HABER

RTÜK'ten dikkat çeken rapor: Türk tarihi çarpıtılıyor

“RTÜK’ün Wikileaks belgesi” olarak adlandırılan raporda diziler hakkında ilginç saptamalar yer alıyor. İşte bazıları: 'Belden aşağı espriler var', 'Bekâretin önemsizliği öne çıkarılıyor', 'Türk tarihi çarpıtılıyor', 'Derin devlet meşrulaştırılıyor'

RTÜK'ten dikkat çeken rapor: Türk tarihi çarpıtılıyor

Radyo ve Televizyon Üst Kurulu (RTÜK), “Muhteşem Yüzyıl” dizisiyle tırmanan dizi film tartışmasına hazırladığı raporla farklı bir boyut kazandırdı. Uzmanların hazırladığı raporlarda; farklı kanallarda yayınlanan dizilerle ilgili ilginç tespitler yapılıyor. Rapor, RTÜK İletişim Merkezi’ne gelen şikâyetlerden de yola çıkılarak hazırlandı. Uzman görüşleri RTÜK gündemine de alındı.


Gençler lise çağında olmalarına rağmen cüretkâr hayatları ve sınıf ayrılıklarına yapılan vurgu dikkat çekiyor. Lise öğrencilerinin okula lüks araçlarıyla; genç kızların abartılı makyajlarıyla gitmeleri, okul dolaplarında içki şişeleri bulundurmaları, okulda sevgilileri ile öpüşebilmeleri dikkat çekiyor. Varlıklı aile çocuklarının aynı koleje burslu olarak devam eden başka bir öğrenciyi, “varoşcan” diye aşağılamaları da dikkat çekici.


Ali, eşinden ayrı bir ilişkisi olması ve karısı hapisteyken sevgilisini çocuklarının olduğu eve getirmesi, çocuklarını dövmesi gibi nedenlerle örnek baba profili çizmemektedir. Aylin’in babası yaşında bir erkekle duygusal ilişki yaşaması uygun bir davranış olmamıştır. Mete’nin de babasına, “Geberteceğim lan seni” demesi, çocuklara ve gençlere kötü örnek oluşturabilecek niteliktedir.


Daha birinci bölümünde sansasyonel bir şekilde dakikalarca adeta görsel bir duruma sokulan tecavüz sahnesi yaşanıyor. Bu sahne kullanılarak reyting planlaması yapılmakta, toplumsal bir yara amacından saptırılarak tamamen tecimsel bir amaca tahvil edilmektedir. Bu tür yapımlar değer yargılarını zaafa uğratmakla birlikte, yaşanan olayları ajite ederek yayıncılığa alet etmektedir.


Dizi sadece yoğun izlenme oranıyla değil, aynı zamanda şiddet kültürünü ve derin devleti meşrulaştıran içeriğiyle gündeme geldi. Böylesi bir temanın bu kadar geniş bir izleyici kitlesine ulaşması diziyi sosyolojik bir olguya dönüştürmüştür.


Türk toplununun aile yapısına ve manevi değerlerine uygun olmayan aile içi gönül ilişkilerinin yaşandığı dizide, “Senin Allah’ın kitabını, ulan Allahsız, ulan kitapsız” gibi kutsal değerlerimize hakaret içeren konuşmaların yer aldığı dikkat çekmektedir.


Her bölümde cinayet ya da ölüm yaşanıyor. Belden aşağı espriler yapılıyor olsa da bunlar “bip”lenmekte, bunun dışında da sıkça “lan, lun” şeklinde konuşmalar geçmektedir.


Gayrimeşru ilişkilerin yaşandığı diğer dizilerde de sıklıkla karşılaşılan kürtaj meselesi anne karnındaki bebekten bağımsız olarak ele alınmakta ve canının istemesine göre doğurulmakta ya da aldırılmaktadır.


Bekâretin önemsizliği, iki erkek arasındaki homoseksüel ilişkiyi ima eden yatak odası görüntüleri gibi genel ahlak anlayışının dışına çıkılmaktadır.


İşkence görüntülerinin canlandırıldığı dramatik sahneler, gereğinden fazla uzatmalarla ve tekrarlarla ekrana yansıtılmaktadır.


Espriler ağırlıklı olarak; kelime, atasözü, deyim, özel isim, unvan, yer ismi ve dilimize yabancı dillerden giren sözcüklerin yanlış kullanımı ile argo ve cinsellik üzerine kurulmaktadır.


İzleyiciler; Türk tarihini çarpıtan, milli manevi değerlere saldıran, Kanuni Sultan Süleyman’ı zevk ve sefa düşkünü bir padişah olarak gösteren dizinin yayına konulmamasını talep etmişlerdir. Dizinin yayınlanmasıyla birlikte izleyici şikâyetleri de artarak devam etmiştir. Dizide Harem’e seçilen kızlar hamamda detaylı bir vücut kontrolünden geçirilirler ve bekâret kontrolleri yapılır. Diziye, ilk bölümü yayınlandıktan sonra 60 bin den fazla şikâyet gelmiştir.


Raporda, olumlu olarak değerlendirilen ve RTÜK Yasası’na aykırılık tespit edilemeyen diziler ve programlar da yer aldı. “Şüphe, Kirli Beyaz, Deli Saraylı, Karadağlar” bu diziler arasında sayılırken; kadın programlarıyla ilgili bir değerlendirme olmaması dikkat çekti.

En Çok Aranan Haberler