Romanya’nın Transilvanya bölgesinde bulunan nam-ı diğer Dracula’nın Kalesi ilginç, ürkütücü aynı zamanda da merak uyandıran yerler arasında. Dar tüneller, karanlık odalar, dönemin eşyaları hem göz korkutup hem de göz kamaştırıyor.
Balkanların Paris’i Bükreş'te bulunan Bükreş Parlamento binası, Guinnes Dünya Rekorlar kitabına göre dünyanın en ağır, en pahalı ve en büyük sivil yönetim binası. Bina yapımında, ihtiyaçları tamamen Romen malı malzemelerden inşa edilmiştir. Bina dört bir tarafından bakıldığında aynı şekilde görülmektedir. Ceauşescu bu sarayın adını “Cumhuriyet Evi” koymuş fakat Roman halkı bu saraya “Halk Evi” demeyi tercih etmişlerdir. Sarayın 1.100 odası bulunmakla beraber 12 kata sahiptir.
Dimitrie Gusti Köy Müzesi, Romanya'daki tarihi köy evlerinin her birinden birer örnek alınarak köylerden taşıtılan evlerin müze olarak yeniden düzenlenmesiyle oluşturulmuş kocaman, güpgüzel bir açık müze. Bükreş Parcul Herastau ( Herastau Parkı) içinde bulunan müzenin içinden akan nehir ve ona eşlik eden ağaçlar huzurun gerçek adresi. Gidilesi görülesi aşık olup dönülesi bir yer!
I. Carol’un yaptırdığı lüks ve ihtişam içinde şahane bir görkemin konuştuğu harika saray! Romanya’nın Sinaia şehrinde bulunan bu sarayda her ülke liderinin Carol’a getirdiği hediyeler ülkelere özel yaptırılmış odalarda korunuyor. Ülke liderleri kendilerine ayrılan odayı kendi ülkelerinin kültürel değerlerine göre ve kendi ülkelerinden getirdikleri malzemelerle kendileri dizayn etmişlerdir. Sarayda küçük taburelerle bezenmişi Osmanlı kültürümüzün yansıtıldığı Türk odası da bulunmakta. Fotoğrafta görülen bina hizmetçilerin kaldığı yer, gerisini siz düşünün artık!
Braşov kentinde efsaneye göre Avrupa’da son kez bir cadının yakıldığı meydan olan Konsil Meydanı, UNESCO’nun dünya mirasına aldığı Avrupa’nın en dar sokağı “Rope”, gotik mimarisi ve 6 tonluk çanıyla ünlü Kara Kilise’yi görmeden dönmeyin! Bir de eğer Braşov meydanda karnınız acıkırsa Strada Republicii caddesinde harika restoranlar sizleri güler yüzle karşılayacaklardır!
Özgürlüğü yollarda keşfetmiş ve her nefesinde daha da özgürleşen ruhlarımızı tutsak etmeyi bırakıp yola çıkalım! Gezgin ruhunuz daim olsun!