1977’de 13 yaşında bir kız çocuğuna cinsel istismardan tutuklanan ünlü yönetmen Roman Polanski’nin 76. Uluslararası Venedik Film Festivali’nde yarışacak olması tepkilere sebep oldu. Prestijli festivalde Polanski'nin son filmi An Officer and a Spy'ın da yer alacağı temmuzda açıklanmıştı.
1977'de reşit olmayan biriyle cinsel ilişkiye girdiğine dair suçlamaları kabul eden Polanski, ABD'den Avrupa'ya kaçmıştı. Polanski o zamandan beri Fransa'da yaşıyor.
Independent Türkiye’nin haberine göre; Polanski'nin filmi için planlanan akşam yemeğine katılmayacağını söyleyen Lucrecia Martel, “Onu tebrik etmeyeceğim ancak filminin burada, festivalde olması doğru. Bence onunla diyaloğumuzu geliştirmeliyiz ve burası bu tür tartışmalarda bulunmak için olabilecek en iyi yer” dedi.
Polanski'nin mahkumiyetine ilişkin bir yargıda bulunmanın “zor” olduğunu söyleyen Martel sözlerini şöyle sürdürdü:
Bu boyutta bir suç işleyip ardından mahkumiyet alan bir adam ve tazminattan tatmin olduğunu söyleyen bir kurban söz konusuyken yargıda bulunmam zor… Belirli davranışlarda bulunan ve bu davranışlarına karşılık yargılanan insanlara nasıl yaklaşmamız gerektiğini tanımlamak zor. Bence günümüzde bu sorular halen tartışmanın bir parçası.
Martel'in duruşu, festival yöneticisi Alberto Barbera'nın tutumuyla tezatlık oluşturuyor. Barbera "sanatçı ile insan arasında ayrım yapılması gerektiğine inandığını" söylemiş, bu görüşünü temmuzda festival programı yayımlandığında da yinelemişti.
Ne olmuştu?
10 Mart 1977’de Polanski’nin 13 yaşındaki Samantha Gailey (artık Geimer)’i, arkadaşı olan ünlü aktör Jack Nicholson’ın Los Angeles’taki evine davet etmesi ile gerçekleştiği iddia edilen olay için Polanski ilk ifadesinde suçsuz olduğunu iddia etse de sonrasında suçlu olduğunu ve olayın gerçekleştiğini kabul etmişti.
Yıllarını ABD ile suçlu iadesi zorunluluğu taşımayan Fransa’da geçirmesi sebebiyle dava sonuçsuz kalmıştı. Hatta 2009’da Zürih Film Festivali’nde Yaşam Boyu Başarı Ödülü’nü kazanmış, fakat Amerikan Adalet Bakanlığı’nın isteği üzerine Zürih havalimanında tutuklanmış, 2 yıl Zürih’te geçirdiği ev hapsinin ardından yeniden serbest bırakılıp Fransa’ya dönmüştü.