarımın Altında filminde oynadığı karakter yüzünden kurşunlandı.
Bir saldırgan filmde Lagari Hasan Çelebi'yi oynayan Bayülgen'i film setinde bacağından vurdu.
Saldırgan aktörü Osmanlı'ya hakaret ettiği gerekçesiyle vurduğunu söyledi.
Yeşilçam'ın unutulmaz 'kötü adam'larından biriydi Erol Taş.
Filmlerinde canlandırdığı rollerde öylesine başarılıydı ki bir çok kişi Erol Taş sözkonusu olduğunda senaryo ile gerçeği birbirine karıştırırdı.
Hatta onunla ilgili sık anlatılan bir anekdot da var: Taş'ın oynadığı kötü adam karakterlerinden etkilenen seyircilerin attıkları taşa karşılık onlara "siz bana taş değil ekmek atıyorsunuz" dediği kuşaklar boyu bir efsane gibi anlatılır durur. Türk sinemasının altın kalpli "kötü adam"ı 1998 yılında geride unutulmaz filmler bırakarak hayata veda etti.
Selçuk Yöntem de aynı dizide karısı tarafından aldatılan Adnan Bey'i oynuyordu.
Seyirci karakterleri öylesine benimseyip kendisiyle özdeşleşmiş ki Yöntem'i de Adnan Bey'ye karıştıranlar olmuş.
Yöntem bir keresinde eline "Karın seni aldatıyor" yazan bir not tutuşturulduğumu bile anlatmıştı.
İzlenme rekorları kıran Aşk-ı Memnu dizisinin Behlül'ü Kıvanç Tatlıtuğ da kimi zaman seyircinin tepkisiyle karşılaştı.
Dizide amcasının eşiyle aşk yaşayan Behlül karakteri yüzünden bazı seyirciler Tatlıtuğ'u eleştirmeyi kendine vazife edinmiş. Bir çok kişi Tatlıtuğ'a "İnsan amcasının karısıyla aşk yaşar mı yaptığın çok ayıp" diyerek onu ne kadar kınadıklarını dile getiriyorlardı.
Yeşilçam'ın aksiyon yıldızı Cüneyt Arkın da oynadığı hareketli filmlerin acısını yıllar sonra çekti.
Yürüme zorluğu nedeniyle hastneye başvuran aktörün bu rahatsızlığına yıllar önce film setlerinde aldığı darbelerin sebep olduğu ortaya çıktı.
Arkın hastaneden çıktıktan sonra "Tarih filmlerini çekerken dublör kullanmadım. O zaman gençtim, rahatsızlık duymuyordum. Yaşlanınca acısı çıkıyor" diyerek başına gelenleri anlatmıştı.
Hülya Avşar da yıllar önce yaşadığı bir set kazasında ölümün kıyısından döndü.
Avşar sinemaya adım attığı ilk dönemde Kadir İnanır ile birlikte Yabancı adlı filmi çekiyordu. Filmdeki vurulma sahnesi için kullanılacak olan fünye Avşar'ın göğsüne kalbine yakın bir yere yerleştiriydi.
İnanır fünyenin orada şişkinlik yaptığını söyleyerek yerini değiştirdi ve kalbinden uzaklaştırdı. Fünye Avşar'ın kalbinden uzaklaştırıldı. Çekim sırasında fünye patlayınca Avşar kanlar içinde kaldı. İnanır, Avşar'ı kucakladığı gibi hastaneye götürdü.
Türk sinemasının Sultan'ı Türkan Şoray da meslek aşkına neredeyse felç kalacaktı.
Şoray başrollerini Fikret Hakan ile paylaştığı Cemo adlı filmin Elazığ'daki çekimleri sırasında attan düşerek boynunu zedeledi.
Felç kalma tehlikesi bulunan Şoray bir süre hastanede kaldıktan sonra sağlığına kavuştu.
Cem Özer de oynadığı Sıcak adlı filmin su altı çekimlerinden sonra hastaneye kaldırıldı.
Rolü gereği tüple 12 metre dalan Özer su yüzüne çıktıktan sonra fenalaştı. Ellerinde ve ayaklarında uyuşma hisseden Özer, hastaneye kaldırıldı.
Özer'in beyin damarlarında daralma olduğu ortaya çıktı. Aktör bir süre tedavi altında tutuldu.
Güzel yıldız Tuba Büyüküstün, Gönülçelen dizisinin setinde kaza geçirdi.
