RTÜK üyeleri: "RTÜK iktidarın sopası" Radyo Televizyon Üst Kurulu'nun (RTÜK) iki üyesi basın toplantısı düzenleyerek, Yüksek Seçim Kurulu (YSK) adına yayınları takip etmek ve raporlamakla görevli kurulun, tabloyu gizlediğini ve demokrasiye gölge düşürdüğünü açıkladı. Kurul üyeleri muhalefet partilerinin grup toplantılarını yayınlayan kanallara verilmek istenen cezaları da eleştirerek, "Maalesef bizim de üyesi olduğumuz RTÜK şu anda iktidar partisinin bire bir sopası olma görevi yapmaktadır" dedi.
RTÜK üyeleri Süleyman Demirkan ve Ali Öztunç, basın açıklaması düzenleyerek kurulda yaşanan tartışmaları kamuoyuna taşıdı. Kurulun CHP kontenjanından seçilen iki üyesi olan Demirkan ve Öztunç, RTÜK'ü görevlerini yapmamakla, dolaylı sansür uygulamakla ve iktidar partisinin sopası gibi davranmakla suçladı.
TRT'de siyasi partilere ilişkin yapılan yayınların istatistiğini açıklayan Süleyman Demirkan, "TRT yayınlarında iktidar partisine yüzde 90, CHP'ye yüzde 5, MHP'ye yüzde 5'e yakın, BDP'ye ise binde 22 civarında yer ayrılıyor. Burada inanılmaz bir uçurum var. Bunun hak, yasa, anayasa, adaletle bağdaşır hiçbir yanı yok. Seçim döneminde bu tek yanlı yayın, seçimlere gölge düşürür nitelikte" dedi.
RTÜK'ün bu yayınların takibini yapmakla ve raporlaştırmakla görevli olduğunu hatırlatan Demirkan, "Seçim döneminde RTÜK, anayasanın seçimleri yapmakla görevlendirdiği YSK adına yayınları izliyor ve raporlayıp YSK'ya göndermesi gerekiyor. YSK da özgürce kanaat oluşumuna olanak verir şekilde yayınların yapılmasını gözetmek ve seçimleri adil bir şekilde sona erdirmekle görevli. Anayasal bir kurum olan RTÜK görevini yapmadığı, bu tabloyu YSK'ya bildirmediği, tabloyu kararttığı için YSK'nın adil karar alması da engellenmiş ve seçimlere gölge düşürülmüş oluyor. Sanki iktidar partisinin halka ulaşmakta sorunu varmış gibi herkesin vergisiyle işleyen bir kurum olan TRT'nin bile iktidar partisine tesis edilmesi durumu ortaya çıkıyor" diye konuştu.
RTÜK Üyesi Ali Öztunç ise kurulda bir süredir CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun grup toplantısını yayınlayan kanallara ceza verilmesiyle ilgili tartışmalar yaşandığını belirterek, şunları söyledi:
"Kemal Kılıçdaroğlu'nun grup toplantısındaki konuşmasını canlı yayınlayan TV'lere cezalar verilmek isteniyor. Bununla ilgili önce talimat verildi. Uzmanlara denildi ki, 'Kılıçdaroğlu'nun grup konuşmasını yayınlayan, haber yapan kanallarla ilgili şu maddeden dosya hazırlayın gönderin' denildi. Uzmanlara böyle bir talimat verilemez ama faşizan bir anlayışla böyle bir talimat verildi. Devamında bu dosyalar Üst Kurul'a geldi. 2 gün süren tartışmalar boyunca bunun yanlış olacağını, dolaylı bir sansür olacağını söyledik. Demokrasilerin vazgeçilmezi basın özgürlüğüdür. Eğer basın özgürlüğü yoksa, demokrasi de yok demektir. 'Bunu yapmayın' dedik. Ancak AK Parti kontenjanından seçilmiş 5 arkadaş direndi ve uzun tartışmalar yaşandı. Bakın RTÜK Kanunu 1. maddesi, 'RTÜK ifade ve haber alma özgürlüğünü sağlar' diyor. Eğer siz muhalefet partilerinin grup toplantılarını yayınlayan kanallara bu cezayı verirseniz, ifade özgürlüğünü sağlamamışsınız demektir. Eğer bu cezayı verirseniz, 'Yarın da muhalefet partilerinin mitinglerini yayınlamayın' demek istiyorsunuz. Bu, 'Muhalefet partilerinin mitinglerini yayınlarsanız biz size ceza veririz, çünkü biz burada sopa görevi görüyoruz' demektir. Biz buna isyan ediyoruz. Bugün CHP Genel Başkanının grup konuşmasına böyle bir uygulama yapmak isteniyor, yarın sayın Bahçeli'nin, sonraki gün sayın Demirtaş'ın, hatta gün gelir sayın Başbakanın Meclis'te yapacağı bir konuşma sansür edilmek istenebilir. Meclis'te yapılan konuşmalar yasama dokunulmazlığı kapsamındadır. Eğer siz demokratik bir anlayışla muhalefet partilerinin seçim sürecinde kendisini anlatmasına izin vermezseniz, burada demokrasi yok demektir. Maalesef bizim de üyesi olduğumuz RTÜK şu anda iktidar partisinin bire bir sopası olma görevi yapmaktadır."