LEFKOŞA (İHA) - Kıbrıs Rum kesiminde yayımlanan gazeteleri, Rum yönetiminin en büyük hedefinin, 17 Aralık'taki Avrupa Konseyi kararlarında; "Türkiye'nin Kıbrıs'a karşı yükümlülüklerini somut bir şekilde ortaya koyacak bir paragraf eklenmesi" olduğunu yazıyor.
Kıbrıs Rum kesiminde yayımlanan gazetelerden POLİTİS "Tasos Normalleşme İstiyor-Hükümet Kıbrıs Sorununda yeni Taktik Benimsiyor-Kıbrıs Sorununda Yeni İnisiyatif Öncüsü-Veto Tanımalara Neden Olacak-Türkiye Aşırı Tezlerinde Israrlı" başlık ve spotlarıyla manşete çektiği haberinde Rum Yönetim Başkanı Tasos Papadopulos'un en büyük hedefinin; 17 Aralıktaki Avrupa Konseyi kararlarında; "Türkiye'nin Kıbrıs'a karşı yükümlülüklerini somut bir şekilde ortaya koyacak bir paragraf eklenmesi" olduğunu yazdı. Gazete, "Bu metin ne kadar açık ve somut olursa, bununla nihayetinde Ankara'yla da anlaşacağı gizli isteğini gizlemeyen Lefkoşa'yı o kadar çok memnun edecek" ifadesini kullandığı haberini özetle şöyle sürdürdü:
"Papadopulos hükümetinin yeni doktrini, normalleşme, diğer bir deyişle normaization kodunu taşıyan, uluslararası camiayı yatıştırma çabasında aranmalıdır. Güvenilir kaynaklara göre Başkan Papadopulos'un en büyük hedefi; 17 Aralıktaki Avrupa Konseyi kararlarında; "Türkiye'nin Kıbrıs'a karşı yükümlülüklerini somut bir şekilde ortaya koyacak bir paragraf yer almasıdır. Metin ne kadar açık ve somut olursa, nihayetinde bu şekilde Ankara'yla da anlaşacağı gizli isteğini gizlemeyen Lefkoşa'nın memnuniyeti de o kadar büyük olacak.
Kıbrıs'ın bir kısım hedefleri, Türkiye-AB ortaklık ilişkilerinin yenilenmesinin görüşüleceği 2005'in ilk yarısında Kıbrıs sorunundaki askerler, yerleşkeler ve iş birliğe ilişkin bazı konuların somutlaştırılmasına yönelik siyasi diyalogun da başlamasıdır. Kıbrıslı bir diplomatın söylediğine göre en iyi durumda; böyle bir prosedür aracılığıyla Kıbrıs sorununun çözümüne, 2005 sonunda veya 2006 başlarında Kıbrıs sorununda yeni tür müzakerelerin başlamasına sağlam zemin sağlayacak yeni bir çerçeve şekillenebilir.
Halihazırda İtalyanlar alenen, Amerikalılar ise perde gerisinde; diyalogun yeniden başlamasına yönelik bir inisiyatife katılma ilgilerini gizlemiyorlar. Avrupalı ortaklar ve Amerikalılar Kıbrıs'ın veto kullanmayacağı izlenimine sahiptirler ancak Tasos Papadopulos'un bir kez daha tahmin edilmeyeni ortaya koyabileceği mantığıyla çekinceli yaklaşanlar da var. Fransa'nın başını çektiği bir grup, Papadopulos'un AB kararında; somut bir şey almasını istiyor. Bunun aksine İngilizler, Almanlar ve Amerikalılar perde gerisinde; karar metninde Kıbrıs'a hiçbir atıfta bulunmaması gerektiğini düşünüyor. Kıbrıs'ın veto kullanması halinde üçüncü ülkeler sahte devleti kitlesel olarak tanımaya cesaretlendirmeye hazır görünüyorlar. Böyle bir şeyi ABD'nin de yapması olasılığı göz ardı edilmiyor.
Papadopulos hükümeti, uluslararası camiadaki ortamı da değerlendirerek: veto kullanmasının kendisini hiç bir yere götürmeyeceğini görüyor ve bu nedenle normalleşme doktrinine başvurdu. Bu çerçevede Başkan Papadopulos'un ABD'ye gerçekleştirdiği son ziyaret sırasında Amerikalılar tarafından özellikle selamlandı ve Amerikalı bir kaynağa göre Marc Grossman tarafından ABD Dışişleri Bakanlığı'na sunulan raporda olumlu ifadelerle yer aldı.
Diplomatik bir kaynağa göre Papadopulos, Türkiye-Kıbrıs ilişkilerinin normalleştirilmesini (tanınma, ticari ve ekonomik işbirliği, çevre konularında ortak hareket, kaçak mülteciler ve terör) başarması halinde, Başkan Papadopulos'u, Kıbrıs sorununda Ankara'yla doğrudan müzakere ilişkisi önerisi de mümkün olabilir. Önümüzdeki 6 ay, Kıbrıs sorununda ortak bir Amerika-Avrupa inisiyatifi üstlenilmesine bile olanak sağlayabilir. Böyle bir durumda Tasos Papadopulos'un, AKEL'le ve kendisini desteklememesi durumu söz konusu olmayan DİSİ ile birlikte giderek, Annan planının önemli yönlerini iyileştirmede daha avantajlı duruma gelebileceği kesindir.