Dizinin benzin istasyonlarında yapılan çekimlerinde jeneratörler patlayınca settekiler de felaketin eşiğinden döndü.
Büyüküstün ve set ekibi kazanın ardından güçlükle kendilerine geldi.
Küçük Kadınlar adlı TV dizisinin genç yıldızlarından Fulya Zenginer de set kazası geçirdi.
Beykoz'daki ormanda yapılan çekimlerde rol gereği tehlikeden kaçan Zenginer'in ayağı takılıp düştü.
Hastaneye götürülen Zenginer'in kolunun kırıldığı ortaya çıktı.
İngiliz yıldız Sienna Miller da J.I. Joe adlı filmin setindeki kazadan şans eseri küçük sıyrıklarla kurtuldu.
Bir patlama sahnesinde yanlış yöne koşan Miller'ın göğsünde küçük bir yanık oluştu.
Miller olayın ardından "Sakarlık yaptım ve tam aksi yöne koşmam gerekirken çekim sırasında patlamanın gerçekleştiği yere doğru koştum. Göğsümde çok küçük bir yanık oluştu. Biraz da korktum' diye konuştu.
Güzel yıldız Nicole Kidman, Invasion filminin setinde trafik kazası geçirdi.
Kazada Kidman'ın kullandığı Jaguar marka araba bir tarfik lambasına çarptı.
Kidman'ın yanısıra arabada bulunan kameraman ve dublör da yaralandı.
Aksiyon filmlerinin yıldızı Jackie Chan o kadar çok set kazası geçirdi ki oturup yazsa bir kitabı doldurabilir.
Chan, defalarca boynundan, başından, kollarından, belinden ve bacaklarından yaralandı. Chan'in yaşadığı kazalar arasında en ilginci ise ''Rob-B-Hood'' adlı filmin çekimleri sırasında meydana geldi.
Chan, sette yaşanan bir kaza sonucu hastaneye kaldırılırken, kazaya bir dövüş sahnesinin çekimleri sırasında ''yanlış ayakkabı giyen'' dublörün tekmesinin sert şekilde Chan'in göğsüne gelmesinin neden olduğu bildirildi. Oyuncu ise her zaman güvenliğe önem vermesine rağmen çekimlerde bu tür kazaların olabildiğini belirtti.
''Rocky'' ve ''Rambo'' serilerinin ünlü oyuncusu Sylvester Stallone, genellikle oynadığı zor sahnelerde dublör kullanmıyor. Ama bazen bunun bedelini de ağır ödüyor.
Stallone, Expandables adlı filmde kamera karşısına geçtiğinde feci şekilde boynunu incitti.
Filmde Steve Austin ile dövüş sahnesinde boynunda bir ağrı hisseden ünlü oyuncu, daha sonra çok önemli bir operasyon geçirerek boynuna platin takıldı.
Bir başka Oscarlı oyuncu Angelina Jolie de gerilim türündeki yeni filmi Salt'un çekimleri sırasında kaza geçirdi.
Jolie, çekimler sırasında başını çarparak alnından yaralandı.
Çekimleri Long Island'da gerçekleştirilen filmin setinden ambulansla alınarak hastaneye kaldırılan güzel yıldızın yüzünde kaza sonrası herhangi bir iz kalmadı.
Sette en çok kaza geçiren ünlülerden biri Halle Berry.
Gothika adlı gerilim filminde Penelope Cruz ve Robert Downey Jr. ile kamera karşısına geçen Berry, çekimler sırasında kolunu kırdı.
Kedi Kadın-Catwoman filminde de başından yaralanan talihsiz güzel, ''Başka Gün Öl-Die Another Day'' filminin çekimlerinde ise ilginç bir tehlike atlattı. Bir sahnede boğazına cisim takılan Berry, ''007 James Bond'' rolündeki Pierce Brosnan'ın hemen müdahale etmesi nedeniyle boğulmaktan kurtuldu.
Sinema dünyasının ''gözü pek karakteri'' 007 James Bond'u canlandıran İngiliz aktör Daniel Craig de ''Quantum of Solace'' adlı Bond filminin setinde kazaya uğradı.
Filmin çekimleri sırasında elini ve bir parmağını boydan boya kesen oyuncu, çok kan kaybetti.
Craig, setteki acil yardım ekibinin müdahalesinin ardından birkaç gün sonra çekimlere döndü.
