'Rövanşizm olmasın diyerek suçlarını örtmeye çalışıyorlar'

Eski DYP Denizli Milletvekili Av. Mustafa Kemal Aykurt, Ergenekon, Balyoz, 28 Şubat ve 12 Eylül davalarının başlamasının ardından, o dönemlerde suç işleyen kişilerin, “rövanşizm” adı altında işledikleri suçtan kurtulmaya çalıştıklarını söyledi. 28 Şubat sürecinde DYP’de milletvekili olarak görev yapan Aykurt, bu dönemde özellikle merhum başbakanlardan Necmettin Erbakan’a askerler tarafından büyük baskılar yapıldığını ifade etti. Aykurt, “Koalisyon hükümetinin bozulması için askerler fiilen de fikren de büyük baskı uyguladı. Hükümetin bozulması için akla hayale gelmeyecek provokasyonlar yapıldı. Çevik Bir’in başını çektiği ve devrin cumhurbaşkanı Sayın Demirel’in de bu olayın içinde olduğu bir süreçte nihayet hükümet istifa etmek zorunda kaldı. Bu açıdan bakıldığında 28 Şubat, darbeye teşebbüs değildir. Darbe, bütün unsurlarıyla tamamlanmıştır. Cebir ve şiddet vasıtasıyla meşru bir hükümet ortadan kaldırılmıştır. Kamuoyu ve gazetelerde ‘darbeye teşebbüs’ deniyor, ‘postmodern darbe’ deniyor. Bu, darbeye teşebbüs değildir. Darbe suçunun bütün unsurlarıyla teşekkül ettiği bir süreçtir. Bu suçun cezası da ağırlaştırılmış müebbet hapistir.” dedi.

O dönemde DYP milletvekili olarak kendilerine de askerler tarafından telefonlarla tehditler yapılarak istifa edilmelerinin istendiği belirten Aykurt, “Bize, ‘Partinizden ayrılın. Yoksa ciddi bir tehlike var.’ diye tehditler yapıldı. Biz yerimizde durduk ancak Demirel, Demokrat Türkiye Partisi'ni kurdurmak için DYP’den 12-13 kişiyi istifa ettirdi. Cindoruk’un başkanlığında şemsiye partisi olarak adlandırılan partiyi kurdurdu. İstifa eden arkadaşların yarıdan fazlası da bakan oldu.” diye konuştu.

'HUKUKTA RÖVANŞ YOKTUR, İŞLENEN SUCA CEZA VARDIR'

Son yıllarda darbe davaları gündeme geldiğinde, “Rövanşizm olmasın” diye o dönemde suç işleyen kişilerin bunu gizlemeye çalıştığını vurgulayan Aykurt, “Rövanş, maçlarda olur. Fenerbahçe Galatasaray’ı yendiyse onun rövanşı diğer maçta yapılır. Burada görev vardır. Rövanşa sığınanlar, olayı makyajlamaya çalışmaktadır. Hukukta rövanş olmaz. Yargılama sürecinde fiil suçsa mahkeme bu suçu tespit edecek, karşılığında müeyyideyi kullanacak. Böyle rövanş olur mu? Ortada fiili bir durum var. Suç teşkil eden darbe var. İşkence çeken insanlar var. İdam edilen insanlar var. Yaşları büyütülerek sorgusuz sualsiz asılan çocuklar var. Bunun rövanşı olur mu? Neyin rövanşı? 28 Şubat'ta Sincan’a çıkan tankların karşısında, bugün başka bir güç tankla mı çıkıyor? Rövanş böyle olur. ‘Siz şu kadar tankla yürüdünüz, biz de şu kadar tankla yürüyoruz.’ varsa bu olabilir. Böyle bir şey var mı? Hukuk süreci başlıyor. Hukuk, suç teşkil eden meseleye el koyuyor. Bunun rövanşı olur mu? Burada herkesin, muhalefet veya iktidar, ittifakla bu meselenin üstüne gitmesi gerekirken siyasi ikbal düşüncesiyle olayı makyajlamaya, küllendirmeye çalışıyorlar. Böyle bir şey olmaz.” şeklinde konuştu.

'12 EYLÜL DAVASINDA ARAŞTIRILACAK BİR ŞEY YOK, İLK CELSEDE KARAR VERİLMELİ'

12 Eylül darbesini yapanlar hakkında da görüşlerini açıklayan Mustafa Kemal Aykurt, ortada yapılmış bir darbe olduğunu, bundan dolayı soruşturacak veya davayı uzatacak bir şey olmadığını öne sürdü Aykurt, şunları kaydetti: "Hukuk açısından ortadaki fiili durum belli. Şu anda meri olan Anayasa, Kenan Evren’in darbe anayasasıdır. Darbe hukukudur. Beyanatında, ‘Şimdi olsa yine yaparım.’ diye itirafı da var. Yargı süreci başladı ancak gerek Ergenekon gerekse Balyoz davasında gördüğümüz gibi şüpheliler, sanıklar, maşallah hepsi hasta olup GATA’ya sığınıyor. Kenan Evren de GATA’ya sığındı. İfadeye gelmiyor. Mahkeme, GATA’ya gidip ifade alacak. Savunmalar alındıktan sonra bence araştırmayı gerektirecek bir şey yok. Toplanacak bir delil yok. Bir celsede karar verilecek hukuk sürecidir.