Elbette ki Papadopulos Annan planında köklü değişikliklere ilişkin bilinen tezlerini öne çıkarmakta ısrarlı davranırsa, o zaman önümüzdeki aylarda taksim senaryoları teyit edilecek. Normalleşme argümanı iki aydır Kıbrıs diplomasisi tarafından Avrupa'ya yönelik olarak kullanılıyor ve ılımlı karşılanmaya başladı. Esasen Kıbrıs - Türkiye ilişkilerinin aşamalı olarak Avrupa normlarına uyumlaştırılmasından ibarettir ve bu uyumlaştırmanın 2005'in ilk 8 ayında başlamasını hedefliyor. Bu çerçevenin geliştirilmesi temelini, yabancı uzmanların Kıbrıs hükümeti hesabına yaptıkları bir dizi bilirkişi notu sağladı. Bu argüman, birkaç gün önce İtalya Dışişleri Bakanı Fini tarafından kullanıldı. Fini, Türkiye'yi Kıbrıs'ta ilişkilerini normalleştirmeye çağırmıştı.
Tasos Papadopulos, referandumda da yaptığı gibi, Kıbrıs sorununu tamamen bir iç konu olarak göğüsleyerek aralık ayında veto kullanıp, aynı zamanda katı müzakereci görüntüsünü de koruyarak kamu oyunun yüzde 70'ini kendi tarafına çekebilir. Aynı zamanda çoğunluğu Türkiye'nin üye olmasını istemeyen Avrupa kamu oyu arasında çok önemli taraftarlar da bulabilir. Papadopulos: üçüncü devletlerin sahte devleti derhal tanımalarından başka bir şey olmayan etkilerini yönetebilirse veto kullanabilir, bundan kimsenin kuşkusu yok. Veto kullanmamanın ise Papadopulos'u, 24 Nisan'da kendisini destekleyen önemli sayıdaki vatandaş grubuyla karşı karşıya getireceği kesindir. Mantıken Papadopulos, böyle bir durumda AKEL'e dayanmak zorunda kalacak. Belki DİSİ'den de destek arayabilir. Bu durumda yeni yılla birlikte yapması gereken kabine değişikliği Papadopulos ile AKEL arasındaki yeni ilişkiye yansıyacak. Bu ilişki özellikle Kıbrıs'ın, Kıbrıs sorununda yeni bir diyaloga yönelmesi halinde DİSİ'nin de küçümsememesi gerekecek bir ilişkidir."
Filelefheros, Rum Yönetimi Başkanı Tasos Papadopulos'un; partisi DİKO'nun düzenlediği bir etkinlikte 24 Nisan'da Rum tarafının Annan planını reddetmesi nedeniyle Güney Kıbrıs'ın uluslararası camia tarafından yalnız bırakılmasından bahsedenlerin günden güne yalancı çıktıklarını, Avrupa'da gerçekleştirdiği temaslarda ifade ettiği tezlerin anlayış bulduğu izlenimi edindiğini söylediğini yazdı. Gazeteye göre, Papadopulos, şimdi de bazılarının, Rum tarafının Kıbrıs sorununda istediklerini başarabilmesi için, Annan planında yapılmasını arzu ettiği değişiklikleri beyan etmesi gerektiğini söyleyerek, 17 Aralık'la ilgili felaket tellallığı yaptığını söyledi.
Alithia, Tasos Papadopulos'un dünkü açıklamasının, Güney Kıbrıs'ın; Türkiye'ye AB'yla üyelik müzakerelerine başlama tarihi verilmesi konusunda 17 Aralık'ta ortaya koyacağı tavırla ilgili olarak Yunan hükümetine uyarı niteliğinde olduğunu bildirdiği haberini "Tasos: Yunanistan'ı Maceralara Sokmak İstemiyoruz Ancak..." başlığıyla yansıttı. Gazete Tasos Papadopulos'un "Kıbrıs ve Yunanistan Lionsları"nın 50. kuruluş yıldönümü nedeniyle düzenlenen resmi davette yaptığı konuşmada söylediklerine şu şekilde yer verdi: "Kıbrıs Elenizmi Yunanistan'ı maceralara veya zorluklara sokmaya ne niyetlidir ne de buna olanağa sahiptir. Ancak burada Kıbrıs'taki Akdeniz'in en ucundaki bizlerin, Türk yayılmacılığının sınırlandırılması mücadelesinin ön saflarında savaştığımızın anlaşılmasını umarım."
Gazete Papadopulos'un, Kıbrıs sorununa yaşayabilir ve işleyebilir bir çözüm bulunmasından da söz ettiği konuşmasında, "Pratikte ülkeyi ve halkımızı, ekonomiyi ve devlet kurumlarını iki toplumlu, iki kesimli federasyon çerçevesinde birleştirebilecek bir çözüm isteniliyor" dediğini kaydetti.
Mahi, "Tasos Papadopulos Türk Yayılmacılığını Sınırlandırma Mücadelesinin Ön Saflarında Savaşıyoruz" başlığıyla yansıttığı haberinde, Papadopulos'un söz konusu davette Alithia'nın yer verdiği sözlerine ilaveten "Kıbrıs Cumhuriyeti'nin AB'a üyeliği Kıbrıs Lionsları'nın faaliyet alanını ve rolünü genişletmek suretiyle yeni ufuklar açıyor" dediğini yazdı.