ANKARA (İHA) - Sağlık Bakanı Recep Akdağ, insanların sadece bedensel sağlıklarında bir rahatsızlık olduğunda doktora gittiklerini belirterek, ruhsal bozukluk denildiğinde sadece 'delilik' ve 'akıl hastalığı' gibi kavramların anlaşıldığını söyledi.
Ulusal Ruh Sağlığı Geliştirme Politikası Konferansı'na katılan Bakan Akdağ, Türkiye'de 500 binden fazla ağır derecede, en az 6-7 milyon da hafif ve orta derecede tedavi gerektiren ruhsal bozukluk tanısı alabilecek birey olduğunu belirtti. Akdağ, ruh sağlığı tedavisinin toplumda 'damgalanmak' olarak anlaşılmasından dolayı korkulan ve utanılan bir kavram olduğunu vurguladı. Bu bireylerin hastalıklarına tanı konamaması ve tedavilerinin gecikmesinin yalnızca tıbbi değil sosyal ve ekonomik kayıplara da yol açabildiğini vurgulayan Bakan Akdağ, "58. Hükümet birinci basamak sağlık hizmetlerinin geliştirilmesine inanmaktadır. Devletin görevi vatandaşın sağlıklı bir ortamda yaşamasını sağlayarak ona sağlığını koruma bilincini vermek ve bunun için de gerekli alt yapıyı oluşturmaktır. Temel sağlık hizmetleri yaklaşımı, hizmet sunduğumuz toplumun daha gerçekçi bir gözle tanınmasını, sağlık problemlerinin doğru olarak belirlenmesini ve akılcı politikalar geliştirilmesini sağlayacaktır" dedi. Bakan Akdağ, güçlü bir ruh sağlığı politikasının etkili sağlık hizmetleri sisteminin ayrılmaz bir parçası olduğunu ifade ederek, "Bu doğrultuda uzun vadeli, kalıcı ve tutarlı bir ulusal ruh sağlığı politikasının geliştirilmesi ilk adımdır. Ruh sağlığı hizmetlerinde birinci basamak hekim anlayışı olan 'Aile Doktoru' kavramı yaygınlaştırılacaktır. Bu sayede toplumda utanma ve damgalanmak korkusu azalacaktır" diye konuştu.
Konferansa Harvard Üniversitesinden katılan Prof. Dr. Kerim Ündil ise '17 Ağustos' depreminden sonra oluşan hasarın azaltılması için, Acil Yeniden Yapılandırma Projesi'nin Dünya Bankası ve Sağlık Bakanlı tarafından yürütüldüğünü söyledi. Ündil, deprem sonrası yaşananların ulusal düzeyde ruh sağlığı projesi yürütmenin gerekli olduğunu ortaya çıkardığını belirterek, "Ruh sağlığı ve gelişimsel bozukluklar' projesi beş yıl içinde gerçekleşecektir. Bu çalışmalarla görevimiz bitmeyecek, aksine bunlar sadece bir başlangıçtır" dedi.