Beyazperdenin ''siyah-beyaz'' yıllarının ünlü aktörü Buster Keaton'ın yaşadığı set kazası ise gerçekten sinema tarihine geçecek türden.
Keaton, 1932 yılında rol aldığı ''Sherlock Jr.'' adlı filmde su kulesinin altındayken suyun fazla gelmesi nedeniyle düştü. Demiryolu hattına yuvarlanan oyuncu, boynunda bir ağrı hissetti. Buna rağmen boynunun kırık olduğunu tam 10 yıl boyunca fark edemeyen Keaton, uzun yıllar boyu inanılmaz bir baş ağrısıyla yaşadı.
Yıllar sonra doktora gittiğinde ilginç gerçekle karşılaşan aktör, böylece tarihe geçti.
Harry Potter serisinde Daniel Radcliffe'in dublorlüğünü yapan David Holmes ise çok şanssızdı.
Eski bir jimnastikçi olan 25 yaşındaki Holmes, Harry Potter And The Deathly Hallows'un setinde korkunç bir kaza yaşandı. Harry Potter'ı canlandıran Daniel Radcliffe'in dublörü David Holmes, omuriliğinden ciddi şekilde yaralandı. kaza meydana geldiği sırada bir patlamanın da yer aldığı bir uçuş sahnesini prova ediyordu. Ancak genç dublör beklenmedik şekilde düşerek sakatlandı. Kaza sonrasında bilinci yerinde olan Holmes'un hemen çevresini saran film ekibine 'Bacaklarımı hissetmiyorum' dediği belirtiliyor.
Ünlü yönetmen Sergei Bodrov'un kendisiyle aynı adı taşıyan aktör ve yönetmen oğlu Sergei Bodrov Jr, ise film setinde hayatını kaybetti.
Olay 2002 yılında meydana geldi. Bodrov Jr, Kafkas Dağları'nda çekilen The Messenger filminin setinde çığ altında kalarak öldü.
Sergei Bodrov Jr öldüğünde 30 yaşındaydı.
1949 ile 1954 yılları arasında aktif olarak Blues müziğiyle ilgilenen Ace, 1954 yılında Houston'da sahneye çıktığı bir gün verdiği molada eline bir silah alıp oynamaya başladı. Silahın boş olduğunu düşünen Ace, dikkatli olması için uyaranlara aldırmadan, silahı kafasına dayayarak tetiği çekti. Ne yazık ki silah doluydu.
Tiyatro sanatçısı Edith Webster, rol aldığı bir oyunda söylemesi gereken şarkıyı bitirdikten sonra yere kapaklanarak öldü. İşin ilginç tarafı rol icabı o sahnede ölmesi gerekiyordu. Bu nedenle ilk başta kimse bu ölümün gerçek olduğunu anlayamadı. Oysa aktris, ani bir kalp krizi geçirmişti.
Jerome Irving Rodale bir oyun yazarı, editör, yazar ve yayıncıydı. 1971 yılında 73 yaşındayken katıldığı bir televizyon programı sırasında horlama sesine benzer bir ses çıkararak yere düştü. Olay tam da kendisiyle yapılan röportaj bittiği ve Rodale henüz sahneden ayrılmadan önce meydana geldi.
Her ne kadar gösteri pilotları her zaman yaşamla ölüm arasında bir noktada olsalar da Mantz, şampiyonlukları bulunan bir gösteri ve yarış pilotu olarak kariyerini uzun yıllar boyunca sürdürmüştü. Ölümü 1965 yılında, "The Flight of the Phoenix" filminin çekimleri sırasında gerçekleşti. Filmdeki bir sahne için alçak bir uçuş gerçekleştirmesi gereken Mantz, küçük bir tepeciğe çarparak uçağın kontrolünü kaybetti. Uçağı kurtamaya çalıştı fakat uçak ikiye ayrılarak yere saplandı. Paul Mantz oracıkta can verdi.
Özellikle yüksek binaların arasına gerilen tellerde yürümesiyle ünlenen Karl Wallenda, 1978'te, 73 yaşındayken Porto Riko'da gerçekleştirdiği bir gösteri sırasında yaşamını yitirdi. Rüzgâr dolayısıyla dengesini yitiren performans sanatçısı yaklaşık 40 metre aşağıya düştü. Bunda Wallenda'nın hiçbir zaman emniyet ağı kullanmamasının da payı var elbette.